AVRUPA KONSEYİ VE TÜRKİYE

AVRUPA KONSEYİ VE TÜRKİYE YAHYA AKSOY
Avrupa Konseyi’nin oluşturulması fikri, İkinci Dünya Savaşı’ndan maddi ve manevi büyük kayıplarla çıkan Avrupa’da bir daha aynı trajedilerin yaşanmamasını sağlamak amacıyla ortaya atılmıştır. Avrupa’da gerginliğin ve çatışmanın yerini güven ve işbirliğinin alması hedeflenmiştir.
Avrupa Konseyi, Avrupa çapında insan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğünü savunmak amacıyla 1949’da kurulmuş hükûmetlerarası bir kuruluştur. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Avrupa Konseyi’ne bağlıdır.
Kuruluş tarihi: 5 Mayıs 1949, Londra, Birleşik Krallık,
Genel merkezi: Strazburg, Fransa,
Yan kuruluşlar: Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi
Kurucular: İtalya, Birleşik Krallık, Hollanda, İsveç, Danimarka, Belçika, Lüksemburg, İrlanda
Avrupa Konseyi ,Avrupa kıtasının en önde gelen insan hakları savunan organizasyondur.
AK’ya üye 47 devlet bulunmaktadır. Bu 47 üyeden 28 devlet Avrupa Birliği’ne de üyedir. Tüm AK üye devletleri insan haklarını, demokratik değerleri ve hukukun üstünlüğünü korumaya dair hazırlanmış Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin tarafıdır.
AK Ankara Ofisi 2004 yılının Nisan ayında kurulmuş olup o tarihten bu yana insan hakları, hukukun üstünlüğü ve demokrasi alanlarında Avrupa Konseyi standartlarının hayata geçirilebilmesi konusunda Türkiye’yi destekleyen, özellikle yargı alanında çeşitli proje ve programlar uygulamaktadır.
Türkiye Avrupa Konseyi’nin en eski üyelerinden biridir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Avrupa Sosyal Şartı dâhil olmak üzere Avrupa Konseyi’nin temel insan hakları anlaşmalarına taraftır. Yakın zamandaki Bakanlar Komitesi Başkanlığı döneminde (Kasım 2010- Mayıs 2011), Türkiye Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin süregelen reform sürecine son derece önemli katkılar sağlayan İzmir konferansı (Mayıs 2011) gibi bir dizi eylemler aracılığıyla Avrupa Konseyi ve değerlerine karşı güçlü bir bağlılığı olduğunu yeniden teyit etmiştir.
Ankara Program Ofisinde, Katılım Öncesi Yardım Aracı (IPA) çerçevesinde Avrupa Birliği ile ortak finanse edilen üç proje (“Demokratik Vatandaşlık ve İnsan Hakları Eğitimi”, “Türkiye’de Yolsuzlukla Mücadele Politika ve Uygulamaların Koordinasyonunun Güçlendirilmesi Projesi” ve “Türk Yargısının İfade Özgürlüğü Konusunda Kapasitesinin Güçlendirilmesi Projesi”), İnsan Hakları Güven Fonu (HRTF) tarafından fonlandırılan bir proje (“Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru Sisteminin Desteklenmesi”) ve büyük kısmı İsveç’in gönüllü katkısı ile fonlandırılan bir proje (“Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Uygulamalarının Geliştirilmesi Projesi”) olmak üzere hâlihazırda beş proje yürütülmektedir.
Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi, 25 Nisan 2017 günkü oturumunda ‘Türkiye’de demokratik kurumların işleyişi’ başlıklı raporu ve beraberindeki taslak kararı oyladı ve 45’e karşı 113 oyla Türkiye’nin denetim sürecine yeniden alınmasına karar verdi.
AK bütçesine katkısını artıran Türkiye’nin önceleri heyetteki parlamenter sayısı 12’den 18’e yükseltilmişti. AKPM ‘nin 2013’ten beri verdiği “Vaclav Havel Ödülü’nü, Türkiye’de darbe girişimi sonucunda FETÖ/PDY ‘den tutuklu Yargıçlar ve Savcılar Birliği eski başkanına vermesi sonucunda,Türkiye bağışları kesme kararı verdi ve gelinen aşamada parlamenter sayısı tekrar 12’ye düştü.
Üye ülkelerin bağışları ile projeleri ve proğramları desteklenen AK ile son dönemde ilişkileri bozulan Türkiye’nin talebi üzerine statü değişikliğine gidildi. Bu statü değişikliği ile birlikte Türkçe’nin , AKPM’de çalışma dili olmasına son verilmesi ihtimali ortaya çıktı.
Halkımızın çok anlamlı öz deyişleri arasında asırlardır söylenen “PARAN KADAR KONUŞ” deyişi, bir kezda Avrupa Konseyi çalışmalarında esas alındı.
.