Irak’ la ”SINIR KAPISI KAPATMA ” krizi…

Irak Dışişleri Bakanlığı, Türkiye ve İran makamlarına resmi bir yazı göndererek Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’yle sınır kapılarını kapatmasını istedi.
Irak Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada Türkiye ve İran’ın Bağdat büyükelçiliklerine, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’yle sınır kapılarının kapatılmasının talep edildiği bildirildi. Ayrıca petrol ihracatı ile satışı başta olmak üzere ticari işlemlerin sınırlandırılması talebini içeren resmi bir yazı gönderildiği de duyuruldu.

Irak hükümetinin, kanunlar çerçevesinde atılan adımların uygulanması için Türkiye ve İran ile çalıştığı vurgulandı. Açıklamada, taraflar arasındaki çalışmada “ikili iş birliğinin güçlendirilmesi ve ortak tehlikelerle mücadele” gibi prensiplerin esas alınması gerektiği ifade edildi.

“ZAMANI GELİNCE ADIMLAR ATILIR”
Başbakan Binali Yıldırım, ise bu konu ile ilgili olarak gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Yıldırım şunları söyledi:
Kuzey Irak meselesi milli güvenlik meselesidir. Kademe kademe başka yaptırımlar da olacak. Habur hem Kuzey Irak hem merkezi hükümetin kontrolündeki alana hitap eden, hizmet eden bir kapı. Tabii ki Irak burayı kapatma hakkına sahiptir. Bu konuda Irak’ın hükümranlığı altında bütün kapıların kapatılmasına biz saygı gösteririz ama bizim teklifimiz gerek Kuzey Irak’ta yaşayan Türkmen, Kürt, Arap kardeşlerimizin gerekse Irak’la olan bütün ticari ve taşımacılık faaliyetlerimizin zarar görmemesi için yine Habur’un biraz batısında Fishabur denen veya Ovaköy dediğimiz sınır kapısının faaliyete geçirilmesi. Bunu teklif ettik, bu konuda da Irak’tan destek istiyoruz.
“ZAMANI GELİNCE ADIMLAR ATILIR”
(Sınır kapılarının ve hava sahasının kapatılması) Planları yapıldı. Zamanı yeri hasıl olduğunda gereken adımlar atılır.
(Irak’ın kuzeyine yönelik yaptırımlar) Türkiye’nin hedefi Kuzey Irak’ta yaşayan Kürt kardeşlerimiz, din kardeşlerimiz değildir, Türkmenler değildir, Araplar değildir. Ezidiler, Asuriler, her türlü etnik grup orada rahatça yaşamalıdır. Onların geleceğini karartmak gibi bir düşünce asla söz konusu değildir. Bizim derdimiz oldu bittiyle, burnunun doğrultusunda, kişisel ihtirasları için karar alanların, bu kararın karşılığını görmesidir.