Müslüman alemi için en önemli günlerden birisi de Regaip Kandilidir.
Regaip Kandili Perşembeyi Cumaya bağlayan ilk gece yani bu gece idrak edilecek.
Regaip Kandili veya Regâib Kandili, Hicri takvime göre Recep ayındaki ilk Perşembeyi Cumaya bağlayan gece olarak kabul edilir. Regaib; rahmeti, bereketi ve mağfireti bol üç ayların manevi iklimine girildiğinin habercisidir. Recep ayının da ilk cuma gecesi… Allah’ın mağfiretinin, engin lütuf ve kereminin üzerimize sağanak sağanak yağdığı bir rağbet gecesi…
Regaip Kandili Üç Ayların başlangıcıdır. 2016 Regaip Kandili 7 Nisan Perşembe gününe denk geliyor. 8 Nisan Cuma günü Üç Aylar başlıyor.
Üç aylar; birbiri ardına açılan rahmet ve mağfiret kapıları olan Recep, Şaban ve Ramazan ayını içinde barındıran, Regâib kandiliyle başlayan, Miraç ve Berat’le devam eden, bin aydan daha hayırlı Kadir gecesiyle zirveye ulaşan, Ramazan bayramıyla da maddî ve manevî alanda “Bayram”a dönüşen manevi yükseliş ve bağışlanma aylarıdır.
İnsan rağbet ettiği değerlere göre rağbet görür. Regaib Kandili ise her türlü arzu ve isteklerimizi, emel ve tutkularımızı, rağbetlerimizi iyiye, doğruya, güzele, faydalı olana, hakka ve hakikate; regaibimizi Rabbimize yöneltme, bütün işlerimizi O’nun rızasına uygun hâle getirme çabasıdır.
REGAİP KANDİLİNDE YAPILACAK İBADETLER NELERDİR?
Bu geceye mahsus bir ibadet şekli olmamakla beraber, geceyi tevbe, dua ve ibadetle geçirmek sevap kazanmaya vesile olur.
Üç ayların birincisi olan recep ayının ilk cuma gecesi Regaib gecesi ve 27. gecesi de Mi‘rac gecesidir. Üç ayların ikincisi olan şâban ayının 15. gecesi Berat gecesidir. Üç ayların üçüncüsü olan ramazan ayının 27. gecesi ise Kadir gecesidir.
Bu geceleri vesile ederek nâfile namaz kılmak, Kur’ân-ı Kerîm okuyarak üzerinde düşünmek, tezekkür ve tefekkür etmek yararlı olur. Peygamberimiz Kadir gecesinde nasıl dua edebileceğini soran Âişe vâlidemize şöyle demesini tavsiye etmiştir: Allahümme, inneke afüvvün tühibbü’l-afve fa‘fü annî (Ey Allahım! Sen şüphesiz çok affedicisin, affetmeyi seversin, beni affet) (Tirmizî, “Da‘avât”, 84).