YEŞİL ARTVİN DERNEĞİ’NDEN KAZDAĞLARI’NA DESTEK

YEŞİL ARTVİN DERNEĞİ’NDEN KAZDAĞLARI’NA DESTEK
Yeşil Artvin Derneği Çanakkale'de Kazdağları için başlatılan "Su ve Vicdan
Nöbeti" ne destek vermek için Çanakkale'de.,

Haber:Hayati Akbaş

ARTVİN-Yeşil Artvin Derneği Başkanı Nur Neşe Karahan, Dernek Başkan Yardımcısı
Artvin Belediye Meclis Üyesi Nursal Bülbül, Dernek Yönetim Kurulu Üyesi Av.
Bedrettin Kalın, Halkevleri Artvin Şube Başkanı Dursun Ali Koyuncu, Halkevleri
Yönetim Kurulu Üyesi Ayla Atlılar ve çevre dostları Kazdağıları için başlatılan "Su ve
Vicdan Nöbeti" ne destek vermek için Çanakkale'de.
Konu ile ilgili açıklamada bulunan Yeşil Artvin Derneği Yönetim Kurulu Üyesi
Av. Bedrettin Kalın şunları söyledi: "Çanakkale'deki Kazdağları mücadelesine "su ve
vicdan nöbetine" katılmak üzere Artvin'den yola çıktık. Yarın bu nöbete
Kazdağları'nda Artvinliler olarak katılacağız. Aynı zamanda Çanakkale'nin
çevresindeki illerdeki Artvinli hemşerilerimizi de davet ettik. Artvinlilerin dayanışma
duygularını Çanakkale'deki çevre dostlarına iletmek üzere gidiyoruz ve
Çanakkale'deki dostlarımıza başarılar diliyoruz."
Türkiye'nin Dört Bir Yanı Aynı Durumda
"Aslında Tabii Türkiye'nin her yerinde benzer sıkıntılar var. Ama son dönemde
giderek yoğunlaşan bir "Yağma ve Talan düzeni" yaşıyoruz. Gerçekten de bugün
Artık sadece Çanakkale'de değil Artvin'de daha yeni yeni ruhsat alanlarının Yeni
ruhsat alanlarının da açıldığını Artvin'den de biliyoruz Dolayısıyla şu anda geçmiş
olduğumuz Ordu'da Fatsa'da çok büyük bir alan madenciliği nedeniyle tümüyle
kazılmış durumda. Doğa talan edilmiş durumda."
Ordu'da Da Çok Büyük Bir Çevre Felaketi Yaşanıyor
"Türkiye'nin her yerinde bu "Yağma ve Talan" düzenli yaşıyoruz. O nedenle
bundan kurtuluşumuz da hep beraber yapacağımız dayanışma göstermekle olur.
Çünkü tek tek her ilin bağımsız yaptığı mücadelelerle sonuç almamız da giderek
zorlaşıyor. Küresel bir yağma ile karşı karşıyayız. Ancak küresel bir direnişle engel
olabiliriz buna. Bu nedenle bu dayanışma duygularını bizde Çanakkaleli
arkadaşlarımıza iletmek ve mücadele karanlıklarını katkıda bulunmak istiyoruz."
Çanakkale'den Cerattepe ‘ye Geldiler
"Onlar da Cerattepe de 2016 yılında en zor günlerimizde mücadelenin en
yoğun olduğu dönemlerde Çanakkale'den gelerek bize katkıda bulunmuşlardı. Bu
bizim için bir vicdan görevidir aynı zamanda…
Dolayısıyla hem onların o dayanışma duygularına karşılık vermek anlamında
hem de bu ülkenin her yeri aynı zamanda Çanakkalelilerin olduğu kadar bizim de
olduğundan ve bu ülkeye vatandaşlık bağı ile bağlı olduğunuzdan Türkiye'nin her

yerindeki bu "Yağma ve Talan" düzenine bulunduğumuz yerden karşı çıkmakla
yükümlüyüz. Bu nedenle de bugün gidiyoruz."
Sömürüyle Mücadele Eden Biziz
"Türkiye'deki bütün madenlerin mutlaka dış bağlantıları da var. Yerli
işbirlikçileri var. Örneğin Artvin'de Cerrattepe için Artvin Bakır İşletmeleri diye şirket
kuruyorlar ve Bu şirket Sanki o Artvin'de kurulmuş herhangi bir yerli şirketmiş gibi
lanse ettiler. Bu algı insanları kandırmaya yönelikti. Ama yerli şirket falan değildi."
Her Yerde Kanadalı Şirketler Var!..
"Bu ülkedeki Madenler hasbelkader sağda solda kalmış Türk işletmecilerin
işlettikleri bazı madenler var gibi görünüyor olsa da ağırlıklı olarak ve çok büyük bir
oranda yabancıların işlettikleri madenlerdir. Bugün şimdi yollarda olduğumuz
Çanakkale Kazdağları'ndaki madenleri Kanadalı şirketler çıkaracak.
Biliyorsunuz bizim Doğu Karadeniz'de Artvin'de daha önce Cominco vardı.
Bunların hepsi Kanadalı şirketlerdi. Dolayısıyla zaten ülke bir maden yağmasını
açılmış durumda yağmalayanın elinde kalan bir durumla karşı karşıyayız ve bunların
çoğu söylediğimiz gibi yabancı maden tekelinde… Yerli şirket bile olsa maden her
yerde çıkarılmaz.
Tabii milli parkların kaldırılmasına ilişkin bir tasarı var. KHK ile geçti Dolayısıyla
bunun şiddetle reddediyoruz. Kabul etmiyoruz, yasal girişimlerde bulunacağız
Bununla ilgili olarak da bu milli parkların kaldırılması ile Milli Park alanları aslında her
türlü teşebbüse işletmeye ve faaliyete de açılmış durumda. Koruma statülerini
aslında tümüyle kaldırarak yeni koruma statüleri belirleyeceklerini ifade etmelerine
rağmen var olan bu ülkenin onlarca yıllık deneyimi ile kurulmuş bir sistem kaldırılıyor.
Milli parklar gibi başka koruma alanları sit alanları gibi koruma statüleri bir
bütün olarak kaldırılarak bu alanlarda Yağma ve talana açılıyor.
Aslında koruma statülerinin olduğu alanlar ülkemizin yüzde 11'ine denk geliyor
bu oran Avrupa Birliği ülkelerinde çok daha fazla yüzde 35'lere 40'lara varan
oranlardadır.
Biz en alt seviyede koruma statüleri olan bir ülkeyiz onu bile kaldırmaya
çalışıyoruz. Bu bir ülkenin geleceğini yok etmektir. Yani bu bir ülkenin geleceğini
ipotek altına almaktır. i Bugün yok ettiğimiz değerler ve bugün sattığımız başkalarına
verdiğimiz bu değerlerimiz bu ülkenin değerleri daha sonra tekrar yerine gelecek
değerler de değil. bir bütün olarak vazgeçtiğimiz ve verdiğimiz değerler oluyorlar. O
nedenle bu mücadeleyi bugün halen kararlılıkla sürdürmeye çalışıyoruz."
'Anayasa mahkemesi siyasal bir mahkeme haline geldi'
"Anayasa Mahkemesi’nde genel olarak işler yavaş ilerliyor. Anayasa
Mahkemesi bir anlamda siyasal bir mahkeme haline geldi. Daha çok siyasal

konjonktüre göre hareket eden ihtiyaca binaen karar veren duruma göre gönülleri hoş
eden bir mahkemeye dönüşmüş durumda Dolayısıyla hani ne zaman Eşref saatlerine
gelip karar vereceklerini bizde bilemiyoruz söylediğiniz gibi neredeyse 3 olacak olan
bir mahkeme sürecinden bahsediyoruz ama halen işte bekliyoruz davamız anayasa
mahkemesindedir bekliyoruz, oradan çıkacak sonuca göre gerekirse veya İhtiyaç
olursa insan hakları mahkemesine gitmemiz gerekiyor.
Zaten Anayasa mahkemesine bireysel başvuru hakkını biliyorsunuz. Bu
ülkede insan haklarına gidiş süresini uzatmak için koymuşlardı aslına bakarsanız
aynen o şekilde sürdürüyorlar. Şu anda yaptıkları da odur."