DİL VE İNSAN

DİL VE İNSAN YAHYA AKSOY
İnsan konuşan bir canlıdır.Diğer canlılardan insanı farklı yapan konuşmasıdır.Konuşmanın temel aracı olan dil, fiziki ve kültürel özellikleri ile her zaman ön planda olmuştur.
Tarih boyunca dünya üzerinde yaşamakta olan ve “72 millet” olarak seslendirilen çeşitli ırklar ve kavimler değişik diller konuşmuşlardır.
Kutsal kitaplara ve efsanelere göre, “Ve bütün dünyanın dili bir ve sözü birdi” tarihi İpek Yolu ve Kral Yolu üzerinde önemli bir ticaret, kültür ve yönetim merkezi olan,imparatorların ele geçiirmek için can attıkları , Şinar diyarında,göklere gururla yükselen , görkemli kulesi ile dünyaya kafa tutan Babil şehrinde RAB, dil birliğini kuırdu ve bir süre sonra “…Birbirlerinin dilini anlamasınlar diye, onların dilini orada (Babil’de) karıştıralım” diyen RAB bu birliği bozarak değişik diller konuşan kavimleri yer yüzüne dağıttı.
Değişik dillere ve kültürlere sahip kavimler , çeşitli nedenlerle ve amaçlarla doğudan batıya, kuzeyden güneye her zaman hareket halinde oldular.
Dil ve tarih araştırmaları geçmişten günümüze dil ve insanlar konusuna geniş yer vermişlerdir. Dil üzerine çalışan bilim insanları ve eğitimciler ile ülkelerin yöneticileri dil konusunu ilk sıraya almak zorunda kalmışlardır.
Kaşgarlı Mahmut’un 11.yüzyılda kaleme aldığı ünlü Türk Dili ve kültürü eseri “Divan-ı Lügat-it Türk”-Türkçenin Büyük Sözlüğü ve Balasagunlu Yusuf Has Hacip’in eseri Kutadgu Bilig-Mutluluk bilgisi eserleri , geçmişten günümüze ve geleceğe büyük ışık tutmaktadır.
Dile dair seçmelere göz attığımızda bu değerli çalışmaların temel kaynaklarımız olduğunu hep görebiliriz:
-Anlayışa, bilgiye tercüman olan dil,/Erdemin başı dil,/İnsanı aydınlatan duru dilin kıymmetini bil,/İnsanı dil değerlendirir,/İnsan onunla mutludur,/İnsanı dili rezil eder,/İnsan dili yüzünden başından olur,/Dil aslandır,iyi bak eşiğinde yatar,/
-Ev sahibi dikkat et,sonra başını yer,/Dilinden eziyet çeken adam ne der; dilim seni dilim dilim yerim…/Dinle de ona göre hareket et,aklında tut:Sözüne dikkat et başın gitmesin,/Dilini tut dişin kırılmasın,/
-Arif dil için özlü bir söz söyledi:Ey dil sahibi başını gözet,dedi,/Sen kendi selametini istiyorsan,/Ağzından kötü bir söz kaçırma./ Söz bilerek söylenirse bilgi sayılır;Bilgisizin sözü düşman kayırır./
-Çok sözden hiç fayda görmedim;/Ama iyi sözden iyisini görmedim./ Bak doğan ölür ,ama sözü kalır,/İnsanın kendisi gider adı kalır…/
11.yüzyıldan başlayarak tarihi süreç içerisinde ,Türkçe’ye gönül ve büyük emek veren; Kaşgarlı Mahmut, Balasagunlu Yusuf,Ali Şir Nevai, “Sözü çatarken , sanki balı yağa katan”Yunus Emre,”…Türkçeden gayri dil konuşulmaya” fermanına imza atan Karamanoğlu Mehmet Bey, sevgiyi Türkçe ile harmanlayan Karacaoğlan, Dil Devriminin büyük önderi Mustafa kemal Atatürk, dil Bayrağımızı yücelerde tutan Fazıl Hüsnü Dağlarca,Nurullah Ataç, Ö.Asım Aksoy ,Prof.Dr.Şerafettin Turan,Orhan Velidedeoğlu başta olmak üzere Türkçe’nin tüm dil ve gönül erlerine selam olsun. Tüm gönüller, ulusal benliğimiz ve kimliğimizin temeli olan Türkçe sevdası ve bilinciyle ile dolsun.

Yanıtlamak veya Yönlendirmek için burayı tıklayın