”Cumhur İttifakı”nın YAVAŞ KORKUSU !

Ankara’ da Mansur Yavaş’ ın 31 Mart seçimlerini kazanacak olma ihtimalinin her geçen gün daha da yükselmesi Cumhur İttifakının uykularını iyice kaçırmaya başladı.AKP Genel Başkanı Ömer Çelik ,bugünde Mansur Yavaş ‘ı suçlarken yaptığı konuşmada AK Parti Sözcüsü Çelik, hakkındaki sahte senet iddiaları üzerinden Mansur Yavaş’a yüklendi. Yavaş’ın kendilerinin değil CHP’nin meselesi olduğunu söyleyen Çelik, “Böyle bir adayı devam ettirip ettirmemek CHP’nin sindirme kapasitesiyle alakalı bir durum” dedi,
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ise Mansur Yavaş’ın ‘adaylıktan çekilmesi gerektiğini’ söyleyecek kadar ileri gitti.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, CHP’nin Ankara Büyükşehir Belediye başkan adayı hakkında senet iddialarıyla ilgili olarak, “Kişinin, ‘Ben soruşturma sonucu alınıncaya kadar, siyasi olarak CHP’nin temsilinde hem şahsıma, hem partime bir zarar vermemek, hem de mahalli idareler seçimlerini gölgeye düşürmemek için adaylıktan çekiliyorum’ demesi en ahlaki yoldur. Yani diyorum ki yavaş yavaş ayrıl. Kimseyi sıkıntıya sokma” dedi.

Bahçeli, kendisini izleyen bir grup gazetecinin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Bahçeli, şunları söyledi:

19 gün tartışılacak: (Mansur Yavaş ile ilgili iddialar üzerine) Bu konuyu iki sebepten dolayı çok iyi düşünmek lazım. Bir: Tartışmaya muhatap olan kişi, Türkiye’nin çok kritik bir sürecinde, başkentin, ‘Zillet İttifakı’nın adayı olarak takdim edilen bir kişi. Diğeri ise olayın hukuki boyutu. Hukuki yönden bir ceza almış. Bu da Yargıtay tarafından onanmış. Bunun ikisi yan yana geldiğinde Ankara Büyükşehir Belediye başkan adayı olan bir şahsın, buna benzer yaklaşımlarla tartışılmaya açılması, dikkat çekici bir durumdur. Artık kalan 19 gün içerisinde sürekli tartışmaya zemin teşkil edecektir. Madem ki bir iddianame hazırlanmış ve bu mahkemece kabul edilmiş, öyleyse soruşturmanın sonucuna kadar konunun hukuki yönü üzerinde çok yönlü bir tartışmaya girmek doğru olmaz. Hukuku yönlendirmek de doğru olmaz. Ama bu gelişmelerin siyasi boyutu 19 gün tartışılacak. Böyle bir durum karşısında olacak?

Adaylığını noktalaması gerekir: Bana göre hem CHP’ye olan saygısından, hem Kılıçdaroğlu tarafından ‘dayatılarak’ yapılmış olması dikkate alındığında, o zaman kişinin, “Ben soruşturma sonucu alınıncaya kadar, siyasi olarak CHP’nin temsilinde hem şahsıma, hem partime bir zarar vermemek, hem de mahalli idareler seçimlerini gölgeye düşürmemek için adaylıktan çekiliyorum” demesi en ahlaki yoldur. Ve “soruşturmanın sonucu alınıncaya kadar” bu kararı aldığını söyleyecek. Sonucu aldıktan, adaylıktan çekildikten sonra tekrar bunun aday olması vesaire gibi şart da yok. Yani büyükşehir belediye başkan adaylığını noktalaması gerekir. Hem kendinin gelecekteki siyasetinin devamı açısından, hem CHP açısından, hem de hukuki yönden soruşturmanın sonucunu alınıncaya kadar böyle olmasında yarar var. Kendisinin seçimi kazanma şansının çok yüksek olduğu bir dönemde “Kumpas kuruluyor” gibi geçmişten bugüne kadar her boyutuyla tartışılan bir kavramı kendi şahsında gündeme taşıması da doğru değil.

CHP’yi tüketme sürecine girer: Diyelim ki soruşturmadan beklenilen şeyler olmadı. Kendisi çok haklı çıktı, bir iftirayla, kumpasla, komployla karşı karşıya kaldığı netleşti. Böyle bir durumda, siyasi bir kişi olması sebebiyle, mahkemenin bu kanaati millet vicdanında da kendisini rahatlatır. Ama tersi olursa o başka bir olay olur. Artık Türkiye’de tüm mahalli idareler seçimlerinde gündem bu olacak. Bu, CHP’yi tüketme sürecine girer. Kemal Kılıçdaroğlu Bey’in, bunun adaylığı üzerindeki ısrarı, sebep-sonuç ilişkisi yönünden incelenmek ister. Bunlar da çok farklı sonuçlar ortaya çıkartabilir. Yani, CHP Genel Başkanı’ndan herhangi bir şey gelmeden, bu kadar ‘samimi, dürüst, ilkeli’ ölçülerde siyaset yapan, büyükşehire kritik süreçlerde talip olan bir kişi partisini rahatlatmalı; seçimi rahatlatmalı; toplumsal gerginliği azaltmalı ve bunun için de adaylıktan çekildiğini ifade etmeli. Yani diyorum ki yavaş yavaş ayrıl. Kimseyi sıkıntıya sokma.