Genç Mimarlar Rozet Taktılar

Genç Mimarlar Rozet Taktılar

Mimarlar Odası Ankara Şubesi, yeni mezun mimarlara düzenlenen törenle “Mesleğe hoş geldiniz” dedi. Mimarlığa adım atan genç meslektaşlarını üyeliğe kabul ederek Mimarlar Odası’nın logosu olan megaron rozetlerinin takıldığı törende mimarlığın güncel sorunları ve gençlerin hayalleri törene damgasını vurdu.

Törene Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, Mimarlar Odası Ankara Şubesi Sekreteri Namık Kemal Kaya ve Mimarlar Odası Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Üyeleri Songül Üzgün, Mustafa Kemal Yurttaş ve 42. Dönem Şube Başkanı Ali Hakkan ve yeni mezun mimarlar katıldı.

Ankara Kalesi’nde bulunan Yüksel Erimtan Müzesinde gerçekleşen törende gençlerin idealleri, mimarlık mesleğinin sorunları, örgütlenmenin önemi konuşuldu.

“Attığınız adım güçlü, hayalleriniz büyük olsun. Doğrularınızı savunmakta cesaretiniz hiç eksilmesin, Mimarlar Odası her hal ve şart altında sizinle”

Rozet takma töreninde açılış konuşmasını yapan Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan yaşamı yeniden örgütleyen mimarlık mesleğinin bir kültürel birikim olduğunu ifade etti. Candan şöyle devam etti. Anayasanın 135. Maddesine göre kurulan Mimarlar Odası’nın bizim gibi ülkelerde ikili görevi vardır. Bir yandan meslek alanlarının düzenlenmesi için düzenleyici örgüt olması, diğer yandan da hükümetin meslek alanlarına ilişkin uygulamalarının toplum yararı olup olmadığının denetlenmesidir. Her iki işlevinde yerine getirilmesinin ana kaynağı demokrasidir. Demokrasinin olmadığı bir ortamda meslek Odası olarak bu ikili görevimizin yerine getirilmesinde mücadele kaçınılmaz bir zorunuluk olmaktadır. Bu ülkeyi kuranların bize yüklediği sorumluluk, okulda aldığımız eğitimle şekillenerek Mimarlar Odası örgütlülüğü ile topluma nüfuz etmektedir. Toplumun yaşam parçası olan mimarlık kültürünün toplumla buluşması, yaşamlara anılara, özgünlüklere, tarihe, dönemin ekonomik ve siyasal söylemlerine tanıklık eden , dönemlerin izlerini taşıyan en güçlü mekansallık olan mimarlığı toplumla buluşturmak için yürütülen mücadelede artık sizlerde buradasınız. Bugün size takılan megaron rozetleri tarihte tek odalı ilk konutu ifade etmektedir. Mimarlığın zengin bir kültür olduğu yaklaşımıyla bugün üyesi olduğunuz Mimarlar Odası’nın simgesi olan megaron, çok kültürlü yaşam çevrelerini, mimarlığın tek tipleştirilemeyeceğini, kültürlerin korunarak geliştirilerek gelecek kuşaklara aktarılmasının mücadelesinin ana kaynağını ifade etmektedir. Bu törenle, aynı zamanda mücadele geleneğine de adım attınız. Attığınız adım, güçlü, hayalleriniz büyük olsun. Meslek etiğini ve kamu yararını korumak mimarların da sorumluluğunda. Doğrularınızı savunmakta cesaretiniz hiç eksilmesin, Mimarlar Odası her hal ve şart altında sizinle “dedi.

Örgütlenmek büyük önem taşıyor.

Şube Sekreteri Namık Kemal Kaya’da mesleğe başlandığında karşılaşılacak sorunlar, meslek etiği mevzuat ve örgütlenmenin önenime değinerek şöyle devam etti. “Okuldan ilk mezun olduğunuz andan itibaren mimarlık üretim sürecinin ne kadar zorlu olduğunu yaşıyorsunuz. Bu sürecin her aşamasında Mimarlar Odası aynı zamanda yol gösterici bir örgüt olarak hizmetinizde. Serbest çalışmak istediğinizde, kamuda, özel sektörde yada üniversitede çalışmak istediğinizde nasıl bir süreçle karşılacaksanız neler yapmanız gerekli, yada nasıl bir mimarlık süreci öngörüyorsunuz, bu konuda da Oda rehber bir işlev üstleniyor. Kamu yararı olmayan projelere imza atmak zorunda bırakılıyorsunuz. Telif hakkınız yok ve gerçekten mimarlık üretiminin bir parçası olunamıyor, sigortasız çalıştırılıyorsunuz, devlet bunu denetlemiyor. Serbest mimarlık alanında eğer bir faaliyet yürütüyorsak o alanda da kamu ihale kanunu, iş alma ve telif alma haklarıyla ilgili çok ciddi sorunlarla karşılaşıyoruz. Özellikle ihale süreçlerindeki kayırmacı yaklaşım tasarım süreçlerindeki tasarım özgürlüğünü yok sayan projelere müdahale eden yaklaşım can alıcı noktalardan birisi haline geliyor. Tam da böylesi dönemlerde birbirimizin çok ihtiyacımızı olduğu örgütlenmenin ve bir arada durmak büyük önem taşıyor.”2 (1)

Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nde 2012-2014 yılları arasında Şube Başkanlığını üstlenmiş, Atılım Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Öğretim Görevlisi olan Ali Hakkan’da mesleğe hoş geldiniz töreninde okuldan sonra öğrencileri ile Oda’ da var olmanın önemine değinerek, “hayallerinin hiç eksilmemesini, geleceği birlikte şekillendirmek için şimdi birlikte mücadele etmeninin yeni bir evresine geçildiğini ifade ederek herkese iyi bir meslek yaşamı diledi.

Mesleğe adım atan genç mimarlar yaşama, mimarlığa ve Mimarlar Odası’na dair bakışlarını şu sözlerle dile getirdiler.

“Güçlüye karşı mücadele etmek haklılıktan geçer. Mimarlar Odası Ankara Şubesi savunduğu doğrular için güçlüye karşı cesurca mücadele ediyor. Bu cesur örgütün genç üyesi olmaktan mutluluk duyuyorum.”

“Mimar olmak istediğimde bana deli misin, çılgın mısın dediler. Yaşamı yeniden örgütlenmek için gerçekten çılgın olmak gerekiyordu. Zor koşullar altında eğitimimizi tamamladık. Yine sorsalar, bu çılgınlığı, mimarlığı seçerdim derim.”

“İlk başladığım işte bana sigortalı çalışmayı bir lütuf gibi sunanlar oldu. Oysa o benim hakkım ve bu hakkımın bana bir lütuf gibi sunulmasını kabul etmiyorum. Hakkımızı lütuf gibi sunanlara karşı haklarımızı koruyalım.”

“Mimarlık kültüründeki biriktirilen bütün değerler yok edilirken, bu değerleri yaratan mimarlık ortamından çok az ses gelmesi canımızı acıtıyor. Sur yıkılırken, kadim uygarlıkların izleri yok edilirken İller Bankası yıkılırken bizler suskun kalmayalım, Oda’mızın sesini güçlendirelim.”

“Bir kamu kurumunda çalışıyorum, aldığımız eğitimin uygulama süreçlerine ilişkin eksiklerini gördüm. Hep öğreneceğiz bu meslekte, hep sorgulayacağız. Çünkü mesleğimizin ilk öğretisi sorgulamak ve hep daha iyiyi aramak”

“Başka bir kentte yaşıyorum. Mimarlar Odası Ankara Şubesi olmak istediğim için kaydımı buraya yaptırdım. Bu Oda’nın enerjisine enerji katmak için başka şehirde de olsam, Ankara Şubesi üyesi olmak bana iyi geliyor.”

“Şu anda işyerimin önemli bir toplantısında olabilirdim. Bugün burada olmam için tercih yapmam gerekti. İşyerimin toplantısında görüşlerimi cesurca savunmak için, ben burada Oda’mın toplantısında olmayı tercih ettim.”

“Bir özel ofiste çalışıyorum, düşük ücretle çalışıyorum bir çok arkadaşım gibi. Sosyal Güvenlik Kurumunun protokolü iptal etmesi iyi olmadı. Kötü koşullarda çalışıyoruz, şikâyet edersek işimizden oluyoruz. Onun içinde şikayette edemiyoruz. Piyasanın acımasız kucağına düştük. Mimarlar Odası’nda bir arada olarak mücadele etmek istiyoruz. Burada yalnız olmadığımı öğrendim buda bana iyi geldi.”

“Tezcan hocam piyasa koşulları özgürlükler ve yaşam koşulları yüzünden beyin göçü veriyoruz dedi. Beynim ve bedenim bu ülke için çarpıyor, ancak bende beynimle birlikte buradan göçmek istiyorum. Birçok arkadaşım göçtü. Umutsuzluğumuza umut yaratırsak varım.”

“Sadece beyin göçü verilmiyor. Yabancılarda gelip burada çalışmaya başladı. Bizden daha düşük ücrete çalışıyorlar. Bizde zor iş buluyoruz. Etik değerleri koruyunca bedel ödüyorsunuz. Mimarlar Odası’da bedel ödedi. Başkanımıza davalar açıldı. Bende işsiz kalarak bedel ödüyorum.”

“Bu etkinlik bize iyi geldi. Var olduğumuzu ve yalnız olmadığımızı öğrendik. Süreç içerisinde de Odamızla neler yapacağımızı, nasıl bize yol gösterici olacağını öğreneceğimizi umuyorum”

“Mesleğimi seviyorum. Hayallerim var. Kimsenin hayallerimi yok etmesine izin vermeyeceğim.Bana yaşamı nasıl anlamam gerektiğini öğreten hocalarıma ve Mimarlar Odasına teşekkür ediyorum”