Şimdi de LOZAN …….

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı’nda muhtarlara seslenirken Lozan Barış Antlaşması’nı gündeme getirerek “Bağırsan sesinin duyulacağı adaları biz Lozan’da verdik. Birileri Lozan’ı zafer diye yutturmaya çalıştı. Zafer bu mu” diye sordu. Erdoğan, Muhtarlar Toplantısı’nda özetle şu mesajları verdi:

İŞGAL TEŞEBBÜSÜYDÜ
“Adını doğru koymak lazım. 15 Temmuz’da Türkiye hem bir darbe girişimine hem bir dizi terör eylemine hem de örtülü bir işgal girişimine maruz kaldı. Hem projenin gerisindeki silüetler hem de darbenin başarılı olması halinde hayata geçirilecek niyetler itibarıyla 15 Temmuz, 1912’den 1923’e kadar geçen kısa sürede, beşte bire düşen topraklarımızdan elimizde kalan son parçanın işgali teşebbüsüydü. 15 Temmuz, Türk milletinin ikinci bir Kurtuluş Savaşı’dır.

SEVR’İ GÖSTERİP RAZI ETTİLER
Tarihte bize ne yaptılar? 1920’de bize Sevr’i gösterdiler, 1923’te Lozan’a bizi razı ettiler. Birileri de Lozan’ı ‘zafer’ diye yutturmaya çalıştı. İşte şu an Ege’yi görüyorsunuz değil mi? Bağırsan sesinin duyulacağı adaları biz Lozan’da verdik. Zafer bu mu? Oralar bizimdi. Oralarda bizim camilerimiz, mabetlerimiz var, ama şu anda hâlâ Ege’de kıta sahanlığı ne olacak, havada, denizde ne olacak bunları konuşuyoruz, hâlâ bunun mücadelesini veriyoruz. Niye? İşte o anlaşmada masaya oturanlar sebebiyle. O masaya oturanlar, o anlaşmanın hakkını vermediler. Veremedikleri için şimdi onun sıkıntısını biz yaşıyoruz. Şayet aynen bu darbe de başarılı olsaydı, Sevr’i dahi aratacak bir dayatmayla karşımıza çıkacaklardı.

OHAL’İ SPEKÜLE EDENLER VAR
Milli Güvenlik Kurulu toplantısında Olağanüstü Hal’in 3 ay daha uzatılması hükümete tavsiye edildi. Olağanüstü Hal, tamamen FETÖ ve PKK ile daha etkin mücadele amacına yöneliktir. Ana muhalefet partisinin, ‘olağanüstü hal yetkileriyle hayata geçirilen hususların Meclis’in rutin çalışmalarıyla çözülebileceği’ görüşüne kesinlikle katılmıyorum. Bu işi iyi biliriz. Kolayca çözülebilecek nice meselenin Meclis’te aylarca, yıllarca nasıl sürüncemede bırakıldığını çok iyi biliyoruz. Üstelik Meclis’in mevcut gündemi zaten yeteri kadar yüklü, ağır. Bir de buna Olağanüstü Hal kapsamındaki işleri ilave etmeye kalkarsak Meclis tıkanıp, kilitlenir.

BELKİ 12 AY DA YETMEYECEK
Fransa’da üç ay, artı üç ay ve son olarak da altı ay olmak üzere toplamda bir yıllık olağanüstü hal var. Dünyadan kimse Fransa’ya diyor mu ‘Siz niye bir yıl olağanüstü hal ilan ettiniz’. Bakan arkadaşlara bunlar akıl veriyorlar, diyorlar ki ‘Bir yıl olağanüstü hal Türkiye için doğru değil, şu üç ayı bir daha uzatmayın ha’. (Bir muhtarın 12 ay olmalı sözleri üzerine) Dur bakalım, sabırlı ol. Belki 12 ay da yetmeyecek. Bizim görevimiz bu milletin can, mal, nesil, akıl güvenliğini korumaktır.

ZİL TAKIP OYNAYANLAR
Onun için de kimse bize takvim belirlemesin, kimse bizim yol haritamızı tayin etmesin. Ya siz bir defa Türkiye’ye ne zaman kalkıp da dost oldunuz, gerekli olan destekleri verdiniz? Hepsi bu darbenin başarılı sonuçlanmasını bekliyorlardı. Bunların hepsinin bilgileri bize geliyor. Zil takıp oynamaya çalışanlar veya o saati bekleyenler vardı ama rabbim, milletim onlara bu fırsatı vermedi.

SURİYE YENİ SAFHAYA GİRDİ
Gerektiğinde rejimle gerektiğinde müttefik dediğimiz ülkelerle işbirliği yapan bu terör örgütü, Suriye’de başlattığımız Fırat Kalkanı Operasyonu’ndan çok rahatsız oldu. Bu operasyonla, bölgede DEAŞ’la savaşan tek gücün kendileri olduğu yalanı bir balon gibi söndü. Ne dediler? ‘PYD, YPG, DEAŞ’la savaşıyor. Yalan, yalan… DEAŞ bir yere giriyor, oradan çıkıyor, ondan sonra oraya kim yerleşiyor? PYD ile YPG. Kimi aldatıyorsunuz ya? Tezgâh böyle çalıştı. Artık Türkiye’nin ve Özgür Suriye Ordusu’nun yani Suriye’nin kendi evlatlarının DEAŞ’e karşı verdiği gerçek mücadele örneği var. Her ne kadar hesabı ve çıkarı olan ülkeler, şartları zorlamaya devam ediyor olsa da Suriye meselesi artık yeni bir safhaya girmektedir. Suriye halkının başındaki kara bulutların dağılacağı günler yakındır. İşte o gün, aynı zamanda Türkiye’nin Suriye kaynaklı tehditlerden kurtulduğu gün olacaktır. Tehdit oluşturacak olan o terör koridorunu kaldırmakta kararlıyız.”

15 TEMMUZ RESMİ TATİL
15 Temmuz artık ‘Demokrasi ve Özgürlükleri Anma Günü’ olarak Milli Güvenlik Kurulu toplantımızda hükümete tavsiye edilmiştir ve her 15 Temmuz artık şehitlerimizi gazilerimizi anma günü olarak, o gün tatil edilecektir.