Medical Park Antalya Hastane Kompleksi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Uzm.

Dr. Seda Özer; beta mikrobuyla ilgili, “Sıklıkla solunum yoluyla bulaşması nedeniyle beta

mikrobu enfeksiyonu olduğu bilinen kişilerle temastan kaçınmak tek korunma yolu” dedi.

Kış mevsiminin gelmesi ve hava sıcaklıklarının düşmesiyle birlikte daha kapalı ve kalabalık

ortamlara girmeye başladığımızı, bu nedenle de bulaşıcı hastalıklara yakalanmanın kaçınılmaz

olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Seda Özer, “Özellikle okul çağındaki çocuklarda görülen bu

mikrop, tedavi edilmediğinde ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir” şeklinde konuştu.

Beta mikrobunun, sıklıkla solunum yoluyla bulaştığını belirten Medical Park Antalya Hastane

Kompleksi Çocuk Sağılığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Uzm. Dr. Seda Özer, “Beta mikrobu,

üst solunum yolu enfeksiyonları yapan daha nadir olarak derideki yaralardan girerek, cilt

enfeksiyonlarına yol açan bulaşıcı bir bakteridir. 3 yaşından küçük çocukların yanı sıra

erişkinlerde de enfeksiyon çok nadir görülmektedir. En sık 5-15 yaş arası çocukları etkilenir.

Sebep olduğu enfeksiyonlar sıklıkla tonsillit (bademcik iltihabı) ve farenjittir. Kızıl hastalığı

da beta mikrobundan kaynaklanır” şeklinde konuştu.

BELİRTİLERE DİKKAT!

Beta tonsillitinde belirtilerin yüksek ateş, yutkunma güçlüğü, nezle, karın ağrısı, bulantı, çene

altındaki bezelerde şişme boğaz ve baş ağrısı şeklinde sıralandığını sözlerine ekleyen Uzm.

Dr. Seda Özer, kızıl hastalığında bu belirtilere, ciltte yaygın kırmızı bir döküntü eşlik ettiğiniz

belirterek, “Tanıda çoğu zaman dikkatli bir fizik muayene yeterliyken, bazı virüs

enfeksiyonlarıyla karışabildiğinden, boğaz kültürü ya da hızlı antijen testi gibi tanı

yöntemlerine başvurmak gerekebilir” ifadelerini kullandı.

“MUTLAKA TEDAVİ EDİLMELİ”

Beta mikrobunun tedavi edilmediğinde, sinüzit, orta kulak iltihabı, boğazda apse, lenf bezi

iltihabı, zatürre gibi erken dönem hastalıklarının görülebildiğinin altını çizen Uzm. Dr. Seda

Özer, “Bunun yanı sıra, ilk belirtilerden haftalar sonra ortaya çıkan eklem romatizması, kalp

romatizması, böbrek iltihabı hatta beta mikrobuyla ilişkili olduğu tahmin edilen bazı

psikiyatrik bozukluklara kadar çok sayıda istenmeyen durumla sonuçlanabilir” şeklinde

“TEMASTAN KAÇININ”

Sıklıkla solunum yoluyla bulaşması nedeniyle beta mikrobu enfeksiyonu olduğu bilinen

kişilerle temastan kaçınmanın, tek korunma yolu olduğuna vurgu yapan Uzm. Dr. Özer,

“Çocukların, kreş ve okul gibi kapalı alanda ve toplu olarak yaşamak zorunda kalması, bu

korunmayı imkansız kılar. Bu durumda, belirtilere dikkat ederek, doktora zamanında

gidilmesi ve uygun tedaviye başlanması çok önemlidir. Cilt enfeksiyonlarında, ciltteki açık bir

yara ve kesiden temasla da mikrobun vücuda alınabileceği unutulmamalıdır” dedi.

KUTU……KUTU……KUTU…..KUTU…..

Beta mikrobu tedavisinde ilk tercihin penisilin ya da amoksisilin grubu antibiyotikler

olduğunu sözlerine ekleyen Uzm. Dr. Özer şöyle devam etti: “Antibiyotik tedavisi sadece

boğazı iyileştirmek için değil, istenmeyen ikincil durumların önüne geçilmesi için de

şarttır. Tek doz penisilin enjeksiyonu ya da ağız yoluyla alınacak antibiyotiğin 10 güne

tamamlanması gereklidir.”