DARBECİ FETÖ cular YARGI ya Hesap Veriyor

15 Temmuz darbe girişimi ile ülkeyi kana bulamak isteyen FETÖ cuların üst kademesindeki subaylar yargı önünde hesap vermeye başladılar. Genelkurmay Karargâhı’nın işgal edilmesi ve çok sayıda üst düzey askerin rehin alınmasına ilişkin dava, iginç görüntülerle başladı. Akın Öztürk, Mehmet Partigöç, Mehmet Dişli gibi önde gelen sanıklar, kaldıkları cezaevinden yürütülerek duruşma salonuna getirildiler. Darbecileri protesto için Sincan Cezaevi’ne gelen ve kampusa alınan vatandaşlar, darbecilere urgan fırlatarak, “İdam isteriz” sloganı attılar.
Darbe girişimini planlamakla suçlanan eski Hava Kuvvetleri Komutanı Akın Öztürk’ün savunmasının ardından çapraz sorgusu yapıldı. Öztürk, “Genelkurmay başkanıyla 7 saat geçirdiniz. Ben bu darbeyi engelleyeceğim tavrı var mıydı” sorusuna, “Hayır öyle bir tavrı yoktu. Ama çok üzgündü” diye yanıt verdi.
‘Darbenin askeri kanadının 1 numaralı ismi’ olmakla suçlanan eski Hava Kuvvetleri komutanı Akın Öztürk, ‘çatı davası’nda ifade verdi: “(Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi) Akar’ın darbenin başına geçirilmesi için oluşturulan ekipte olmadığım gibi, bu konuda kendisini ikna çabam da olmadı. Kendisine sorulabilir.”

Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampusü’ndeki Ankara 17’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde bugün görülmeye başlanan ‘çatı davası’nda darbe girişimini üstlenen ‘Yurtta Sulh Konseyi’nin üyesi olduğu iddia edilen 38 sanık, 15 Temmuz gecesi öldürülen Semih Terzi dışında, bugün hakim karşısına çıktı. Davada toplam 221 sanık bulunuyor.

‘Haberim bile yoktur’

İlk savunmayı yapan Öztürk, “Bayrak, vatan ve ülkem için gerekirse canımı vereceğim yönünde ettiğim yemine halen ölsem dahi sadığım. Böyle bir hainlik suçlamasıyla yargılanmam bana verilebilecek en büyük cezadır. 46 yılını orduya vermiş bir insanım. Bu hain darbe girişimiyle ilgim, hiçbir katkım, hatta haberim bile yoktur. Ben bu rütbe ve yaşa gelmiş bir insan olarak silah arkadaşlarıma silah doğrultacak bir insan değilim. Şehit aileleriyle aynı acıları paylaşıyorum” diye konuştu.

‘Algı operasyonu yapılıyor’

Darbe girişimine katılanların hukuk ilkeleri çerçevesinde, en ağır şekilde cezalandırılmasını istediğini söyleyen Öztürk, kendisiyle ilgili algı operasyonu yapıldığını savundu: “Henüz ifadem alınmadan basında ‘Akın Öztürk itiraf etti’ şeklinde haberler yer aldı. Bunlar benimle ilgili yapılan algı operasyonlarının başlangıcıdır. Ankara Çukurambar’da darbecilerle toplantılara katıldığım yönündeki gizli tanık ifadeleri yalan olmasına rağmen basında bunlara doğruymuş gibi verildi.”

‘Partigöç’le direkt görüşmedim’

15 Temmuz günü Ankara’ya geldiğinde, kızının lojmanının olduğu Akıncı Üssü’ne gittiğini ve eşinin hasta olması nedeniyle gece orada kalmaya karar verdiklerini anlatan Öztürk, şöyle devam etti: “O gece koruma astsubayım İsmail Keskin telefonla arayıp ‘Genelkurmayda saldırı olmuş’ dedi. Bunun üzerine koruma astsubayımı kaldığım lojmana çağırdım. Kendisinden neler olup bittiğini öğrenmesi için Genelkurmay Harekat Merkezi’ni arattım ancak telefona çıkan subay Mehmet Partigöç’ten bilgi alabileceğimizi söylemiş. Bunun üzerine koruma astsubayım Mehmet Partigöç’le görüştü. İddianamede iddia edildiği gibi ben direkt görüşmedim.”

‘Vazgeçmelerini söyledim’

Gecenin ilerleyen saatlerinde, İstanbul’da bulunan Hava Kuvvetleri Komutanı Abidin Ünal’ın kendisini aradığını ve neler olup bittiğini öğrenmesini istediğini anlatan Öztürk şöyle devam etti: “Bunun üzerine lojmandan ayrılarak Akıncı Üssü 143. Filo’ya gittim. Akar’ın da tutulduğu odaya girdim. Burada Akar dışında yanılmıyorsam Kubilay Selçuk, Ömer Faruk Harmancı, Hakan Evrim ve Mehmet Dişli vardı. Genelkurmay başkanı bana, ‘Bunlar darbe yapmak istiyor, bunlarla konuş ikna et, vazgeçsinler’ dedi. Ben de genelkurmay başkanımızın ifadelerini kullanarak, ‘Yanlış yaptıklarını, vazgeçmelerini’ söyledim.”

‘Gülünç durumdaydım’

Sivil kıyafetli olduğu için emir astsubayından üniformasını getirmesini istediğini, ancak yolların kapalı olması nedeniyle üstte kendisi için üniforma ayarlandığını söyleyen Öztürk, “Üniforma kısaydı. Gülünç bir durumdaydım. Bir konsey başkanının böyle bir durumda olmasını siz değerlendirin. Darbe girişiminin başında olsam bu duruma düşer miydim” dedi.

‘Beni kim ikna etmiş?’

Daha sonra tekrar Akar’ın yanına gittiğini ve ‘darbecilerin kararlı olduklarını’ söylediğini anlatan Öztürk, şöyle devam etti: “Genelkurmay başkanının sinirleri bozuktu, tedirgindi. Ancak enterne durumda değildi. Dışarıda çok sayıda silahlı kişi vardı. Genelkurmay başkanını darbenin başına geçirilmesi için oluşturulan ekipte olmadığım gibi bu konuda kendisini ikna çabam da olmadı. Bu husus genelkurmay başkanına sorulabilir. Genelkurmay başkanının ikna edilmemesi halinde benim genelkurmay başkanlığına getirileceğim iddia ediliyor. Beni kim ikna etmiş, ben ikna olmuş muyum?”

‘Damadımla görüşmedim’

Mahkeme başkanının sorusu üzerine, darbe girişiminin ardından tutuklanan damadı yarbay Hakan Karakuş’la 15 Temmuz gecesi hiç görüşmediğini anlatan Öztürk, komutanlığı döneminde defalarca bu yapıyla mücadele edilmesi gerektiğini astlarına söylediğini belirtti.

Öztürk, geçmiş dönemki darbelerin ülke üzerindeki etkilerini bilen biri olarak darbe girişiminde yer almasının mümkün olmadığını aktardı.

2 bin 988’er kez ağırlaştırılmış müebbet

İsmi ‘Yurtta Sulh Konseyi’ üyesi olarak geçen sanıklar için 2 bin 988’er kez ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası isteniyor.

Dosyada 200’ü tutuklu, dokuzu tutuksuz, 12’si firari olmak üzere toplam 221 sanık yer alıyor. Asker sanıklardan biri orgeneral, üçü korgeneral, dördü tümgeneral, 16’sı tuğgeneral, üçü tuğamiral, 26’sı albay, 27’si yarbay, 37’si binbaşı, 21’i yüzbaşı, diğerleriyse daha alt rütbeye sahip.

Bunlar arasında eski cumhurbaşkanı başyaveri Ali Yazıcı, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Akar’ın eski emir subayı Levent Türkkan ve başbakanlık özel kalem görevlisi Muhammet Uslu da var.

Sanıklar arasında öğretmen, memur ve esnafın bulunduğu 12 sivil de yer alıyor.