”Bu büyük yangın felaketine THK uçaklarını hangarlarda çürütenler yol açmıştır”

Bu büyük yangın felaketine THK uçaklarını hangarlarda çürütenler yol açmıştır

Sorumlular cezalandırılmalıdır, bunun adı vatana ihanettir

 

Türkiye’de 28 Temmuz’da başlayan orman yangınlarının sayısı 71’e ulaşmış ve hala 14 orman yangını kontrol altına alınamamıştır. Bu büyük yangın felaketine THK uçaklarını hangarlarda çürütenler yol açmıştır. Bunun adı vatana ihanettir.  Bu yaşananların sorumlusu Cumhuriyet kurumlarının içini boşaltanlardır.  Mimarlar Odası Ankara Şubesi olarak,  Türk Hava Kurumu tarafından 4,9 ton su taşıma kapasitesine sahip ve manevra kabiliyeti yüksek uçaklar ve hava araçları satışa çıkarıldığında, orman yangınlarına müdahale edebilmede büyük tehlikenin kapıda olduğu uyarısında bulunmuş ve ‘Satış ihaleleri iptal edilmelidir’ demiştik. Cumhuriyet kurumlarını bir bir yok edenler, ülkemizin ciğerlerinin de yok edilmesine yol açmıştır. Hava araçlarını satışa çıkaran Türk Hava Kurumu yönetimi, ormanlar yanarken yangın söndürme uçaklarını hangarlarda çürütmüştür.  THK’nun uçaklarını hangarda çürüten Türkiye, 3 Rus uçağına günlük 1.3 milyon lira öderken Cumhurbaşkanlığı’nın ise 13 uçağı bulunmaktadır.

 

Afetlere hazırlık için ayrılmayan bütçe ile ülkenin dört bir yanında saraylar inşa eden iktidar, bugünkü çaresizlik tablosunun esas sorumlusudur

 

Başkent’te AOÇ’yi talan ederek inşa edilen Kaçak sarayın maliyeti 4 milyar 586 milyon TL’ dir. Bugüne kadar Muğla’da Okluk Sarayı’na 640 milyon, Van’da Ahlat Sarayı’na ise 125 milyon TL harcanmıştır. Bütün kaynaklarımız saraylara aktarılırken uçaklarımız ise hangarlarda çürütülmüştür. Saraylara değil, geleceğimize ormanlarımıza bütçe ayrılmalıdır. Yangınlar daha da büyümeden bütün hava araçlarıyla acilen müdahale edilmelidir. Sorumlular cezalandırılmalıdır.

 

Türk Hava Kurumu’nda satışa doymayanlar çok yakın zamanda 4 Temmuz’da Resmi Gazete ’de yayınlanan ilanla kurumun 44 taşınmazını daha satışa çıkarmıştır.  Yangın söndürme hava araçları ve ülkenin muhtelif yerlerinde bulunan onlarca THK taşınmazını satışa çıkartanlar, ülkeye ve kurucu değerlere ihanet etmiş, ciğerlerimizin yok olmasına vatandaşlarımızın zarar görmesine yol açmıştır.

 

Öte yandan orman yangınlarıyla mücadelede uzman personel sıkıntısı vardır. Yangın uygulama ve eğitim merkezleri yetersizdir.  Orman Bakanlığı, yangınlar öncesi ne tür önlemler almaktadır?  Bakanlık tüm bunları kamuoyuyla paylaşmalıdır. Üstelik 6360 sayılı Büyükşehir Yasası ile ilçe ve beldelerdeki itfaiye teşkilatlarının içinin boşaltılarak, Büyükşehir Belediyeleri’ne bağlanmış olması da sistemsel olarak nasıl öngörüsüz davranıldığını göstermektedir. Belediyeler tarafından ilçe ve belde itfaiye araçları, Fen İşleri, Altyapı çalışmaları vb. birimlere devredilirken itfaiye birimlerindeki araçlara gerekli yatırım sağlanmamış, yangın planlaması devreye konulmamıştır. Bugün ortaya çıkan durumun habercisi geçmişte yapılan hatalardır.

 

Her orman yangını sonrasında, “yeşillendirilip hiçbir şekilde yapılaşmaya izin verilmeyecektir” açıklamalarının ardından, söz konusu ağaçlandırılacak alanlarda oteller yükselmiştir.  Sabotaj iddialarının da söz konusu olduğu bu süreçte, çıkan yangınların ardından ağaçlandırma yapılması gerekirken, yanan orman alanlarına oteller dikilmesi, ormanların rant için yakıldığını ortaya koymuştur. Madenlerle, HES’lerle talan edilen ormanlarımız şimdide de yangınlar nedeniyle ranta kurban edilmektedir.

 

Canlıların yaşam alanları yok olmuştur. Bitki örtüsünün yok olmasının yanı sıra, yangının ortasında kalan ve kaçamayan yaban hayvanları yaşamını yitirmiştir. Böylesi büyük yangınlar nedeniyle toprağın kimyası da tamamen bozulmaktadır. Orman yangınları sonrasında hayvanların yaşam alanlarının yeniden oluşması aylar sürmektedir. Tüm doğal ekosistem büyük ölçüde etkilenmektedir. İklim krizinin sonuçlarını her geçen gün daha ağır şekilde yaşadığımız bu koşullarda, ülkemizde pandemi sürecinin üstüne müsilaj, sel felaketleri ve şimdi orman yangınları ile doğa alarm vermektedir. Başta Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olmak üzere tüm kurumlar iklim krizinin ortaya çıkaracağı tehditleri acilen ciddiye almalı, ekosistemin dengesini bozan her adımdan uzak durulmalıdır. Bugün ortaya çıkan felaketlerin yarınları yok etmesine izin verilmemelidir.

 

Bilim ve teknikten aldığımız güç ile her defasında yinelediğimiz önlemlerin ivedilikle hayata geçirilmesi gerektiğini bir kez daha vurgularken; Manavgat’taki yangında hayatını kaybeden 3 vatandaşımız ve Marmaris’te itfaiye erlerine su taşırken yaşamını yitiren genç yurttaşımızın ailelerine tüm yakınlarına başsağlığı diliyoruz. Mimarlar Odası Ankara Şubesi olarak, zarar gören tüm vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletiyor, ormanlarda yok olan yaban hayatı ve yaşamını yitiren canlılar için duyduğumuz büyük üzüntüyle yangınlarda büyük zarar gören tüm alanların afet bölgesi ilan edilmesi gerektiğini kamuoyuyla paylaşıyoruz.

 

TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi Yönetim Kurulu