“Kepçe mantığı ile bir kent yönetilemez”

Beşevler Otelcilik Okulu yıkıldı

Uzun süredir Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin yıkılmaması için mücadele verdiği Beşevler Turizm Otelcilik Okulu Binası hiçbir önlem almadan yıkıldı. Alandaki imar planı değişikliği ile ilgili odanın açtığı dava ise devam ediyor

Beşevler Turizm Otelcilik Okulu’nun önceki yıllarda depreme dayanıklı olmadığı için, teknik konularda uzman olmayan bakanlık müfettiş görüşü doğrultusunda yıkılması öngörülmüş ve okul bu gerekçeyle boşaltılmıştı. Okulun öğrencileri Karşıyaka Mezarlığı yakınında, kentten kopuk, fiziki yapısı bir turizm ve otelcilik okuluna hiç uygun olmayan, faaliyetine son verilmiş bir cemaat okulu binasında eğitim sürdürmek zorunda bırakıldı. Kuruluşundan beri Beşevler’de yer alan okulun yıkılmasına mimarlardan tepki geldi.
Mimarlar Odası Ankara Şubesi Kent İzleme Merkezi vatandaşlardan gelen ihbar üzerine yıkımın kontrolsüz yapıldığını yerinde tespit etti. unnamed (40)
“Kepçe mantığı ile bir kent yönetilemez”
Kontrolsüz yıkım sırasında binanın aniden çöktüğünü ve vatandaşların hayatının tehlikeye atıldığını ifade eden Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, davamız devam ederken, sonucunu bile beklemeden otelcilik okulunun yıkılmasının doğru olmadığını ifade etti.
“Kepçe mantığı ile bir kent yönetilemez” diyen Candan, şöyle devam etti:
“Eğitim alanı, cami yapılması için Diyanet İşleri Başkanlığı’na tahsis edilmiştir. 1961 yılında, ülkemizin ilk otelcilik ve turizm öğretiminin başlandığı okul binasının Milli Eğitim Bakanlığından alınarak üniversiteler bölgesinin merkezine bir ibadethane yapılması, ideolojik bir tavırdır. Binanın yıkımını kimin yaptığı bile belli değil, Gazi Üniversitesi Tıp fakültesi Hastanesinin, öğrencilerin ve üniversitelerin yoğun olduğu bir bölgede saat 17.30’da kontrolsüz bir şekilde yapının yıkılması sonucu Beşevler bölgesi toz bulutu ile kaplanarak göz gözü görmez hale geldi. Bunun sorumlusu, kent yaşamını ve kentlilerin sağlığını tehdit eden ve bu vahşi yıkıma göz yuman sorumlu bir kurum ortada gözükmemektedir.”
Arkasında büyük bir rant var
Candan şunları kaydetti:
“Okul binasındaki kuralsız yıkımla bir anda üstü üste tabliyelerin düştüğü okul alanında görüntüler, deprem sonrası gibiydi. Çevredekilerin şikayeti üzerine gelen zabıta, itfaiye ve polis araçları ile ambulanslar ise tozdan kaçmaya çalışan öğrenci ve vatandaşları daha da korkuttu. Mülkiyeti Maliye Hazinesine ait olan 7286 ada 7 sayılı parselin Yenimahalle Belediye Meclisinin 05.07.1995 gün ve 125 sayılı kararı ile uygun görülerek, Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın 06.09.1995 gün ve 4834-95 sayılı yazısı ile onaylanan imar planı değişikliği kapsamında, çekme mesafeleri kuzey ve güney cepheden 15 metre, doğu cephesinden 35 metre ve batı cephesinden 5 metre ve E:1.25 Hmax: Serbest yapılaşma koşullu ‘Ankara Anadolu Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi’ kullanımında olduğu, söz konusu parselin yapılaşma koşulları ve çekme mesafeleri aynen korunup E=1.25 , H=Serbest imar durumuyla ‘İbadet Alanı’ kullanımına dönüştürüldüğü,1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliği Büyükşehir Belediye Meclisi’nin 14.10.2016 gün ve 2043 sayılı kararı ile onaylanmış ve anılan nazım imar planı değişikliği 31.10.2016 tarihinden itibaren askıya çıkarılmıştır”
Plan değişikliği sürecini de anlatan Candan, “Diyanet İşleri Başkanlığı’nca söz konusu plana askı sürecinde, onaylanan nazım imar planı değişikliğinin vaziyet planına uygun olmadığı, yapı yaklaşma mesafelerinin kavşak kısmına 20 metre ve diğer cephelerden 5 metre ve emsal değerinin 1.50 olarak yeniden düzenlenmesi ve plan notlarına ‘bodrum katlarda yapılacak otopark ve diğer kullanımlar emsale dahil değildir’ ifadesi eklenerek söz konusu plan değişikliği teklifi 13.0cak 2017 da oy birliği ile kabul edilmiştir. Görüldüğü gibi okulun yıkılmasının arkasında, büyük bir rant getirisi vardır. Son dönemlerde, rant getirisi olan projelere yönelik tepkileri, halkın dini duygularının kullanılarak, camii yapılmasına karşı çıkılıyor algısıyla hayata geçirildiği bir gerçektir. Nerede büyük ölçekli bir camii projesi varsa, yanında yöresinde mutlaka yüksek bir rant getirisi vardır.” diye konuştu.
Asbest ile ilgili yine önlem alınmadı
Candan, ülkemizde 2000 yılı ve öncesi yıllarda tüm yapılarda asbest içeren malzemeler kullanıldığının herkesin bilgisi dahilinde olduğuna da dikkat çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu kapsamda 350 ton asbestli malzeme bulunan Maltepe Havagazı Fabrikası ile bilince çıkan asbestin, insan sağlığına telafisi mümkün olmayan zararlar verdiği aşikarken, Otelcilik okulunda herhangi bir analiz yapılıp yapılmadığı belli değildir. Astıkları pankarttaki telefondan bile ulaşılamayan yıkım firması ile Beşevler’de bir facia yaşanmıştır. Hem kentsel dönüşüm sürecinde hem de tekil yıkımlarda, asbest olup olmadığının tespit edilerek kamuoyuna bilgi verilmeden yıkılması suçtur. Bunu bizzat Havagazı Fabrikası sürecinde yaşadık. 1961’de yapımı tamamlanan Beşevler’deki Ankara Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi’nde de asbestli yapı ve ısı yalıtım malzemesi kullanılıp kullanılmadığının kamuoyuna bilimsel raporlarla açıklanması gerekmektedir.”
Vatandaşların hayatını hiçe sayanların peşini bırakmayacağız
Candan, bu kapsamda, Milli Eğitim Bakanlığı’na ve Diyanet İşleri Bakanlığı’na yapıda asbestli, malzeme olup olmadığının tespitinin yapılması ve bu konudaki gerekli önlemlerin alınması için yazılan resmi yazıya herhangi bir cevap alamadıklarını bildirdi.
Yapının alelacele yıkılması ve insanların hayatının tehlikeye atılmasına tepki gösteren Candan, sorumlulara gereken cezanın verilmesini istedi. Candan, vatandaşların hayatını hiçe sayanların peşini bırakmayacaklarını da vurguladı.
Vatandaşlar da tepki gösterdi
Vatandaşlar ise tepkisini şöyle gösterdi:
“Yıkımı hızlandırmak için bilerek yaptıklarını düşünüyoruz. Çünkü şimdiye kadar iki bina yıktılar ve böyle bir şey yaşanmadı. Aniden olan bir yıkımda kepçe yıkımın altında kalır oysa kepçe yıkımın altında kalmadı. Tam iş çıkışı ve öğrencilerin çıkış yaptığı bir saatte, otobüs durağı ve metro girişi bitişiğinde kontrolsüz, sulamasız yıkım yaparak, sağlımızı tehlikeye attılar.”
Eski binalarda yalıtım malzemesi olarak asbest kullanıldığını da hatırlatan vatandaşlar, şunları söyledi:
“Bu yapı da asbestli yapı malzemesi kullanılmış olabilir. Biz kesin kanser yapıcı olarak bilenen asbesti solumuş olabiliriz. Araçlarımız, üst-başımız toz içinde kaldı. Öte yandan kontrolsüz yıkım nedeniyle, başka kazalar da yaşanmış olabilir. Çok sayıda ambulans ve itfaiye aracı geldi, tedbir amaçlı mı bilmiyoruz. Umarım işçilere ilişkin kötü bir durum yoktur.”
Vatandaşlar, kontrolsüz yıkım gerçekleştiren kişilerin cezalandırılmasını da istedi.