”Senin feriştahın gelse bizi susturamaz”

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı (İBB) Ekrem İmamoğlu’nu geçen haftaki pandemi toplantısına davet etmediğini söylediği Vali Ali Yerlikaya’yı sert bir dille eleştirdi: “Sen, ‘Arabamda Türk bayrağı var ama ben sarayın valisiyim’ diyorsan o zaman AK Parti’nin bayrağını takacaksın.”

Partisinin Meclis grup toplantısında konuşan CHP lideri şunları söyledi: “Bu başarıyı sindirememek. Ekrem bey kimin oylarıyla geldi? İstanbulluların. Ekrem bey AKP’lilere hizmet etmemek gibi bir şey yaptı mı? Asla. Sayın valiye hatırlatmak isterim. Sen arabanda Türk bayrağı kullanan birisin. Sen hem hükümetin hem de devletin temsilcisisin. Böyle bir toplantı yapıldığında İBB başkanını davet etmek zorundasın. O İBB başkanı senin de belediye başkanın; oy verirsin ya da vermezsin. Ha diyorsan ki ‘Arabamda Türk bayrağı var ama ben sarayın valisiyim’ o zaman AK Parti’nin bayrağını takacaksın. Efendim çok acil olmuş. Gerekçe üreterek vali olunmaz. İkiyüzlülükle vali olunmaz. Koltuk için onurunu satan vali olmaz. Sen korkuyorsun. Korkak adamdan vali olmaz. “

Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satır başları şöyle:

*Salgınla mücadelede parti ayrımı yaparsak zararı vatandaşa veririz. Hükümete önerilerimizi yaptık.

*1.5 milyon doz grip aşısı aldık. Almanya’ya bakalım nüfusu yakın Türkiye’ninkine. Onlarda 25 milyon doz var. Bizim insanımız ölüme mahkum mu? Diğerleri ne olacak?

*Türk Eczacılar Birliği, daha fazla doz satın almak istedi. Ancak bürokrasiye takıldı bu istekleri. Başka ülkeye gitti o aşılar. Hani cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde her şey hızlıydı?

‘Kadıların satın alındığı günler’

*Bunlar Fatih Sultan Mehmet’ten sık sık bahseder. Fatih Sultan Mehmet, “Kadıyı satın aldığın gün adalet ölür. Adaleti öldürdüğün gün devlet de ölür” demiş. Günümüzde kadıların satın alındığı zamanı yaşıyoruz.

*Anayasa Mahkemesi kararını uygulamayan Akın Gürlek (İstanbul 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nin başkanı) ne dedi? Yeni Zekeriya Öz’ümüz, “Saray ne derse ben onu yaparım” diyor.

*Adalet bakanının da yatacak yeri yok. Bir vicdan muhasebesi yapmalı. Aslında yetkisi var ama koltuğu gider diye korkuyor.

*Ne zaman devlet suç örgütüne dönüşür? Anayasa’yı kaldırırsanız devlet suç örgütüne dönüşür.

*(CHP’nin ‘FETÖ’nün siyasi yapılanmasıyla ilgili kitapçığının toplatılması) MGK kararlarında bile var, neden toplatıyorsun? Senin feriştahın gelse bizi susturamaz.

*Yemin ederken herhalde tek ayağını kaldırdı. Tarafsız olması gerek ya! Pazar günü Malatya’ya gitti. Servisçilerin kendi partisinden olan başkan, “Vallahi açız” diyor. “Abartmayın. Çay iç” diyor. Bu, bütün servisçilerle dalga geçmektir. Türkiye’deki 200 bin servisçiye seslenmek isterim. Hizmet edecek kişiye oy verecek. Vergisini bir avuç insan için değil halk için kullananı tercih edecek.

*Soma’daki madenciler de hakkını arıyor. Çalışmış parasını alıyor. Ankara’ya yürümek istiyor izin vermiyorlar. Servisçi kardeşim dayanışma yapacaksınız. Ermenek’teki işçiler de öyle. Oradaki işçilerden birinin çocuğu, “Babam cebime beş para koyamıyor” diyor. Servisçi kardeşim, Ermenek’teki işçiyi bir ara.

*AVM’lerin bir gün kapanması, ücretsiz izindekilerin priminin devlet tarafından ödenmesi gibi şeylerle esnafa katkı verilebilir. Bunun toplam maliyeti 17 milyar lira. “Çok para” diyecekler. Ama Londra’daki tefecilere kaç katını ödüyorlar.

*Hem devleti hem vatandaşı borç batağına sürüklediler. Para istiyorlar. Sağa sola koşturup. Bir Türkiye Varlık Fonu kurdular. Başkanı kim? Recep Tayyip Erdoğan. Dünyada örneği yok. Parayı çok seviyor çünkü. Vekili kim damadı. Bunlar Mart 2019’da Türkiye Varlık Fonu borç aldı. Yurt dışından 1 milyar euro borç aldılar.

*O borçla İstanbul Finans Merkezi’ni yapan üç müteahhidi kurtardılar. Eylül ayında Türkiye Varlık Fonu (TVF) borç için kampanya başlattı. Yurt dışından üç bankayı yetkilendirdiler. Eylül ayı sonunda borç veren çıkmadı.

*Sonra sekiz büyük kuruluşu görevlendirdiler. 20 Ekim’de kimse borç vermiyor dediler. Beka meselesi diyorlar. Türkiye Cumhuriyeti güçlü ama sizin oyuncağınız oldu. Yunanistan negatif faizle alıyor, biz yüzde 6-7 ile alamıyoruz.

*TVF’nin 2017’de kısa vadeli borçları 26 milyar lira iken 2 yıl sonra 950 milyar liraya çıktı. Toplam borçlar 1 trilyon 223 milyar liraya çıktı. İyi de bu parayı nereye harcadın? Çiftçiye, esnafa, servisçiye gitmedi, nereye gitti.

*Çıkıp Fransız mallarını boykot edin diyorsun. Sen uygula kardeşim. Sanki servisçi eve gidince eşine Fransız parfümü hediye götürüyor. Çanta var Emine Hanım’ın çantası 50 bin avro mu dolar mı? Sarayın bahçesinde yaksınlar onu da protesto için. Fransız uçakların var sat. Bu lafları ediyorsun arkasında durmuyorsun.
Kaynak:Diken.com