”Ankara-Moskova yakınlaşması Batı ya zarar verir”

Handelsblatt: “Putin doğru kartlara oynadı”
Alman basınında yer alan yorumlarda, Putin-Erdoğan görüşmesi öne çıkıyor. Ayrıca Türkiye-AB ilişkileri de yorum sütunlarına yansıyan konulardan.

Handelsblatt gazetesinde St. Petersburg’daki Putin-Erdoğan görüşmesine ilişkin bir yorum dikkat çekiyor:
“Rusya Devlet Başkanı, ABD ve Avrupa’nın aksine doğru kartlara oynadı ve diğerleri tereddüt içindeyken o Ankara’ya yanlış anlaşılmaya mahal vermeyecek şekilde desteğini açıkladı. Şimdi de Putin ve Erdoğan, Putin’in doğduğu şehir olan St. Petersburg’da buluşacak. Moskova-Ankara arasındaki işbirliğinin bir menfaat ilişkisi olacağına şüphe yok, fakat yine de Batı’ya zarar verecek. Avrupa, Türkiye’yi daha fazla ürkütmeyip, kendi tarafına çekerse iyi eder. Ama Türkiye’yi elli yıl önce NATO üyeliğinde olduğu gibi kendine bağlamak yerine, Erdoğan’ın yanı sıra Avrupalı politikacılar da diplomatik çekimserlikleri ile Türkiye’nin Avrupa’dan uzaklaşmasına adım adım katkı sağlıyorlar. Putin bu olanlara seviniyor!”
Die Welt gazetesi de yorum sütunlarında aynı konuya yer veriyor:
“Putin ile Erdoğan’ın Suriye’de yürüttüğü vekalet savaşı düşünüldüğünde, ikisi aslında çok tuhaf bir çift görüntüsü çiziyor. Ancak Erdoğan otoriterleştikçe her ikisinin de giderek birbirine benzediğini görmezden gelmenin imkânı yok. Putin geçen yıllarda dünya üzerindeki otoriter yöneticilerin koruyucusu olduğunu gösterdi. Erdoğan’ın da Ankara’nın istikrarsız karakterine giderek daha alerjik yaklaşan Batı’nın yerine, Putin’in sunduğu ‘otoriterlerin kardeşliği’ ortamında kendisini daha rahat hissedeceği kesin. Putin NATO’yu bölmeye uğraşırken Erdoğan da yeni ittifaklara girerek Batı’ya kendi işkence araçlarını göstermek için elinden geleni yapacaktır.”
Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesinde, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın politikalarına ilişkin bir yorum dikkat çekiyor:
“Erdoğan’ın en çok bilinen sözlerinden biri şöyle: ‘Demokrasi bizim için bir tramvaydır istediğimiz durağa gelince ineriz.’ Erdoğan şimdi amacına ulaştı. Demokrasiyi kitleleri sokağa döktüğü mitinglere indirgiyor. Kuvvetler ayrılığı, temel haklar ve kurumsal süreçler öngörülmüyor. Şimdi tramvaydan inebilir ve yeni bir Türkiye oluşturabilir. Bu Türkiye’nin ne şekilde görüneceğini iki unsur eleveriyor. İlki şu, toplumsal bir barış olmayacak… Türkiye bugün, hiç olmadığı kadar duygu yoğunluğu ve nefret içinde. İkincisi ise İslam bu Türkiye’de büyük bir rol oynayacak, ama milliyetçiliğin rolü İslam’dan da büyük olacak. Erdoğan iktidarını genişletecek hamlelere oynayan bir pragmatist. O, milliyetçiliğin şeriattan daha fazla birleştirici gücü olduğunu görüyor.”
Stuttgarter Allgemeine Zeitung gazetesinde yer alan bir yorumda ise Türkiye’nin Avrupa için vazgeçilmez olduğu vurgulanıyor:
“Erdoğan’ın iktidarını genişletme hamlelerine yönelik her tür meşru eleştiriye karşın, Türkiye Batı için vazgeçilmez bir ortak olmayı sürdürüyor. Türkiye Avrupa ile Asya arasında bir köprü, İslam ile diyalogda aracı rolü oynayabilir. Türkiye, Ortadoğu’daki şiddet ve teröre karşı bir tampon görevi görüyor. Aylardır mülteci krizinden usanmış AB için Türkler sınır güvenliği görevi üstleniyor. Almanya’da yaşayan 3 milyon Türk’ten ötürü Anadolu bizim kapı komşumuz gibi.”
Kaynak+© Deutsche Welle Türkçe
Derleyen: Başak Özay