Adalet Bakanı Bozdağ, Twitter’da Erdoğan ile ilgili hastag’in kaldırıldığı iddialarına ilişkin “Twitter yetkililerine soruyorum; talimatı kim verdi?” dedi.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Meclis’te gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Twitter’da “we love Erdoğan” hastag’inin silindiği iddialarına değinen Bozdağ, “Cumhurbaşkanımızın şahsına dönük içeride bazı çevreler ve dışarıda da bazı güçler, ortak bir itibarsızlaştırma kampanyası yürütüyorlar” dedi.
“Twitter yetkililerine soruyorum; kim talimat verdi, ‘we love Erdoğan’ ‘hashtag’ını kaldırdınız?” diye soran Bozdağ, şöyle devam etti:
“Terör örgütleri “Twitter”ı kullandığında ve müdahale edilmesi talebinde bulunulduğunda “Twitter”ın “Biz özgür bir platformuz” diye tavır koyduğunu dile getiren Bozdağ, “Twitter yetkililerine ben soruyorum; kim talimat verdi, ‘we love Erdoğan’ ‘hashtag’ini kaldırdınız?
Bir ülke mi, bir kişi mi, bir terör örgütü mü veya başka biri mi talimat verdi Merak ediyorum, özgürlük ilkeleri içerisinde ‘we love Erdoğan’ mesajını kullanmak, yaymak Twitter ilkelerine aykırı mı, aykırıysa hangi ilkesine aykırı İnsanların birine dair sevgisini ifade etmesi nasıl Twitter’ı rahatsız ediyor Onun için bu da Sayın Cumhurbaşkanımıza karşı yürütülen kürsel operasyonunun bir yansımasıdır diye düşünüyorum.”
“FEHRİYE ERDAL’I BİR KEZ DAHA İSTEDİK”
Özdemir Sabancı suikastının faillerinden Fehriye Erdal’ın yeni görüntülerine ulaşıldığı ve Belçika’nın tavrıyla ilgili sorular üzerine Bozdağ, sadece bir ülkenin tek başına terörle mücadele edip sonuç alamayacağını, uluslararası dayanışma ve işbirliğinin gerekli olduğunu söyledi.
Terörün sadece Türkiye’yi vurmadığını, dünyanın pek çok ülkesini de vurabildiğini, can yaktığını ve pek çok mağduriyetlere yol açtığını kaydeden Bozdağ, terörle hep birlikte dayanışma içinde mücadele edilmesinin gerekli olduğunu belirtti. Bozdağ, Batı’da bazı ülkelerde teröristlerin, eylem yapanların, karakollara bomba atmış, insanları öldürmüş, başka terör eylemlerine katılmış kişilerin himaye edildiğini gördüklerini ifade ederek, şöyle konuştu:
“Özellikle mültecilik statüsü hemen veriliyor. Mültecilik statüsü verildiği için de iade işlemleri yapılmıyor. Ona bir uluslararası hukuku kullanarak himaye sağlanıyor, dokunulmazlık zırhı giydiriliyor. O nedenle biz, her defasında diyoruz ki ‘gelin teröristler karşısında birbirimizin ülkelerinde olduğu iddia edilenlerle ilgili sıfır tolerans uygulayalım’. Biz, Türkiye olarak bizden istenenlere karşı nasıl davranıyorsak, Belçika da başka ülkelere öyle davransın.”
Belçika Dışişleri, İçişleri ve Adalet bakanları ile Türkiye Dışişleri, İçişleri ve Adalet bakanlarının bir süre önce Türkiye’de, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun evsahipliğinde bir toplantı yaptığını hatırlatan Bozdağ, toplantıda Fehriye Erdal konusu dahil pek çok konuyu muhatabı Adalet Bakanı ile görüştüğünü, diğer bakanların da muhataplarıyla ayrı ayrı görüştüğünü, sonra da heyet halinde
görüşerek konuları tekrar ele aldıklarını anlattı.
Bozdağ, “Onlardan bunları bir kez daha istedik. Onlar da bize bazı cevaplar verdi.” dedi.
Bozdağ, Türkiye’nin yetiştirdiği büyük işadamlarından birini işyerinde öldürdüğü sabit olan birini himaye etmenin doğru olmadığını ve buna ilişkin iade talebinin karşılanması gerektiğini ifade ettiklerini belirterek, şöyle devam etti:
“Bazı iade taleplerimize olumlu baktıklarını söylediler. Ancak teröristlere ilişkin iade taleplerimizin hiçbirine bugüne kadar Belçika Hükümeti olumlu cevap vermemiştir. Orada açılmış olan bazı dosyalar var. Yıllar oldu, dosyalar hala davaya dönüşmedi. 2006’da açılmış bir dosya, 10 senedir davaya dönmez mi Hala dönmedi. Türkiye’de ‘davalar uzun sürüyor’ diye eleştiriyorlar ama orada 10 yıldır açık olan, hala davaya dönmemiş veya başka bir karar vereceklerse o kararla da sonuçlanmamış dosyalar var. DHKP-C de bir terör örgütüdür, PKK da bir terör örgütü, DAEŞ de bir terör örgütü. Hepsi aynı… Masum insanları öldürüyorlar, hiç tanımadıkları kişileri öldürüyorlar, hiçbir günahı olmayan insanları öldürüyorlar. Kimisi şu, kimisi bu yöntemi kullanıyor ama sonuçta bunların hepsi cinayet şebekesi. Bunların hepsi ocak söndürüyor, can yakıyor. Gelin beraber hareket edelim. Maalesef bu konuda olumlu bir yaklaşım ortaya koymadılar. Umarım ortaya çıkan bu görüntülerden sonra Belçika Hükümeti, bu konuda olumlu yaklaşım ortaya koyar. Bizim bu konudaki talebemiz hala vardır, gerekirse de yenileriz. Belçika Hükümetinden olumlu bir yaklaşım beklediğimizi bir kez daha ifade etmek isterim.”
“ÇOK ÇİRKİN, AHLAKSIZ, HUKUKSUZ”
Bozdağ, cinsel istismar iddialarıyla ilgili değerlendirme yapmasının istenmesi üzerine, “Karaman’daki hadise, çok çirkin, ahlaksız, hukuksuz bir hadisedir. Kabul edilemez bir ahlaksızlıktır. Böylesi hadiseler karşısında herkesin çok net olması lazım” dedi.
Karaman Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmanın davaya dönüştüğünü de hatırlatan Bozdağ, şu ifadeleri kullandı:
“Ben yargılama sonucunda yasalarımızın öngördüğü cezayı alacağına yürekten inanıyorum. Bu çirkinlik, ahlaksızlık karşısında toplumumuzun daha hassas davrandığını biliyorum. Bu hadiselerin üzerini örtmemek, böyle kişiler olduğu zaman bunu hemen hukuka, yargıya, kolluk güçlerine bildirmek, bunların yargı önüne çıkmasını sağlamak son derece önemli. Eğer bu tür ahlaksızlar yargı önüne çıkmazsa, çıkarılmazsa, olayların üzeri örtülürse; başka ahlaksızlar bundan cesaret alabilir. Onlara cesaret vermemek için kim yapıyorsa yapsın, bunlarla ilgili mutlaka kolluk güçlerimize, Cumhuriyet savcılarımıza ve ilgili yerlere ihbar ve şikayetlerin yapılması, bu tür ahlaksızların üzerine hukukun gitmesine imkan verilmesi lazımdır. Onun için vatandaşlarımızın bu konudaki bilgilerini mutlaka ilgililerle paylaşmasında fayda vardır.
Bu tür ahlaksızlarla, çirkef insanlarla mücadele; örterek değil, üzerini açarak ve işin üzerine giderek, bu ahlaksızlığı yapanlara hukukun öngördüğü cezaları tatbik ederek yapılabilir. Ben o yüzden bu konuların üzerine Hükümetimizin de kararlılıkla gittiğini herkesin bilmesini isterim. Bu ahlaksızlığı yapan, yargıda hesabını verecektir. Başka tür ihmal ve kusuru olanlar varsa, elbette onların üzerine de gidilecektir. Türkiye’nin neresinde olursa olsun bu tür ahlaksızlığı yapanlara karşı kanunlarımızın öngördüğü
müeyyideler, cezalar var. Bunlar tatbik ediliyor. Bundan kimsenin endişesi olmasın. Her yerde ortaya çıkan olayın üzerine kararlı bir şekilde bugüne kadar gidildi, bundan sonra da kesinlikle gidilecektir.”