”ÜLKENİN BUNCA SORUNU VARKEN KANAL İSTANBUL NİYE ?”

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen Kanal İstanbul Çalıştayı başladı. Çalıştay’da konuşan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ‘Hepimizi bu şuurzsuz sürecin risklerini bilmek zorundayız. Bizim tavrımız siyasi değil hayatidir’ dedi. İmamoğlu’nun “Hiç kimse ‘ben bilirim, ben yaparım’ demesin. Hiç kimse halka sesini yükseltmesin, Mevlana’yı dinlesin…” sözleri de dikkat çekti. Çalıştayda çok sayıda bilim insanı projeye ilişkin olumlu ve olumsuz görüşlerini belirtecek.

-Kanal İstanbul çok büyük ve riskli bir ameliyat. Hayati sistemlerinin zarar göreceği bir İstanbul’dan bahsediyoruz. ‘Bu ameliyat yapılacaktır’ diyemezler. Neden mecburmuşuz? Anlatmak zorundalar.

ÜLKENİN BUNCA SORUNU VARKEN…

-Hepimiz bu şuurzsuz sürecin risklerini bilmek zorundayız.

-İstanbul’un bağrına batırılacak bıçak olan Kanal İstanbul’a karşı bizim tavrımız siyasi değil hayatidir. Bu şehrin ve bu ülkenin bunca sorunu varken, bunun sırası mı şimdi?

-“Siz ne derseniz deyin, biz bu ameliyatı yapacağız” diyenlerin iki temel argümanı var: İstanbul Boğazındaki gemi geçişleri dolayısıyla yaşanması muhtemel riskler… Ve bu projenin Türkiye’ye sözümona gelir getirecek olması…

BİLİM NE DİYORSA, ONA KULAK VERECEĞİZ

-Anlamaya, öğrenmeye ve sorgulamaya çalışacağız. Kanal İstanbul’un yaratabileceği bütün riskleri bileceğiz ve sonra her birimiz kendimize şu soruyu soracağız: Bütün bu riskleri almaya değer mi?

-Kanal İstanbul’a gerçekten mecbur muyuz? Bize anlatılanlar doğru mu? Bu şehrin ve bu ülkenin bunca sorunu varken, sıkıntıları, dertleri bunun sırası mı şimdi? Bizim Kanal İstanbul’la ilgili tavrımız siyasi değil, hayatidir. Çünkü bu proje, bu şehrin tüm tarihi boyunca karşılaşabileceği en büyük risklerden biridir.

-Gemilerin, özellikle de tehlikeli yük taşıyanların, boğazdan güvenli bir biçimde geçmelerini sağlamak çok önemli bir konudur. Bu konuda elbette hepimiz çok hassas olmalıyız.

-Boğaz güvenliğini sağlamak adına hükümetimiz uluslararası planda hangi adımı atacaksa hepimiz onun arkasında oluruz ve tam destek sağlarız.

-Hiç kimsenin şüphesi olmasın. Ama büyük ve tehlikeli gemilerin geçiş güzergahını İstanbul’un bir yerinden alıp başka bir yerine taşıdığınızda güvenlik sorununu çözmüş olmazsınız ki… Üstelik Kanal İstanbul’un, eni ve derinliği itibariyle zaten büyük gemiler açısından bir alternatif olamayacağını… Ayrıca gemileri boğaz yerine kanaldan geçmeye zorlayamayacağımızı da…

-Gayet iyi biliyoruz. Kimse bizi çocuk yerine koymasın!

-İstanbul’un neresinden geçerse geçsin… Risk oluşturan gemiler, Türkiye’nin ortaya koyduğu yüksek güvenlik standartlarına harfiyen uyarak geçmek mecburiyetindedir. Asıl olan, bunu sağlamaktır. Bir başka çok önemli nokta da elbette, İstanbul Boğazı’nın özellikle petrol taşımacılığındaki fonksiyonunu azaltmaktır.