Esad’sız bir Suriye ve can güvenliği…

Esad’sız bir Suriye ve

can güvenliği…

Necdet Buluz

Gündemde, Suriyeli sığınmacıların ülkelerine dönüp dönemeyeceği konusu var. Bu konu uzun zamandır tartışılıyor.

En önemlisi de şu:

Türkiye’de 3 milyonun üzerinde Suriyeli sığınmacı bulunuyor. Ülkelerine dönüş başlarsa ilk etapta 1 milyona yakın Suriyelinin ülkelerine dönebileceği hesaplanıyor.

Suriyeliler ülkelerine döner mi?

Bu sorunun yanıtını bulabilmek için gelişmelere ve açıklamalara bakmamız gerekecek. Öncelikle Esad’sız bir Suriye özlemi var. Daha sonra döneceklerin can güvenliği sorunu öne çıkıyor.

Aslına bakılacak olursa Esad’sızbir Suriye ve verilecek can güvenliği, mültecilerin yeniden ülkelerine dönmesi için iki önemli gerekçe olarak öne çıkıyor. Suriyeliler “Ülkemize neden geri dönmeyelim? Orası bizim topraklarımız ve vatanımız” diyor.

Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin, Suriyeli milyonlarca mültecinin artık eve dönüş yaparak vatanlarını yeniden inşa etmeye başlayabileceğini; artık ülkenin büyük kısmında huzur ve istikrar oluştuğunu söyledi. Putin bu görüşünü Suriye lideri Beşar Esat ile geçen hafta yaptığı bir tele-konferansta dile getirdi. Rusya’nın liderliğinde Şam’da düzenlenen mülteci konferansı öncesi görüşen iki lider, Suriyeli mülteciler konusunda fikir alışverişinde bulundu.

2011 yılında başlayan iç savaş sonrası Türkiye’ye sığınan Suriyeliler için Putin’in “Suriye’nin büyük kısmında huzur ve istikrar var, mülteciler ülkelerine dönebilirler’ ’sözleri ikna edici mi?

Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde yaşayan bazı Suriyeliler, ülkelerine karşı büyük bir özlem duyduklarını belirtiyorve şugörüşleri yansıtıyor:

“Putin sanki başka bir gezegende yaşıyor. Suriye, içerisinde yaşayanlar için güvenli değil ki, dışardan dönen mültecilere güvenli olacak? Suriye’de yaklaşık 500 bin iç mülteci var, kamplarda yaşıyorlar. Önce onlara çözüm bulsunlar. Oradaki insanlar yaşamak için acı çekiyor, ekmek almak için kuyruklara giriyorlar. Orada su ve elektrik yok. Güvenli olmadığını bildiğin için gidemezsin, her an tutuklanabilirsin veya kaçırılabilirsin. Rejim, mülteci dosyası aracılığıyla siyasi sürece karşı sorumluluklarından kaçmaya ve siyasi sürecin önemini azaltmaya çalışıyor. Esat ayrılmadan Suriye bize vatan olmayacak.”

Suriye’de güven ortamının henüz oluşmadığını ifade eden Suriyeliler’in bu konudaki endişelerine de bakalım:

“2012’de Suriye’den Ürdün’e ve sonra Türkiye’ye geldik. Uluslararası ilişkiler öğrencisiyim. Maalesef, Suriyeli mültecilerin ülkelerine dönüşü hakkında her z“aman konuşuluyor, ancak gerçekten güvenli olmadığından bahsetmiyorlar. Suriye’deki mevcut durum şu anda güvensiz. Rejimin elindeki yaşamaya uygun olmayan alanlardan bahsedeceğim; oradaki insanlar yaşamak için acı çekiyor, ekmek almak için kuyruklara giriyorlar. Orada su ve elektrik yok. Güvenli olmadığını bildiğin için gidemezsin, her an tutuklanabilirsin veya kaçırılabilirsin. Elbette vatanımı özlüyorum, çünkü oradan kendi isteğimizle çıkmadık, çıkmak zorunda kaldık. Vatana duyduğumuz hasret bitip belki bir gün geri dönebiliriz. Şu anda geri dönüş için hiçbir yaşam unsuru yok. Suriye rejimi sorununun çözüldüğü zaman belki geri dönmeyi düşünebiliriz.’’

Suriye’de, içerisinde muhalefet ve rejimin bulunduğu BM destekli bir anayasa komitesinin oluşturulması gerektiğine dikkat çeken bir Suriyelinin şu görüşlerini de yansıtalım:

“Gaziantep’te ikamet ediyorum ve Gaziantep Üniversitesi’nde siyaset bilimi yüksek lisans öğrencisiyim. 2011’de Suriye devriminin başlamasından sonra Suriye rejimi protestoculara karşı birçok katliam yaptı. Bunlar bizi ülkeyi terk etmeye ve Türkiye’ye sığınmaya zorlayan rejimin acımasız katliamlarıydı. Suriye’deki sorun yalnızca mülteci sorunu değil, rejimin yani siyasi iktidarın ülkenin başında olması sorunudur. Suriye’de çözüm, Suriye rejiminin düşmesiyle başlıyor ve 2015 yılında Birleşmiş Milletler tarafından 2254 sayılı kararla onaylanan siyasi çözüm kararının uygulanması, BM destekli seçimler, bir anayasa komitesi, rejim ve muhalefet arasında bir hükümet aracılığıyla gerçekleşmelidir. Rejim, mülteci dosyası aracılığıyla siyasi sürece karşı sorumluluklarından kaçmaya ve siyasi sürecin önemini azaltmaya çalışıyor. Suriye’ye dönüşümüz, rejimin ayrılması ve 2254 sayılı kararın uygulanmasına bağlı, rejimin Suriye’de işlediği suçlardan, özellikle Guta ve Han Şeyhun’daki kimyasal katliamlardan dolayı uluslararası mahkemelerde hesap verileceğini garanti eden 2118 sayılı kararın uygulanmasına bağlı. Suriyeliler olarak hepimiz Suriye’ye dönmek istiyoruz ama asıl sorun bu rejimin varlığı. Onun ayrılmasıyla birlikte Suriye’ye karşı milli sorumluluklarımız olduğu için muhakkak geri döneceğiz. Türkiye’de yüksek yurtseverlik gördükçe, Suriye’nin vatanseverliğini üretmeyi umuyoruz. Esad ayrılmadan Suriye’de vatan olmayacak.”

necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz