Söz konusu Türkiye olunca…

Söz konusu Türkiye

olunca…

Necdet Buluz

Şimdi Amerika ile Türkiye arasında yeni bir sorun yaşanıyor:

Rusya ile yapılan anlaşma çerçevesinde Türkiye bu ülkeden S-400 savunma füzeleri alıyor. Bu durum Amerika’nın isteği dışında olduğu için tepki gördü. Yapılan açıklamalarda Türkiye’nin bu füzeleri alması halinde de kaygı duyacakları vurgulandı.

Konunun detaylarına inelim:

Türkiye’yi 2015 yılında Çin füzesinden vazgeçirmeyi başaran ABD, şimdi de Rusya’dan almayı planladığımız S-400’lere kafayı taktı. Cumhurbaşkanı Erdoğan konu ile ilgili açıklamasında , “İmzalar atıldı ve inşallah S-400’leri ülkemizde göreceğiz. Yıllardır bir NATO ülkesi olan Yunanistan S-300’leri kullanıyor. Niye sesleri çıkmadı?” şeklinde konuştu.

Şimdi anımsayalım:

Türkiye, Çin’in 2013 yılında kazandığı uzun menzilli füze ihalesini ABD’nin baskısıyla 2015 yılında iptal etmişti. 3 milyar 400 milyon dolarlık anlaşma, Türkiye tarihinin en büyük savunma ihalesiydi ve ABD ile diğer NATO üyesi ülkeleri kaygılandırmıştı.

ABD’den talep ettiği silah sistemlerini tedarik edemeyen Türkiye bu kez Rusya’dan gelişmiş S-400 füzelerini almak için harekete geçti. Ancak Çin füzesinde olduğu gibi ABD, S-400’lere de karşı çıktı. ABD Genelkurmay Başkanı Orgeneral Joseph Dunford, yaptığı açıklamada “Bu durum Washington için kaygı verici olur” demişti.

Amerikan NBC televizyonuna açıklamalar yapan Dunford, Türkiye’nin Rusya’dan S-400 ileri teknoloji hava savunma sistemi satın aldığına yönelik haberlerin sorulması üzerine, “Bu yönde yapılan haberler doğru değil. Türkiye Rusya’dan S-400 hava savunma sistemlerini satın almadı. Bunu yapmış olsalardı, bu durum kaygı verici olurdu ancak yapmadılar” şeklinde konuştu.

Amerika’nın ve AB ülkelerinin teröre destek vermesi ve Türkiye aleyhinde hareket etmesi, bu ülkelere karşı Türkiye’nin de tepkilerini artırıyor. S-400 savunma füzeleri ile Amerika ve AB ile olan bağımlığımız da azalmış olacak.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu konuda yaptığı açıklamalar da Amerika ve AB ülkelerine karşı net tavrımızı ortaya koyuyor. Bu kararlığı biz de yerinde buluyoruz. Temennimiz geri adım atılmamasıdır.

Batı halen gözlerimizin içine baka baka PKK teröristlerini hem koruyor,hem destekliyor. Amerika, Suriye’de PKK’nın uzantısı PYD’lileri bize karşı silahlandırıyor. İsim değişikliği ile de bizi aldatmaya çalışıyor. El ele vermişler,altımızı oymaya çalışıyorlar. Bunlara karşı sessiz kalınabilir mi?

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sert tepkisi:

“Bir ülke kendi güvenliği ile alakalı tüm imkânların en ideal şekilde arayışı içindedir, yapmak durumundadır. Hele hele ortak üretim imkânı olduğu zaman tercih sebebidir. Ama biz yıllardır ABD ile bu tür şeylerde istediğimizi yapamıyorsak, alamıyorsak arayış içerisinde olmak durumundayız ve bunlar bu arayışın bir ürünüdür. Yıllardır bir NATO ülkesi olan Yunanistan S-300’leri kullanıyor. Niye sesleri çıkmadı? Türkiye olunca niye rahatsız oluyorlar? Biz, Rusya Federasyonu ile bu konuda gerekli adımları attık, imzalar atıldı ve inşallah S-400’leri ülkemizde göreceğiz. Bunların ortak üretimiyle de süreci işleteceğiz. Batılılar istiyorlar ki Türkiye onlar ne istiyorsa, arzu ediyorsa, talep ediyorsa hemen sorgusuz sualsiz bunu yerine getirsin. İstiyorlar ki sadece onların çıkarları masada olsun, biz fedakârlıkta bulunalım. İstiyorlar ki bize ne kadar haksızlık yapılırsa yapılsın, bize verilen sözler ne kadar çiğnenirse çiğnensin sesimizi çıkarmayalım, boynumuzu büküp oturalım. İstiyorlar ki onlar bizim vatandaşlarımızı istedikleri gibi örselerken kendilerinin ajanları ülkemizde diledikleri gibi cirit atsınlar, buna mukabil biz hiçbir şey yapmayalım. İstiyorlar ki attıkları her tokadın ardından, cevap vermek bir yana diğer yanağımızı dönelim. Kusura bakmasınlar artık öyle bir Türkiye yok. Sen, Türkiye’nin Cumhurbaşkanı’na, bakanlarına ülkende konuşma imkânı vermeyeceksin ama ajanların gelip burada otellerde cirit atacak ve benim ülkemi parselleyecekler. Yok böyle bir şey. Bizimle ya egemenlik haklarımıza saygı göstererek eşit ve adil şartlarda ortaklık, müttefiklik, dostluk yapacaksınız ya da sergilediğiniz her saygısızlığın cevabını alacaksınız.”

Şunu da söylemeden geçemeyeceğiz:

Dengeli politikalar uygulamakta yarar var. İpleri de tamamen koparmayalım. İşbirliğimizi sürdürürken Rusya’ya da tam güven duymanın da yanlış olabileceğini aklımızdan çıkarmayalım. Gelecekte pişmanlık duyabileceğimiz adımları atmaktan, sözler söylemekten de kaçınalım.

necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz