“Dost” ve “müttefik” dediklerimiz…

“Dost” ve “müttefik”
dediklerimiz…

Necdet SİVASLI

Bizi takip eden okurlarımız anımsayacaklardır:
Daha önce yazdığımız yazılarda gerek Suriye’de gerekse bölgemizdeki gelişmelerle ilgili “Dost ve müttefiklik aramayalım. Etrafımız sardılar ve bizi bölüp parçalamak istiyorlar. Bunun için terör örgütlerini de taşeron olarak kullanıyorlar. Biz, terör örgütleri ile değil, dost ve müttefik bildiğimiz dış güçlerle mücadele ediyoruz” demiştik.
Bugün geldiğimiz noktaya baktığımızda bu öngörülerimizin doğruluğunu da açıkca görebiliyoruz.
Nasıl mı?
Bizim düşmanımız şu anda kim? PKK, IŞİD,FETÖ, PKK’nın Suriye uzantısı PYD ve onun silahlı gücü YPG değil mi?
İşte en büyük dost ve müttefikimiz adını saydığımız bu örgütleri bize karşı kullanıyor.
Biz” PYD terör örgütü PKK’nın Suriye uzantısı” dedikçe, Amerika bu örgüte hala silah yağdırıyor. “İlişkilerimiz gerilir, bizi bir terör örgütüne mi tarcih ediyorsunuz?” diye sordukça tam tersi PYD’yi güçlendiriyorlar.
Son gelen görüntüler ve istihbarat bilgilerinde PYD’ye Amerika’dan zırhlı araçlar verildiği de belirlendi. Bu araçların yanı sıra geliştirilmiş diğer silah ve mühimmatların da PYD güçlerine teslim edildiği görülüyor.
Hep söylüyoruz, uyarıyoruz “PYD’nin elindeki silahları PKK’lılar da kullanıyor” diyoruz ama Amerika bunlara da kulaklarını kapatıyor. Olanları adeta görmezden geliyor.
Terör örgütü FETÖ Lideri Gülen’in Türkiye’ye iade edilmesi konusu ise halen yılan hikayesine döndü. Trump yönetiminden de bu konuda şu ana kadar “yeşil ışık” yakılmadı.
IŞİD ve PYD’ye karşı Suriye’de başlattığımız “Fırat Kalkanı”nda şu anda bizi yalnız bırakan ve bu mücadelede yanımızda olmayan da Amerika’dır.
Başbakan Yardıcısı Veysi Kaynak, konu ile ilgili yaptığı açıklamada “ABD,terör örgütü ile iş tutuyor. BD, 60 küsur yılkdan bu yana NATO’da birlikte ittifak içinde olduğu Türkiye cumhuriyetini değil, maalesef 30 küsur yıldan beri Türkiyemizin başına bela edilmiş terör örgütü ile iş tutmayı yeğlemiştir” diyerek sıkıntılarımızı açığa vurmadı mı?
Şimdi buraya bir nokta koyalım, Almanya’ya yüzümüzü dönelim:
Almanya, hem bizim topraklarımdaki İncirlik Üssü’nü Tornadoları ile kullanıyor, hem de elde ettiği IŞİD ile ilgili görüntüleri bizimle paylaşmıyor. Böyle bir dostluk, böyle bir ittifak ve birliktelik olur mu?
Merkel Türkiye’ye geldi, bir dizi görüşmelerde bulundu. Merkel’in derdi “Aman bize sığınmacı göndermeyin, bunun önlemini alın” telaşından başka bir şey değil. Almanya, her dönemde olduğu gibi yine kendi çıkarlarını koruyacak önlemler üzerinde durdu.
Kaldı ki, Amerika’nın PKK’nın Suriye uzantısı PYD ile ilgili desteğe Almanya başta olmak üzere Batı’nın da aynı anlayış içinde destek verdiğini görmekteyiz.
Şimdi, bahar havası yaşadığımız Rusya’ya yüzümüz döndüğümüzde de aynı anlayışı Putin’de de görüyoruz.
Suriye Anayasası’nı hazırlayan Rusya, bölgede Kürtlere “özerklik” vermeye hazırlanıyor. Bunda Amerika ve Batı’nın da izini görüyoruz. Açıkça “şer ittifak” kurulmuş, düğmeye basılmış. İyice kıskaca alınmak isteniyoruz.
Rusya bir yandan terörle mücadele ettiğini açıklarken, öte yandan PKK’nın uzantısı PYD’ye Moskova’da büro açmasına izin vererek örtülü destek sağlıyor. Bir yandan Amerika karşısında da bölgede kendisini sağlama alırken, öte yandan “Suriye’de patron benim” diyor.
Daha önce Kuzey Irak’ta kurulan Özerk Kürt bölgesi gibi Suriye’de de bir Kürt bölgesinin inşaasına başlanıyor. Hesaplarda olan Bağımsız Kürt Devleti’nin kurulması hayata geçiriliyor. PYD’lilerin arasındaki PKK’lıların da bu işin göbeğinde oluşuna da dikkat çekelim. Yapılan bütün bu hazırlıkları başka türlü anlamak mümkün mü?
Sözü fazla uzatmaya gerek yok:
Ortada ne “dost” ne de “müttefiklik” lik kavramı yok. Ortada olan çıkar çatışmalarıdır. Dış güçler çıkarları neyi gerektiriyorsa o şekilde adım atmaktan kaçınmıyorlar.
Uçak krizinden sonra başlayan Türkiye-Rusya ilişkilerindeki bahar havasına da değinirken “Putin’e dikkat, kendisine fazla güvenmeyelim” uyarısında da bulunmuştuk. Bugün, Rusya’nın da çok büyük oyunlar oynamakta olduğunu, kendi çıkarları doğrultusunda politikalar üretmekte olduğunu görmekteyiz.
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz