Sözde kalmamalı…

Sözde kalmamalı…

Necdet Buluz

Amerika ile ilişkilerimizin giderek gerginleştiği son günlerde Rusya’dan aldığımız S-400 savunma sistemleri bu gerginliğe adeta benzin döktü. Amerikan yönetimi “Vaz geçmezseniz yaptırım uygularız” tehditleri savuruyor.

En son olarak F-35 uçaklarının Türkiye’ye verilmeyeceği tehditleri geldi. F-35 uçakları için eğitim alan Türk pilotları da Türkiye’ye gönderildi.

Türkiye bu konuda geri adım atmadı. Doğrusunu da yapıyor. Amerika’nın elinde oyuncak duruma düşmemek için de kendi savunma sistemlerini istediği gibi kullanmak istiyor.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “Diyelim ki, en kötü senaryoyu konuşuyoruz, F-35’i vermedikleri zaman da Türkiye başka alternatiflere yönelirse söyleyecekleri sözleri olmaz. Türkiye ihtiyacını kendi ortak olduğu projeden karşılamak ister, bu olmazsa başka seçenekleri değerlendirme hakkı vardır. Nasıl S-400 için başka arayışlar içine girdik, en son S-400 anlaşmasını Ruslarla yaptıysak Türkiye kendisi üretinceye kadar ihtiyaçlarını başka kaynaklardan gidermek ister ve en doğal hakkıdır” diyerek haklı bir çıkışa imza attı.

Kendi savunma sistemimizi kurma ve kullanma konusunda atılan her adımı sonuna kadar destekliyoruz. Bu konudaki kararlılığımızn da kesinlikle geri adım atılmadan devam etmesini istiyoruz.

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, son gelişmeleri değerlendirirken bu kararlılığımızı ve bundan sonra devam edecek süreci şu şekilde değerlendiriyor:

“ABD Başkanı Trump Türkiye’ye ve Cumhurbaşkanımız ile kişisel ilişkilerine önem veriyor. Türkiye’nin önemini her vesile ile vurguluyor. Çünkü Türkiye güvenilir bir müttefik. Her ülke için geçerli. Türkiye tüm dostları için güvenli ve sözünde duran bir ülke. Dolayısıyla Türkiye’yi kaybetmek istemeyen bir Trump’un olduğunu görüyoruz. Suriye konusunda, Mümbiç konusunda, S-400, F-35 konusunda ABD’nin kendi içinden farklı sesler geliyor. Son zamanlarda özellikle Osaka’da herkesin önünde Trump’un yaptığı açıklamalardan sonra bu farklı seslerin azaldığını da görüyoruz. Bir taraftan Caatsa Anlaşması var. Esasen Caatsa Anlaşması F-35’i kapsamıyor. Amerika’nın bir iddiası var, F-35’ler ile S-400’ler bir arada olamaz. Teknik olarak olamayacağını söylüyor. Biz de bunun tersini söylüyoruz. Bu konuda bir tereddütleri varsa ortak bir komisyon kuralım, NATO’da bu işin içinde olsun dedik. ABD henüz bu teklifimize yanaşmadı. Ciddi belirsizlikler var, soru işaretleri var. Amerika’da olan personelimizin F-35 programına katılımı ile bazı engeller çıkarttıklarını görüyoruz ama onun dışında bir netlik yok. Trump Türkiye’ye bir yaptırım uygulamak istemiyor. Türkiye’nin S-400 alımında ABD’nin de sorumlu olduğunu, kendisinden önceki Obama yönetiminin de sorumlu olduğunu sık sık gündeme getiriyor ki, bu doğru. Biz Patriot başta olmak üzere müttefiklerimizden ihtiyacımız olan hava savunma sistemini almak istedik. Fakat müttefiklerimiz gerek kongreyi bahane göstererek gerekse başka sebeplerden dolayı, hatta basit silahların bile Türkiye’ye verilmesini engellediklerini gördük. Dolayısıyla hava savunma sistemini Türkiye’ye veremediler. Biz de acil ihtiyacımızı karşılamak için başka arayışlar içine girdik, en sonunda da Rusya ile S-400 konusunda anlaşmayı imzaladık, anlaşma yürürlüğe girdi, ürün teslimi başladı, bu süreç devam edecek. Bu bizim olmazsa olmazımız. Hava savunma sistemi Türkiye gibi bir ülkenin temel ve acil ihtiyacıdır, bunu karşılamak durumundaydık. Trump bunu görüyor fakat Amerika içinde kongreden farklı sesler geliyor. Trump’un özellikle cumhuriyetçi üyelerle bu konuyu görüşmek istediğine dair bilgiler bize geldi. Çaba sarf ettiğini görüyoruz. Dışişleri Bakanı Pompeo ile yaptığımız görüşmede de kendisinin de bu konuda inisiyatif almasını, Trump’un bu çabalarına destek vermesi gerektiğini kendisine söyledik. Ortada belirsizlikler var ama değişmeyen bir gerçek var, biz S-400’ü aldık. Ürün teslimi başladı. Önümüzdeki yılın başlarında da aktif hale gelecek”

En çok konuşulan konulardan birisi de Türkiye’nin olası bir yaptırıma karşı İncirlik ve Kürecik üslerinin kapatılıp kapatılmamasıdır. Bunun yanıtını da yine Bakan Çavuşoğlu veriyor:

“Amerika ile NATO müttefikiyiz diyoruz, bir taraftan YPG’ye silah veriyor, diğer taraftan Halkbank ve diğer konularda siyasi davalar var, FETÖ motifli davalar var. Türkiye’ye yönelik olumsuz adımlar atıldığında, hain FETÖ halen Amerika’da yaşıyor, bugüne kadar hiçbir adım atılmadı. Milletimiz de diyor ki, ‘bu nasıl müttefik.’ Dolayısıyla bizim de elimizde İncirlik var, diğer konular var, o konularda da bizden adım atmamızı istiyor. Biz nihai noktada atılması gereken adım olursa atarız o ayrı bir şey. Şu anda İncirlik olsun, Kürecik olsun, diğer konularda olsun biz süreci işletiyoruz. Bize yönelik Amerika’nın çok olumsuz adımları olursa, eğer yaptırım veya daha ileri adımlar olursa bizim de Amerika’ya vereceğimiz cevaplar var, olacaktır. Bu gayet doğal. Bunu tercih etmeyiz. Amerika ile ilişkilerimizi daha sağlıklı ve gerçekçi bir zeminde iki NATO müttefiki olarak sürdürmek isteriz. Ama Amerika bize yönelik hasmane tutum sergilerse biz de kendilerine söylediğimiz gibi, gizlimiz saklımız yok, karşı adımları atarız. Bu tehdit değil, blöf de değil. Bu her ülke için geçerlidir. Biz her ülke için ilişkilerimizi geliştirmek için çalışıyoruz. Dünyanın her yeri ile ilişkilerimizi nasıl geliştirdiğimizi görüyorsunuz. Biz her ülke ile ilişkilerimizi geliştirmek isteriz. Ama Türkiye’ye hasmane tutum sergileyenlere karşı da boyun eğecek bir millet değiliz. Türk milleti de dik durmamız konusundaki beklentisini her vesile ile vurguluyor.”

Biz de ekleme yapalım:
Bu açıklamalar gerektiğinde sözde kalmasın.

necdetbuluz@gmail.com

www.facebook.com/necdet.buluz

Yanıtla
Yönlendir