ÇGD:İŞVERENİN ÖDEMEDİĞİ PRİMLER BASIN KARTI ÖNÜNDE ENGEL OLMAYACAK!

DANIŞTAY, BASIN KARTI İÇİN SİGORTA PRİMLERİNİN ÖDENMESİ KOŞULUNA YAPTIĞIMIZ İTİRAZI HAKLI BULDU!

İŞVERENİN ÖDEMEDİĞİ PRİMLER BASIN KARTI ÖNÜNDE ENGEL OLMAYACAK!

Türkiye Cumhuriyeti’nin anayasal bir hukuku devleti kalabilmesinin temel belirleyicisi olan düşünce ve ifade özgürlüğü ile basın özgürlüğüne yönelik sistematikleşen saldırılara karşı halkın doğru haber alma hakkı ve basın emekçilerinin haklarını savunmaya her platformda devam ediyoruz.

Bu kapsamda; basın meslek örgütlerinin görüşleri alınmadan, gazetecilere danışılmadan Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından hazırlanan ve 14 Aralık 2018 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanan Basın Kartı Yönetmeliği’ne karşı anayasal hakkımız olan yargı yoluna başvurarak, yönetmeliğin çeşitli hükümlerinin yürütmesinin durdurulması ve iptalini talep ettik. Danıştay’a açtığımız davada, itiraz ettiğimiz hükümlerin basın kartlarının verilmesi ve iptalinde siyasi kriterleri etkin kılacağı, hukuk ilkelerini yok sayacağı; böylelikle anayasal bir hak olan basın hürriyetinin ihlal edileceğine dikkat çekmiştik.

Dosyanın görüldüğü Danıştay 10. Daire’ye Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın gönderdiği savunma, iktidarın basın kartları aracılığıyla neyi amaçladığını tüm açıklığıyla ortaya koymuştu. Söz konusu savunmada, “…gazetecilik faaliyetinde bulunmak için basın kartı sahibi olma zorunluluğu bulunmamakta…”, “Kişiler basın kartı sahibi olmaksızın da gazetecilik yapabilir, fikirlerini ifade edebilir. Nitekim basın kartı sahibi olmayan pek çok basın mensubu bulunmaktadır” denilerek bir taşla iki kuş vurmanın hedeflendiği görülmüştü. Bir yandan basın kartı verilmesi ve iptalindeki keyfiyet ve kuralsızlıklar, diğer yandan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın tutuklu gazetecilere ilişkin “Yalnızca ikisinin basın kartı var” açıklamalarına meşruluk kazandırılmak istenmekteydi.

Basın Kartı Yönetmeliği’nin 6, 14, 15, 25, 29 ve 30’ucu maddeleri kapsamındaki çeşitli hükümlerin yürütmesinin durdurulması ve iptali istemli davamızda ilk aşamada tamamlandı ve Danıştay 10. Daire, “Basın kartı verilecek kişilerde aranan şartları” düzenleyen 6’ncı maddedeki bir hükmün yürütmesini durdurdu. 6’ncı maddenin birinci fıkrasının (g) bendinde yer alan “5953 sayılı Kanun hükümlerine uygun sözleşme yapmış ve sigorta primlerinin çalışma mevzuatı esaslarına uygun olarak yatırılmış olması” şartındaki, “sigorta primlerinin çalışma mevzuatı esaslarına uygun olarak yatırılmış olması” yükümlülüğünün, gazeteciye değil işverene ait olduğuna dikkat çeken Danıştay 10. Daire, kişinin kendi sorumluluğunda olmayan bir durum nedeniyle cezalandırılamayacağı ilkesinden hareketle oy çokluğuyla yürütmenin durdurulmasını kararlaştırdı. Basın kartının gazetecilerin mesleklerini icra edebilmek için gerekli toplantı, etkinlik, basın açıklaması gibi haber kaynaklarına ulaşmalarını sağlayan bir kart olduğunu kaydeden Danıştay, 10. Daire, “… bu nedenle, işçi pozisyonundaki gazetecilere kendi yükümlülükleri olmayan sigorta primlerinin ödenmemesi durumundan dolayı basın kartı verilmeyerek mesleklerini icra etmelerinin engelleneceği anlaşıldığından, gazetecilere basın kartı verilirken sigorta primlerinin ödenmiş olması şartının aranmasına ilişkin düzenlemede hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.” tespitini yaptı.

Bilindiği üzere basın kartı, gazetecilerin haber üretim süreçlerinin yanı sıra özlük haklarına yönelik çeşitli imkânlar da sağlamakta. Bunlardan biri de, mesleğin zorluğu gözetilerek yıpranma payı olarak sigortalılıklarına ek yılda 90 gün bilinen fiili hizmet süresi zammı hakkıdır. Bu haktan yararlanmanın tek şartı ise basın kartı sahibi olmaktır. İşverenin sigorta primlerini ödememesi nedeniyle basın emekçilerinin işçilik hakkından yoksun bırakılması, bu kararla son bulmuştur.

Dava kapsamında yürütmesini durdurulmasını istediğimiz diğer kritik düzenlemelere ilişkin yürütmeyi durdurma yönünde olumlu bir karar verilmezken, bu maddelerin esastan görüşülme sırasında iptal edilmesini, hukuk devletine olan inancımız çerçevesinde beklemekteyiz.

Gazeteciliği meslek olmaktan çıkarıp güç odaklarının halkı manipüle etme aracı, gazetecileri siyasi parti sözcüsü, tüm basın emekçilerini de köle düzenine iten her türlü uygulama, düzenleme ve karara karşı meşru haklarımızı sonuna kadar kullanacağımızı buradan bir kez daha ifade ediyoruz. Çünkü Çağdaş Gazeteciler Derneği, halkın doğruları öğrenme hakkı; eşitlik ve adalet yolunda mücadele eden gazetecilerin örgütüdür.

Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Yönetim Kurulu