AOÇ inşaat şantiyesi oldu !

Devlet Mezarlığı ve Bira Fabrikası alanında yapılaşma tehdidi
Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Atatürk Orman Çiftliği’ndeki birinci derece doğal sit alanı Devlet Mezarlığı’nın ve tescilli bira fabrikasının yapılaşma tehdidi ile karşı karşıya kaldığını bildirdi. Konuya ilişkin olarak basın toplantısı düzenleyen Mimarlar Odası Ankara Şubesi, “İki alana ilişkin olarak plan değişikliklerini yargıya taşıyacağız. Bu mekansızlık ve kültürsüzlüktür. Bu ülkeyi böyle insanlar yönetmemeli” dedi.
Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, “Yoktan var edilen bir ülkede vardan yok edilen bir sürece evriliyoruz. Yoktan var edilmiş bataklıktan bir vahaya dönüştürülmüş bir değer yok ediliyor. Ülkenin geleceği açısından da öyle Cumhuriyet’in bize sağladığı özgürlük ve demokrasi ortamı tahrip ediliyor. Hukuk kalmadı. Bir ülkenin yok edilmesi ile bir değerin yok edilmesinin alt ve üst ölçekte mekansal karşılığını yaşıyoruz. AOÇ’nin ve ülkenin özgürleştiği çocuklarımızla sokaklarda rahat rahat dolaşacağız. Biz herhal ve koşulda mücadeleye devam edeceğiz. Çünkü biz haklıyız “ dedi.
Kabul edilemez
Candan, sözlerine şöyle devam etti:
“Devlet Mezarlığı alanının AOÇ’den kopartılmış olması görüşlerimiz saklı kaydıyla şu anki var olan durumunun yapılaşma tehdidi ile karşı karşıya kalmasından rahatsızlık duyuyoruz.
3 cumhurbaşkanın, 1 başbakan ve 67 Kurtuluş Savaşı komutanın yattığı bir devlet mezarlığı alanında Çevre Şehircik İl Müdürlüğü plan değişikliği yaptı.. Birinci derece tarihi ve doğal SİT alanın içinde askeri alanda yüzde 0.05 yapılaşma öngörüyor. Devlet mezarlığının alanında toplam inşaat alanına baktığınızda 10 bin metrekarelik bir inşaat alanı öngörülüyor. Bu kabul edilemez bir durum, burası bir askeri birlik ve askerin konuşlanacağı yer de değil. Anıtkabir sürecinden yaşadığımız gibi mekan adabından uzak bir şekilde . Hareket alarm iskan tesisi, yatakhane, sosyal tesis, kantin, gazino gibi yapıları inşa etmek istiyorlar”
Kültürsüzlük örneğidir
Bunun mekan ahlakına ve adabına uygun olmadığına dikkat çeken Candan, “Bu ülkenin kurucusunun cumhurbaşkanlarının ve başbakanlarının ve kurtuluş savaşı komutanlarını yattığını devlet mezarlığının bir mekan ahlakı olması. Mezarlığa gazino, kantin sosyal tesis yapamazsınız. Bu bir kültürsüzlük örneğidir. Anıtkabir sürecinde de gördük, Kentsel dönüşüm sürecinde mezarlıklarının da yapılaşmaya açılacağı söylenmişti ama bu ülkenin kurucularının mezarlarından başlayacakları aklımıza gelmemişti. Bu insan olma değerlerine aykırı olduğu gibi itibarsızlaştırmanın bir parçasıdır” diye konuştu.
Kaçak Saray’a askeri tesis mi yapılıyor ?
Kaçak Saray inşa edilirken Devlet Mezarlığı’na ilişkin baskı olacağını gündeme getirdiklerini de anımsatan Candan, yetkililere “Devlet mezarlığına yapılacak askeri tesisler, Kaçak Saray’ın güvenliğine sağlayacak yeni bir muhafız alay komutanlığı benzeri bir yapılanma için mi inşa edilecek? Kaçak Saray’a askeri tesis mi yapılıyor?” sorusunu yöneltti
Candan, “Bir ülkenin cumhurbaşkanı kendini bu kadar güvensiz durumda hissediyorsa vatandaşların durumu düşünmek bile istemiyoruz” dedi.
Candan, Devlet Mezarlığı’nın projesinin yarışma ile bütünlükçü bir proje sonrasında elde edildiğini de anımsatarak, şunları söyledi:
“Plan notunda ayrıca Devlet Mezarlığı alanındaki birinci derece doğal SİT alanı olan orman alanı ve etrafındaki küçük bir alan için önlemli yerleşim alanı notu bulunuyor. Bunu altını kazıdığımızda bu alanların da yapılaşmaya açılacağını görüyoruz. Devlet Mezarlığı’nı çepe çevre kucaklayacak bir yapılaşma öngörülüyor. Bu bütünlüğü bozacak planlama yapamaz öte yandan belli kurumlardan görüşler alınmış, ancak bu görüşler 2013,2014 ve 2015 ocak ayını tarihleyen görüşler. Çünkü 2015 Ağustos ayında mahkeme kararıyla AOÇ’nin1/10000 koruma amaçlı imar planları iptal edildi. Dolayısıyla bu plan aşamasındaki bütün referanslar geçerliliğini yitirdi ve yok hükmündedir. Onun ötesinde AOÇ arazisi bir bütündür. Koruma amaçlı nazım imar planları bütüncül yapılmak zorundadır. Üst ölçekli plan iptal edilmişken parçalı plan yapamazsınız planlama tekniğine aykırı. Ayrıca bu alan yüzde 100 kamuya açık bir alandır. Birlik yapıldığı anda belli noktalara girilemeyecektir.”
Jeolojik etüd yapılmalı
AOÇ yerleşkesindeki tescilli Bira Fabrikası alanının plan değişiklikleriyle yapılaşmaya açılmak istendiğini bildiren Candan, sözlerine şöyle devam etti:
“Bira Fabrikası alanının bulunduğu AOÇ 1/10000’lik koruma amaçlı nazım imar planı iptal edildi. Bu alana ilişkin özelleştirmeye idaresine açtığımız dava devam ediyor. Yine 1/25000’lik nazım imar planına açılan davada AOÇ alanlarının tamamı bozuldu ve diğerleri onadı. 1/25000’lik davada devam ediyorken bira fabrikasının olduğu alana ilişkin olarak Büyükşehir Belediyesi plan öngörüsü içinde 1 emsal 13,5 h/max olarak iki parselde yapılaşma. Burada tescilli Bira fabrikası, depolar var lojmanlar bulunuyor. Buraya spor tesisleri yapacağım diyor ki bunlar ticari tesis olacaktır. Bu tamamen AOÇ’nin ruhuna aykırı. Yine teknik olarak ta karşımızda sıkıntılı ve parçacıl bir planlama duruyor. Böyle bir şey olamaz, yargıya taşıyacağız Gökçek’in her girdiği yer tahribat alanıdır. AOÇ’nin şartlı bağış durumu ve kullanım yaklaşımı var. Bu alandaki plan değişikliği de hem şehircilik esaslarına hem de AOÇ kuruluş kanuna aykırıdır. Ayrıca alanda jeolojik zemin etüt raporu yapılması gerekiyor. Zemin oldukça kaygan dördüncü derece deprem bölgesinde.”

Karanlık bir süreç söz konusu

Mimarlar Odası Ankara Şube Sekreteri Namık Kemal Kaya da, devlet mezarlığı ve bira fabrikası alanında öngörülen yapılaşmaya ilişkin şunları söyledi:
“Devlet Mezarlığı ve çevresinde yapılan plan değişikliğinde Kaçak Sarayı korumaya alma çalışmalarının plana yansımasını görüyoruz. Bu çalışma da Kaçak Sarayda olduğu gibi yine kaçak bir şekilde yürütülüyor. Bu anlamda Devlet Mezarlığı’nın akibetinin ne olacağına ilişkin çok ciddi kuşkular var. Devlet Mezarlığı’nın etrafını yapılaşmaya açmak, ‘güvenlikli yapılaşma olarak tanımlamak’ önümüzdeki süreçte buranın başka bir yere taşınma riskiyle karşı karşıya kalabileceğini gösteriyor. Bunu sorgulamak gerekiyor. Bu bölgenin Kaçak sarayın inşaatından itibaren tehdit altında olduğunu daha önce de söylemiştik. Cumhurbaşkanının kendini bu kadar koruma altına almaya çalışması ve Kaçak Saray’da kendini güvende hissetmemesinin anlamı yakın tarihte ülkenin gerek içeride ve gerekse dışarıda çok ciddi sorunlarla karşı karşıya kalacağını gösteriyor. Gerçek şudur ki çatışma sürecinin en üst düzeyde olduğu bir süreçle karşı karşıyayız. Ülkemiz adına son derece kaygı verici bir süreç işletilmektedir. Bira fabrikası alanı da Atatürk Orman Çiftliği arazisi olup şartlı bir bağıştır. Üretmenin aksine tüketmeye yönelik uygulamaya koyulan bu politikalar aslında gidişin ve tükenmişliğin de bir habercisidir. Gerginlikten beslenen bu saldırı ve talan politikasından derhal vazgeçilmelidir.