Kılıçdaroğlu’ndan Hükümet’e:Ülkeyi kan gölüne çevirdiniz.

CHP lideri Kılıçdaroğlu, bildiriye imza atan 3 akademisyenin tutuklanmasını “Onlar ellerine silah alıp dağa mı çıktı?” sözleriyle eleştirdi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Parti Meclisi toplantısı öncesinde düzenlenen basın toplantısında konuştu.

Kılıçdaroğlu, “Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi” üyeleri hakkında yürütülen soruşturma kapsamında 3 akademisyenin tutuklanmasını eleştirdi.

Bunun demokrasiye vurulan bir darbe olduğunu savunan CHP lideri, “Onlar ellerine silah alıp dağa mı çıktılar?” diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, terörün artık tek partinin çözebileceği bir sorun olmaktan çıktığını ifade ederek “TBMM’nin bu soruna artık el koyması lazım. Terör konusunda bütün siyasi partilerin birlikte hareket etmesi lazım” dedi.

Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

“Düşünce açıkladı diye bir akademisyen tutuklanıp hapse mi atılır? Hangi akıl, hangi mantık, hangi evrensel hukuk bunu öngörüyor? Bu demokrasiye vurulan darbedir.

Kendinizi artık dünyaya anlatamazsınız. Türkiye nereden nereye geldi. Hitler faşizminden kaçan bilim insanlarını kucaklayan Türkiye’den kendi öğretim üyelerini hapse atan bir ülke haline geldik. Biz yıllardır demokrasi mücadelesi verdik, böyle bir demokrasi için mi mücadele verdik.

Türkiye’de bugün demokrasi kan kaybediyorsa, en temel sorunları havuz medyası ve orada yazanlardır. Her yanlışı hükümeti övüyorum diye övenler en büyük yanlışı yapıyorlar. Aydınız diye geçiniyorlar, batsın sizin aydınlığınız.

Baskı kuruyorsunuz insanların üzerine, kraldan fazla kralcı oluyorsunuz. Adınız havuz medyasına çıkmış, bu ayıp size yeter. Demokrasinin olmadığını gösteren en büyük gösterge medya özgürlüğüdür.

Hangi gerekçeyle tutukluyorlar. Terör örgütüne yardım etmek. Terör örgütlerine, başta PKK’ya yardım ve yataklık yapan parti Adalet ve Kalkınma Partisi’nin yöneticileridir. Öğretim üyelerinin böyle bir durumu yok.

2014 yılında PKK’nın konuşlandığı yerlerle ilgili olarak terör örgütüyle mücadele etmek isteyen güvenlik unsurlarına, bunlara dokunmayın diyorlar. Bunlarla ilgili soruşturma açacağına öğretim üyelerinden ne istiyorsunuz? Onlar ellerine silah alıp dağa mı çıktılar?

Yiğit Bulut, ‘Öcalan Türkiye’nin önünü açıyor’ diyor. Bunu bir CHP’li söylese yer yerinden oynardı. Mehmet Metiner, ‘Öcalan Türkiye’nin demokrasisine katkı sağlıyor’ diyor. Beşir Atalay, ‘Öcalan’ın düşünceleri bizim de düşüncelerimiz’ diyor. Efkan Ala, PKK ile AKP’nin doğrudan görüştüğünü söylüyor. Kazara CHP ile PKK görüşüyor denilse ne olurdu acaba?

Terör örgütlerine yardım ve yataklık yapan bir parti Türkiye’yi yönetmeye çalışıyor. Anasından helal süt emmiş bir savcı istiyorum. 3 akademisyeni hapse atacaksın, bunlara göz yumacaksın.

Vergi mahkemeleri, vergi daireleri, askere alma daireleri kurdular hükümet ses çıkarmadı. Şehirlerde yok kontrolü yaptılar bunlara dokunmayın dediler. Bunlar yardım ve yataklık değil mi? Bir siyasal iktidarın kölesi olmak cumhuriyet savcılarına yakışmaz. Öğretim üyesine gelince tutukla, sırtı kalın olanlara dokunma. O zaman o makama oturamazsın.

7 Haziran seçimlerine terör ortamında girdik. 7 Haziran’dan sonra terör her yere yayıldı. Millet kaosu seçti dediler. Bize oy verin terör olmasın, ekonomide istikrarı sağlayacağız dediler. Kendimize şu soruyu soracağız, bu işin sorumlusu kim? Ülkeyi bu hale kimler getirdi? Her seferinde bir düşman, bu Hitler taktiğidir.

Bu işin sorumlusu bu hükümetse herkese görev düşüyor. Bunların gitmesi lazım. Türkiye kurucu ayarlarına geri dönmeli. Bütün komşularıyla ve dünya ile barışık bir politika izlemelidir. Suriye’de neden böyle bir kavga çıktı? Tatil yaptığın Esad kardeşin bir gecede düşman oldu.

Terör olayları artık bir partinin tek başına aşacağı bir sorun olmaktan çıktı. TBMM’nin bu soruna artık el koyması lazım. Meclis Başkanı’nı ziyaret ederek düşüncelerimizi paylaştık. TBMM Başkanı’nın liderlerle bir toplantı yapması lazım.

Terör konusunda bütün siyasi partilerin birlikte hareket etmesi lazım.Her siyasi parti liderinin bir sorumluluğu vardır. Kimse bu sorumluluktan kaçmamalıdır. Bu mesele ulusal sorun haline gelmiştir, milli bir sorun haline gelmiştir.

Terör kimden ve nereden gelirse gelsin net ve tutumlu bir tavır sergilemek zorundayız. Bu ülkeyi sokakta bulmadık. 14 yıldır Türkiye’yi Ortadoğu bataklığına sürüklediler. Bu ülkeyi kuranlar Ortadoğu’yu bizden daha iyi biliyorlardı. Neden Batı’nın bir parçası olmak için mücadele ettiler.

Anayasa’nın 112’nci maddesi çalıştırılmalı. Sayın Davutoğlu’na sesleniyorum, Türkiye’yi bu batağın içine çeken, gerekli önlemleri almayan, sorumlu kimse ya görevden al ya da namusuyla görevden ayrılsın. Kabadayılıkla ülke yönetilemez.

Ülkeyi kan gölüne çevirdiniz. Bize terörle yaşamayı öğretmeye çalışıyorlar. Bizim böyle bir isteğimiz yok, biz huzur içinde yaşamak istiyoruz. Analar ağlayabilir, yeni ölümler olabilir, mecburuz. Biz buna mecbur değiliz. 14 yılda Türkiye’yi bu hale getirdiler. Bunların kafasında uygarlık diye bir kavram yok. Bu sorunu aşacaksak hep beraber hareket etmek zorundayız.”