Darbe girişiminden sonra barıştılar

10 Mayıs 2014 tarihinde Danıştay’ın 146. kuruluş yıldönümü nedeniyle gerçekleştirilen toplantıda konuşan Feyzioğlu, o dönem başbakan olan Erdoğan’ın tepkisiyle karşılaşmıştı.

Feyzioğlu, konuşmasını ‘Yanlış konuşuyorsun’ diyerek bölen Erdoğan’a “Neyi yanlış konuşuyorum sayın Başbakanım?” diye sormuş, bunun üzerine Erdoğan “Böyle bir edepsizlik olmaz ki” diye tepki göstermişti.

Konuşmasına devam eden Feyzioğlu, Başbakan Erdoğan’ın bu sözleri üzerine kürsüden; “Edepsizlik yapan ben değilim sayın Başbakan” demişti.

Konuşma metnini okumaya devam eden Feyzioğlu, konuşmasının sonunda “Ben edepsizlik yapmadım, kimseye de edepsizlik yapıyorsun demeyi kendime yakıştırmam sayın Başbakan. Çok yapıcı bir konuşmaydı” demiş, Feyzioğlu’nun bu sözleri üzerine ayağa kalkan Erdoğan; “Yasal hakkı da yok, ama maalesef biz tüzükle böyle bir şeye söz veriyoruz” diyerek tepkisine devam etmişti.

“Tamemen siyasi bir konuşma yapılıyor ya böyle bir şey olabilir mi?” diyen Erdoğan’ı dönemin cumhurbaşkanı Abdullah Gül, sakinleştirmeye çalışmış ancak Erdoğan, bu sözlerinin ardından salonu terk etmişti.

‘Tavrımızı kamuoyuna ilan ettik’

Feyzioğlu, baro başkanlarıyla birlikte gerçekleştirdiği Ak Saray ziyaretinde Erdoğan’ın da dinlediği konuşmasına şöyle başladı: “15 Temmuz’da, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin içine sızmış hain FETÖ mensuplarının işgal girişimi, sizin liderliğinizde 78 milyon vatandaşımızın tek vücut olmasıyla püskürtülmüştür. 15 Temmuz’u takip eden süreçte yaptığımız değerlendirmelerin birinde, ‘Kalkışmanın taktik hedefi Cumhurbaşkanı, stratejik hedefi ise Türkiye Cumhuriyeti’dir’ demiştik. Zaman içerisinde elde edilen veriler bu tespitimizi doğrulamıştır. Türkiye Cumhuriyeti o gece bir büyük felaketin eşiğinden dönmüştür. Ancak sizin de işaret ettiğiniz gibi tehlike geçmemiştir. FETÖ adlı hain örgüt sadece bir araçtır. Bu örgütün arkasındaki güçler, Türkiye’nin içinde bulunduğu coğrafya, jeopolitik konumu ve bu bölgede yaşanan büyük menfaat çatışmaları olduğu gibi durmaktadır. İşgale karşı Türkiye Cumhuriyeti’nin arkasında saf tutmak hepimizin asli görevidir. Bu çerçevede; Türkiye Barolar Birliği ve istisnasız 79 baro olarak 15 Temmuz gecesi henüz Ankara ve İstanbul’da çatışmalar devam ederken demokrasiden yana tavrımızı kamuoyuna ilan ettik. Sizin ve başbakanımızın konuşmalarını televizyonda dinlediğimizde yüreğimiz ferahladı.”

Çok sayıda yabancı basın kuruluşuna yaşananları ve darbe girişiminin başarılı olması halinde Türkiye’nin bir iç savaşa sürükleneceğini anlattığını açıklayan Feyzioğlu, “O günden bu güne; adalet bakanımız ve bürokratlarıyla yakın ilişki içerisinde çalışmalarımızı sürdürdük ve sürdürmeye devam ediyoruz. Bu kapsamda Adalet Bakanlığı’yla TBB’nin oluşturduğu koordinasyon kurulu, soruşturmalarda yaşanan aksaklıkları gidermek için önemli mesai sarf etmektedir. Altmışın üzerinde baromuzla birlikte Gazi Meclisimizi ziyaret ettik, Meclis Başkanımıza geçmiş olsun dileklerimizi sunduk, kendilerinin talebi üzerine Genel Kurul’u selamladık” diye konuştu.

‘Hak ihlali öncelikle ‘FETÖ’ye yarayacak’

Sözlerine “FETÖ’nün en çok istediği, suçlunun suçsuzdan ayrılmaması, böylece gerçek FETÖ mensuplarının orta vadede mağdur konumuna yükselip, özellikle uluslararası kamuoyunda itibar kazanmasıdır” diyerek devam eden Feyzioğlu, bunu önlemenin yolunun devletin hukuka uygun davranması olduğunu kaydetti.

Baro başkanı şöyle devam etti: “Buna göre, adil yargılanma, savunma, avukatın yardımından yararlanma, suçsuzluk karinesi, haksız yere lekelenmeme haklarına ve hak arama özgürlüğüne hem vatandaşlarımızın menfaati hem de Türkiye Cumhuriyeti’nin üstün menfaati gereği azami saygı gösterilmesi gereklidir. Bu hakların ihlali öncelikle kanlı terör örgütü FETÖ’ye ve onunla işbirliği içinde olduğunu çeşitli vesilelerle gördüğümüz bölücü örgüte yarayacaktır. Biz avukatların savunma görevimizi layıkıyla yapması, suçlunun suçsuzdan ayrılmasını sağlayacaktır” dedi.

‘Adalet paydasında buluşmak’

Barolar Birliği’nin uluslararası kamuoyuna devletin ‘FETÖ’ye’ karşı yürüttüğü mücadeleyi anlatma yükümlülüğü olduğunu aktaran Feyzioğlu, “İki buçuk milyon avukatı temsil eden bu uluslararası örgütün toplantısı vesilesiyle dünyanın önde gelen barolar birliği başkanlarıyla, ABD yüksek hakimleriyle, senatör ve temsilciler meclisi üyeleriyle görüşmeler yapma imkanı bulacağız. Adalet Bakanımıza ve Dışişleri Bakanımıza verdikleri destek için teşekkür ediyor, Sizin de desteğinizle büyük bir başarı sağlayacağımızı düşünüyorum” diye konuştu.

Feyzioğlu ‘adalet vurgusu’ yaptığı sözlerini şöyle bitirdi: “78 milyon vatandaşımızı kucaklaştırmanın tek yolu, adalet paydasında buluşmaktır. Hukukun üstünlüğüne güven sağlandığında, etnik kökeni, mezhebi, dini, dili, inancı ne olursa olsun vatandaşlarımız Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmakla hem gurur hem güven duyacaklardır. Böylece ülkemizi bölmek, bizi birbirimize kırdırmak isteyen sinsi yapıların planları da sonsuza dek boşa çıkmış olacaktır. 15 Temmuz sonrasının Kuvay-i Milliye ruhunun ve yapıcı ortamının bir daha bozulmamak üzere sürdürülmesini ve tüm toplumsal ilişkilere hakim kılınmasını diliyoruz.”