“YAFEM, Öntürkler ve Kızılderililer….”

“YAFEM, Öntürkler ve

Kızılderililer….”

Necdet Buluz

Kızılderililerin Türk soyundan geldiği yolunda yazdığımız yazı olağanüstü ilgi gördü ve çok olumlu tepkiler aldı. Özellikle ve de altını çizerek, YAFEM’in, bu konuda öncülük ettiğini ve adım attığını vurgulamıştık. Bundan sonra yapılacak seminer, toplantı ve şölenlerde bu konunun daha ciddi biçimde ve bilimsel yönleri ile ele alınması gerektiği görüşündeyiz.

YAFEM kadrosundan değerli hocamız Muhsin Sevencan yazımızla ilgili duygu ve düşüncelerini yansıtmış, teşekkür ediyoruz. Sevencan, aynı zamanda konu ile ilgili geniş bir bilgiyi de bize aktardı. Kızılderililerin Türk kanı taşıdığına dikkat çekip, bugüne kadar bu akraba topluluğumuzu barbar, kan dökücü, vahşi bir topluluk olarak gösterilmeye çalışıldığını, bu yanlış ve olumsuzlukların elbirliği ile silineceğini belirtip “Bilimsel açıklamalar Kızılderililerin Türk soyundan olduğu artık gün gibi ortadadır” dedi.

Önemli bulduğumuz ve yazımız desteklediği için, Muhsin Sevencen’in mesajını ve konu ile ilgili yazısını sizlerle paylaşıyoruz:

“Yazıınız çok güzel.

Kızılderililerin Onadia Kabile Reisi Prof. Başkanlığında geldiler.

Ben “Onedia Kabile Reisi” diye takdim edince

Sitem etti.

“Lütfen On Ayda Kabilesi” deyin dedi.

Orta Asya kökenli olduklarını ve Türklerle Akraba topluluğu olduklarını ifade etti.

Hatta Amerikalılar 6 binden fazla kovboy filmiyle bizi vahşi bir topluluk olarak dünyaya tanıttılar. Halbuki biz, Mevlana, Yunus gibi Ahmet Yesevi gibi insan sevgisiyle dolu bir milletiz, elimizdeki ekmeği komşumuzla paylaşacak kadar insani duygularla dolu bir kültüre sahibiz diyerek gözleri dolarcasına hakkı yenmiş bir toplumun dertlerini anlattı.

O anları hiç unutmuyorum.

Hatta o tarihlerde Yalova Haberci gazetesinde şöyle bir köşe yazısı ele almıştım:

YAFEM, ÖNTÜRKLER VE KIZILDERİLER YAFEM bu yıl Türk Boyları Kültür Şöleninde bir ilki daha gerçekleştirdi. Türklüğün ilk ataları ve akraba topluluğu olarak kabul edilen Yakutlarla Kızılderilileri Yalova’da bir araya getirdi. Ayrıca Öntürkler konusunda bilimsel araştırmacı Haluk Tarcan, Türk Boyları Kültür Şöleni’nin Türkçe Sohbetler bölümünde bir de konferans verdi. Bizleri, Türk tarihinde yedi bin yıl öncesine kadar götürdü.

Kızılderililerin kullandığı sembol ve işaretlerle Orta Asya Türk kültürünün sembollerini karşılaştırdı. Benzerliklerini ortaya koydu ve bilimsel açıklamalarını elde ettiği belgelerle süsledi. Büyük önder Atatürk’ün Yalova’dan başlattığı bu önemli projeyi YAFEM 75 yıl sonra tekrar hayata geçirmenin hazzını yaşadı. Konferans iki bucuk saat sürdü. Türklerin Anadolu’yu defalarca yurt yaptığını ve Anadolu’nun Türklerin ilk ata yurtlarından biri olduğunu Sayın Haluk Tarcan belgeleriyle anlattı. Avrupalıların ortaya koyduğu Türk tarihinin yanlış ve kasıtlı olarak çarpıtıldığı bir kez daha ortaya çıktı.

En eski medeniyetin Orta Asya’dan doğduğunu ve Türklerin medeni milletlerin en eskisi olduğunu yine önemli bir konu olarak belgeleriyle dinledik. O zaman Avrupalılar Türkleri niye yüzyıllarca barbar diye niteledi? diye bir soruyla karşılaştık. Bunun cevabını ise konferansa katılan Amerika Onayda Kabilesi Reisi Brayn Pettorson tarafından yapılan konuşmada bulduk. Özetle şöyle diyordu: “Yüzyıllarca Kızılderililer savaşçı ve saldırgan olarak anlatıldı. Sadece bu konuda altı binden fazla film çevrildi. Dünya kamuoyunda Kızılderililer barbar, ilkel ve saldırgan imajıyla süslendi. Hâlbuki biz insanı seven, içinde insanlık sevgisi dolu olan yardımlaşmayı ve kardeşliği ön plana çıkaran bir kültüre sahibiz.

Bu yüzden YAFEM’in yaptığı etkinlik Kızılderililerin tanıtımına katkı sağlayacak önemli bir çalışmadır. YAFEM’e, Yalova’ya ve Türkiye’ye şükranlarımı sunuyorum.” İşte bu konuşma bana o anda Ahmet Yesevi’yi, Mevlâna’yı, Yunus Emre’yi ve Şehy Edebali’yi hatırlattı. Kızılderililerin Onayda Kabile Reisi konuşurken Türk kültürünün insan sevgisi merkezli anlayışı bir bir gözlerimin önünden geçti. Sayın Brayn Pettorson konuşurken, ben, insanı tarif ederken “Kalbinde Allah ve İnsan sevgisi taşımak” diye niteleyen Ahmet Yesevi’yi; “Ne olursan ol yine gel!” diyen Mevlana’yı; “Yaradılanı hoş gör / Yaradan’dan ötürü” diyen Yunus Emre’yi ve “İnsanı yücelt ki, devlet yücelsin.” diyen şeyh Edebali’yi düşündüm.

Bizim bilge kişilerimizin sözlerini Kızılderili kabile reisinden bir kez daha duymak orada bulunan dinleyicilere büyük mutluluklar yaşattı. Bağlantıyı böyle kurdum. Türklere, Türklerin atalarına ve akraba topluluklarına binlerce yıl hep iftira atılmıştır.

Amerika’da Kızılderiler, Avrupa ve Asya’da Türkler yanlış tarihi bilgiler kurgulanarak dışlanmak istenmiş ve hatta hak etmedikleri sıfatlarla anlatılmışlardır. Bu tarihi olduğu yere getirmek için YAFEM bir adım daha attı. Eğer destek verilirse önümüzdeki yıl 12. si düzenlenecek olan Türk Boyları Kültür Şöleni çerçevesinde “Dünya Öntürkler ve Prototürkler Buluşması” gerçekleştirilecektir. Bu kapsamda ilgili ülke ve topluluklardan akademisyenler davet edilerek Yalova merkez olmak üzere İstanbul, İzmit, Bursa ve Bilecik’te konferanslar düzenlemeyi şimdilik bir proje olarak YAFEM ortaya koymuş bulunmaktadır. Desteklenmesi halinde YAFEM bu misyonu üstlenecek güce sahiptir.

Kim bilir? Belki de Atatürk’le birlikte Yalova’dan başlayan bu projenin meşalesini 75 yıl sonra yine Yalova’dan yakabiliriz. Dünya insanlık tarihine yeni bir not düşerek… YAFEM, Yalova ve Kızılderililerle başlayan bu kıvılcım tutuşarak olgun bir ateş halinde dünyayı sarmalı. YAFEM hazır, destek verenler olursa…”

Konu ile ilgili yazmayı sürdüreceğiz.

Necdetbuluz@gmail.com

www.facebook.com/necdet.buluz