”Saray’dakilerin iktidarına bu gençler son verecekler”

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada ;Devlet Bahçeli’ye seslenerek, “Açık ve net söylüyorum, baroların bölünmesi vatana ihanettir. Eğer ülkede beka sorunu çıkacaksa bu tür adımlarla çıkacaktır”

Kılıçdaroğlu’nun rgrupta yaptığı konuşma özetle şöyle:

Bir üniversitemiz kapatıldı. İstanbul Şehir Üniversitesi. Neden kapatıldı? Pırıl pırıl öğrencileri güçlü kadrosu ile göz kamaştıran bir üniversiteydi, ama intikam almak için üniversiteyi kapattılar. Kimden? Sayın Ahmet Davutoğlu’ndan. Neden? Neden bizden ayrıldı. ‘Niçin ‘demokrasi’ diyorsun, niçin hak, hukuk adalet’ diyorsun? Niçin ‘üniversite’ diyorsun? Bu nedenle kapatıldı.

Kapatan Erdoğan, kararı Resmi Gazete’de yayımladı

BU GENÇLER SANA GÜVENİR Mİ?

“Geçen hafta en çok tartışılan konulardan biri kuşağıydı. Üniversite sınavına giren gençler… Turist gelecek, otellerin dolması lazım deyip sınava erkene alalım, aileleriyle tatile çıkıp 5 yıldızlı otellerde tatil yapsınlar dediler. Sayın Erdoğan bu gençleri nasıl kandırıp oy alırım diye program yaptı ama bence o da pişman oldu. Çıktı, bunlar bir sürü laf etti ama onlar gerekli dersi verdiler.

Sen Z kuşağından oy almak istiyorsan önce gençler ne istiyor onu soracaksın. O kuşaktan oy alacaksan bu dediklerimi asla unutmayacaksın.

Gençler dikta yönetimi istemiyor. Sen bunu yapabilecek miisn? Gençler diyor ki; Biz dayatmayı kabul etmiyoruz. Önce sınav tarihiyle oynayarak dayatmanın nasıl olduğunu gösterdin.

Gençler seçimlerime karışma diyor.

Gençler baskıcı dikta yönetimi değil, özgürlük istiyor. Saraydaki kişi, sen bunu yapacak mısın, baskıyı bırakacak mısın? Gençler, benim kararlarıma ve seçimime karışma diyor. Beni formatlamaya kalkma, tek tipleştirme diyor.

Gençler adalet istiyor, fırsat eşitliği istiyor. Gençler herkesten saygı görmek istiyor. Düşüncelerine, davranışlarına saygı görmek istiyor.

“Gençler, ‘eğitimde evrensel değerleri gözardı etmeyeceksin’ diyorlar. Başka ne diyor? ‘Soru sorma hakkımı engelleme, beni kobay olarak kullanma’ diyor. 18 yılda 15 kez eğitim politikası değişti. Bu gençler sana güvenir mi?”

“YÖK DENEN DARBE KURUMUNU KALDIRACAĞIZ”

“Üniversiteler artık bilgi üretmiyor, bilgi üretirse o ülkenin sanayicileri katma değeri yüksek ürün üretirler. Ve Türkiye dünyada söz sahibi olur. Eğer üniversiteleri üniversite yapabilirsek, barış istedi diye hocaları atmazsak söz sahibi olabiliriz.

“Sizin tercihlerinizle biz iktidar olduğumuzda size söz veriyoruz YÖK denen darbe kurumunu kaldıracağız.”

Bunlara gençler oy verir mi? Bu gençler size oy vermez. Saray’dakilerin iktidarına son verecekler de bu gençler olacak.”

“BAROLARIN BÖLÜNMESİ VATANA İHANETTİR”

“Adaletin en önemli ayaklarından biri avukatlar… Dünyanın bütün ülkelerinde, hangi rejimden olursa olsun, avukatlar hakimler ve savcılar önemlidir. Barolarla ilgili bir kanun teklifi geldi. Baroların parçalanmasına itiraz ediyorlar. Baro başkanları yürüyüş yaptılar. Ankara’da baro başkanları yerde arkada polis duvarı var. Polisin burada günahı yok. Polise burayı tut diyorlar, tutuyorlar. Bu fotoğrafı gören Türkiye’de demokrasinin olmadığı algısına kavuşur. Devletin bunu yapmaması lazım. Avukatlar geldiler, bırakmıyorsunuz. Mansur Bey çadır gönderdi, çadırı kuramazsınız dediler. Su vermediler, sonra görüşüldü, su verdiler. Sandalye, yemek vermediler. Bunlar düşman mı? Devleti intikam alma duygusuyla yönettiğinizde bu tablo ortaya çıkar. Dünyanın hiçbir ülkesinde baro başkanlarına böyle davranılmaz. Baro başkanlarını ayırıyorlar. İktidara muhalif olan barolar, etnik kimliklere göre barolar… Baroların bu şekilde bölünmesi bu vatana ihanettir. Sayın Bahçeli’ye sesleniyorum. Yarın inanç ve etnik kimliğe göre bölünen baroları nasıl savunacaksın?

Baroları niye bölüyorsunuz? Bir ilde iki tane vali olmaz. Bir ülkede iki tane Maliye Bakanı olmaz. Siz adamına göre, siyasetine göre baro kuruyorsunuz. Bu, ülkeyi parçalama yönünde atılmış bir adımdır. Barolar dernek değildir. Avukatların ayrı dernekleri vardır. Eğer ülkede beka sorunu çıkacaksa bu tür adımlarla çıkacaktır. Geçen ‘Hangi maddesine karşı çıkıyorsunuz. Ortada bir teklif yok’ demişti Sayın Bakan. Ben de dedim ki, ‘Sen parlamentodan güvenoyu alan biri değilsin. Saray’ın ben barolarla ilgili düzenleme yapacağım diye sana sormaya ihtiyacı yok ki. Sen Saray’ın memurusun. Yasaya göre sana bakan dediğimize bakma, sen eski bakan değilsin. Rejimin nasıl değiştiğinin farkında değilsin.’ Tüm arkadaşlarıma sesleniyorum; her bir arkadaşımın komisyonda görevi vardır. Bu ucube, ülkeyi bölmeye amaçlayan bu teklife hep beraber karşı çıkacağız.”

“SARAY ÇATLASA DA PATLASA DA BELEDİYE BAŞKANLARIMIZ GÖREVLERİNİ YERİNE GETİRECEKLER”

“Pandemi nedeniyle belediyeler yardım kampanyası açtılar. Banka hesapları verildi. İşsiz kalanlara geliri olmayanlara yardım yapacakları. İçişleri Bakanlığı genelge çıkardı, benim haberim olamadan yardım yapamazsınız dediler. Danıştay 10. Dairesi yürütmeyi durdurmayı reddetti. Reddeden hakimlere şunu sormak isterim. Belediye kanunu ile ilgili bir kitabı çıkarın ve deyin ki ‘Şu hoca belediyelerin bağış toplamasını yasaklamıştır’. Belediyelerin kendi gelirleri var. Danıştay’ın bu kararına göre, belediyelerin karlarını alması için de bakanlığa sormak lazım. Emin olun, bu düşüncenin altına imza atanların hiçbirinin hakimliğin yoktur. Yazıklar olsun size. Saray’ın köleliğini yapan hakimlik yapamaz. Bunların hesabı elbet sorulacak. Hukukun üstünlüğü diye bir kavram var”

“Ne kararı alırlarsa alsınlar bütün belediye başkanlarımızı, bütün baskılara rağmen tarih yazmaya devam edecekler.