Bu nasıl bir anlayış?..

Bu nasıl bir anlayış?..

Necdet Buluz

Yıllardır “PKK nasıl bir terör örgütü ise Suriye kolu PYD de aynıdır” diyoruz. PKK’nın eline geçen silahların PYD’den elde edildiğini de belgelerle ispat ediyoruz. Bu konuda dosyalar dolusu bilgi ve belge Amerika’ya ulaştırıldı. Konu ile ilgili olarak (AB) ülkeleri de sürekli bilgilendiriliyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son Amerika gezisinde de bu konudaki hassasiyetlerimiz, bilgi ve belgeler Amerikan yönetimine ulaştırıldı. Sıkıntılarımız en üst düzeyden seslendirildi.

PKK terör örgütü ile yapılan mücadelede PYD unsurlarının da etkin rol oynadığını biliyoruz. Nitekim Güney Suriye’de IŞİD’a karşı savaşan PYD’nin YPG silahlı gücüne 2000 kadar PKK’lının da katıldığı biliniyor.

Şimdi işin sıkıntılı tarafı şu:

Amerika, PYD’ ye silah yardımı yapıyor. PYD’nin silahlı gücü YPG ile IŞİT karşıtı savaşan PKK’lılar da bu silahlardan istifade ediyor. Böylece yurt içinde terör örgütüne bu yolla silah ve mühimmat yağıyor. Bunun önünün kesilmesi gerekir ki, terör örgütü zayıflatılıp, güçsüz bırakılsın.

Müttefikimiz Amerika, bütün bunlara rağmen “PKK terör örgütüdür ama PYD’yi aynı tutamayız” diyor.

Türkiye ile Amerika arasındaki bu anlaşmazlık gerginliğe de yol açıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, konu ile ilgili açıklamalarında Amerika’ya ve destekçilerine de karşı çıkış sergiliyor. “Bu terör bir gün istemeyiz, temenni etmeyiz ama sizi de vurabilir” uyarısı yapıyor.

Amerika, PYD konusunda Türkiye ile olan gerginliği azaltmak için “Biz PYD’ ye artık silah yardımı yapmıyoruz” diyordu. Ancak, bu açıklamalar sözde kaldı ve yine PYD’ ye çeşitli yollardan silah yardımı ve desteğini sürdürdü.

Şimdi Amerikan yönetiminden yeni bir açıklama geldi. Yetkililer Güneydoğu’da hendek kazan PKK’lılara PYD tarafından verilen desteğin kesilmesi yönünde önlem alınacağını, bunun önlenmesi için de çalışma yapacaklarını açıkladılar. Bu konuda Türk Hükümetine söz verildiği de vurgulanıyor.

Daha açık ifade ile şunu söyleyebiliriz:

Amerika, PKK ile PYD arasındaki yardımlaşmayı kabul ediyor. Ancak, konu ile yapılan açıklamalarda, bu yardımlaşmada önlem alınacağını, PKK’nın ayrı, PYD’nin de ayrı tutulacağının yine altı çiziliyor.”PKK ile PYD’nin aynı kategoride değerlendirilmesi mümkün değildir” deniliyor.

O zaman biz bu işten ne anladık?

Bu açıklamalar sadece “gaz alma” dan başka bir şey değildir. Ortamın gerginleşmesinin daha da derinleşmesinin önüne set çekmektir. Bugüne kadar Amerika PYD konusunda dikkat edilecek olursa hiçbir zaman geri adım atmadı. PYD’yi bölgede bir kara harekâtını sürdüren askeri gücü olarak gördü ve değerlendirdi. Yapılan açıklamalarda da “Bizim için IŞİD ile kahramanca mücadele eden PYD güçlerini takdir ediyoruz ve onlara yardım ve desteklerimiz de sürecektir” denildi.

Konuyu biraz daha açalım:

Bölgede oyun içinde oyun oynanıyor.

Terör örgütü PKK’nın karargâhı ve güçleri şimdi Suriye’deki bölgede toplandı. Türkiye buraya müdahale edemiyor. Kandil’e yapılan hava saldırılarının pek fazla etkili olmadığı ve PKK’ya de zarar vermediği söyleniyor. Önemli olan Güney Suriye’deki PKK varlığı ve burada PYD ile olan dayanışmasıdır.

Müttefikimiz Amerika ile onun destekçilerinin bu tutumları karşısında “Bu nasıl bir anlayıştır?” demekten kendimizi alamıyoruz. Düpedüz ve göz göre göre terör örgütlerinin dayanışmasına destek veriyorlar.

Bunun önüne geçilemediği sürece PKK sorunu bitmez.

Amerika, aslında PYD’ ye silah yardımı yaptıkça, bu unsurları korudukça, aslında PKK’ya yardım yapmış ve bu terör örgütünü korumuş oluyor. Mesele bu kadar basittir. İşi başka taraflara çekmeye, oyalamaya gerek yoktur.

Türkiye, bu oynanan oyunu biliyor bilmesine ama şu anda Suriye içlerine müdahalede bulunamayarak bu konuda bir şey yapamıyor. Rusya’nın da Suriye’ye şemsiye olması ile sorun neredeyse kördüğüm haline geldi. Rusya ile uçak krizinden sonra Suriye’ye adım atamıyoruz. Bilindiği gibi sınırdan obüs topları ile müdahale ederek sonuç almaya çalışmaktayız.

Görüldüğü gibi gerek Suriye’de, gerekse bölgede Amerika’nın çıkarları ön planda bulunuyor. Dış güçlerce önceden planlanmış stratejilerde geri adımların atılmadığını da gözlemliyoruz. Özellikle Amerika ile Rusya’nın birçok konuda anlaşmış olması ile bölgedeki gelişmelere sadece seyirci kalabilmekteyiz.

Gelişmelerin iki önemli ayağı var:

Birincisi bölgedeki enerji kaynaklarının paylaşımı ve dağıtımı, diğeri de bölgede oluşturulmasına çalışılan güç ile bu kaynakların bekçiliğinin sağlanmasıdır. Bunun yanında Suriye’nin ve Esad’ın geleceğinin belirlenmesi de şekillenmiş olacaktır.

Konu son derece önemli ve enine boyuna ele alınıp değerlendirilmesi gerekiyor. Bunu bir başka yazımızda değerlendireceğiz.

necdetbuluz@gmail.com

www.facebook.com/necdet.buluz