Kimi kandırıyorsunuz?…

Kimi kandırıyorsunuz?…

Necdet Buluz

Amerika’nın iki numaralısı Başkan Yardımcısı Joe Biden’in Türkiye’deki temasları sırasında özellikle Suriye’deki PYD konusunda Türkiye ile aynı çizgide açıklama yapmaması son derece düşündürücüdür.

PYD güçleri için “Yarı müttefikimiz” diyorlar. Kuzey Suriye’de Kürt koridorunun oluşması için bu örgüte destek yağdırıyorlar. Bugüne kadar da PYD konusundaki Türkiye’nin endişelerini hiç ciddiye ve dikkate almadılar.

PYD güçleri konusunda Türkiye’nin tavrı açık ve nettir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu açıkca PYD için “Bizim için PKK neyse PYD’de de aynıdır” diyor. En üst seviden bunu seslendiriyorlar. PYD’nin bizim için ne denli tehlikeli olduğunu da sürekli söylüyorlar.

Ancak, daha önce ABD Başkanı Obama, daha sonra da iki numaralısı Biden “PKK terör örgütüdür, ama PYD terör örgütü değildir” diye açıklamalarda bulundu. PYD konusunda son derece kararlı olduklarını bu açıklamalardan ve örgüte yapılan her türlü yardım ve destekten görüyoruz.

PYD’ ye Amerika’nın yanında Rusya’da destek veriyor. Silah yardımı yapılıyor. PYD güçleri arasında peşmergeler de PKK’lılar da var. PYD’nin elindeki silahlar doğrudan PKK’ya da geçiyor. Nitekim Güneydoğu’daki çatışmalarda PKK’lıların bu silahları kullandıkları da ortaya çıktı. Bunlar belgelerle Amerikalılara da iletiliyor. Türkiye’nin sıkıntıları ve hassasiyetleri ortaya dökülüyor.

Ama müttefikimiz Amerika’ya bunları anlatamıyoruz. Ya da anlamak istemiyorlar.

Eğer, PKK terör örgütü ise, PYD güçleri ile Kuzey Suriye’de IŞİD’a karşı çatışmalarda Amerika’nın kara gücü gibi görev yapıyorlarsa buna neden izin veriliyor? PYD’nin elindeki silahların PKK’lıların eline geçmeyeceği tahmin edilemiyor mu?

Amerika’nın burada ikili oynadığını bu kez çok daha açık ve net olarak gördük.

Amerika’nın iki numaralısı Biden’in şu açıklamaları sanki çocuk kandırır gibi değil mi, sizlerle kısa da olsa paylaşmak istedik:

“Biz Sayın Başbakan’la, DAEŞ, PKK, El Nusra konusunda hem fikiriz. Bunlar basitçe söylemek gerekirse terörist gruplardır. Bunu doğrudan doğruya söylüyoruz. Türkiye’ye, Türk halkına zarar veren kişilerin, örgütlerin karşısındayız. Sultanahmet Camisi’ni, olay yerini ziyaret ettim. DAEŞ’in yaptığı hareketleri tasvip etmiyoruz. Onların 10 Alman turisti öldürmelerini kınıyoruz. Biliyorum ki, şimdiye kadar birçok Türk vatandaşı teröre kurban olmuştur. Biz bu hareketlere mani olmak ve terör örgütlerini ortadan kaldırmak için işbirliğine devam edeceğiz. Bizim ortak misyonumuz DAEŞ’i ortadan kaldırmaktır. Bu konuda gayet kesiniz. Biz inanıyoruz ki, bizim planlarımız olgunlaşmıştır, daha koordineli hale gelmiştir ve gittikçe daha fazla ilerleme kaydetmekteyiz. Sadece Avrupa ve sadece bölge değil, Türkiye’de de biz DAEŞ’i yok etmek için işbirliği yapıyoruz. Türkiye bu alanda çok önemli adımlar atmıştır. Sınırlarının güvenliğinin sağlama konusunda da önemli adımlar atmıştır. Biz bundan sonra da DAEŞ’le mücadele için daha iyi işbirliği yapmak, istihbarat toplamak ve kampanyamızı daha da artırmak ve yerel kuvvetleri desteklemek için faaliyetlerimize devam ediyoruz. Kaybedilmiş arazileri geri almak için yerel sünni Arap kuvvetlerini daha iyi desteklemek ve DAEŞ’in Türk sınırlarına ulaşımını engellemek için faaliyetler konusunda konuştuk. DAEŞ’i yendikten sonra da faaliyetlerimize devam edeceğiz. Sizin güney sınırlarınızda onların ayrı bir devlet kurmasına engel olacağız.”

Peki, neden PKK’nın ve PYD’nin varlığından bu kadar söz edilmiyor? Neden Biden “IŞİD’in sınırınızda bir devler kurmasına izin vermeyeceğiz” diyor da “PKK’nın da sınırınızda bir Kürdistan kurmasını önleyeceğiz” diyemiyor?

Daha açık ifade edelim:

“PYD sizin için PKK’nın devamı ise, terörist grupsa bizim için de aynısıdır” demiyorlar? Siz çocuk mu kandırıyorsunuz?

Bakınız Biden, PKK konusunda da bizim yanımızda yer aldığını söylüyor ama, bir Kürt Devleti’nin kurulmayacağından hiç söz etmiyor. Burada da cinlik yapıyorlar, oyalama çalışmalarını sürdürüyorlar. Biz, bunlara inanmadığımızı bir kez daha vurgulamak istiyoruz. İşte Biden’in PKK ile sözleri, ne kadar samimi onun da yorumunu tamamen sizlere bırakıyoruz:

“Suriye’deki durumla ilgili olarak biz kötümser olmayalım. John Kerry şu anda Suudi Arabistan’da bu konuyla ilgili konuşmalar, müzakereler yapmaktadır. Davos’ta da biz meslektaşlarımızla bu konuda müzakereler geçirdik. Bir politik çözüm bulmak için uğraşıyoruz. Çünkü sadece askeri yollardan her şeyi halletmek mümkün değil. Çünkü Türkiye’nin karşı karşıya bulunduğu tek tehlike DAEŞ değildir. PKK da aynı şekilde, eşit derecede bir tehlikedir. Topluma karşı tehlike teşkil etmektedir. PKK, hiçbir şekilde barışa gönüllü değildir ve bunu göstermektedir. Bu bir terör örgütüdür ve kabul edilmeyecek faaliyetlerde bulunmaktadır. Hükümetiniz geçmişte PKK’yla barış elde etmeye çalıştı ama bu başarılı olmadı. Sizin karşınızda başka bir seçim bırakmadı. O yüzden siz tabii ki politik bir çözüm yolunu teşvik edeceksiniz. Ama tabii ki halkınızı korumak için elinizden gelen bütün çabaları da göstereceksiniz. Biz, Irak konusundaki katkılarınızı da takdirle konuşuyoruz. Ankara’yla, Bağdat’la çalışmalarımıza devam edeceğiz. Diğer ilgili taraflarla birlikte Musul’u geri almak için çalışacağız. Musul bu bölgedeki herhangi bir ülkenin emrinde, idaresinde olmayacak. Musul’u işgalden kurtarmamız gerekecek.”

necdetbuluz@gmail.com

www.facebook.com/necdet.buluz