ATATÜRK ve ÇOCUKLAR (1)

ATATÜRK ve ÇOCUKLAR (1)

YAHYA AKSOY

“Efendiler,milletimizin amacı, milletimizin ülküsü, bütün dünyada tam manasıyla medeni
bir toplum olmaktır… Medeniyet yolunda yürümek ve başarılı olmak yaşamak için
şarttır.”Atatürk
Türkiye Büyük Millet Meclisi 23 Nisan 1920 ‘de açılmıştır. TBMM açılış tarihi
Cumhuriyetimizin temeli olduğu gibi,23 Nisan ‘da ilk milli bayramımız olmuştur. Dünyada
ilk çocuk bayramı olması niteliğini de taşımaktadır.
Atatürk, bu millî ve mutlu günü, Türk çocuklarına armağan etmiştir. Birleşmiş Milletlerin,
1979 yılını, “Dünya Çocuk Yılı” olarak kabul etmesinden 59 yıl önce,Atatürk, Ulusun
Egemenlik Bayramı’nı, çocuklara adayarak, onlara ne denli önem ve öncelik verdiğini
göstermiştir.
Kurtuluş Savaşı yıllarında babasını,ailesini savaşlarda kaybetmiş yetim çocuklara sahip
çıkarak,Çocuk Esirgeme Kurumunu(Himayei Etfal Cemiyati 1921) kurmuş ve kurumun
koruyuculuğunu yapmıştır.”Vatandaş,memleket çocuklarını korumayı üzerine alan Çocuk
esirgeme Kurumuna yardım etmeye mecburdur” demiştir. Cemiyet, 30 mayıs 1930 tarihli
kararı ile Reisi Cumhur Gazi Mustafa Kemal Hazretlerine “Altın Cemiyeti Etfal” madalyası
takdim etmiştir. (Anıtkabir Atatürk ve Kurtuluş savaşı Müzesi arşivi)
“Küçük Hanımlar,küçük Beyler! Sizler hepiniz geleceğin bir gülü,yıldızı,bir mutluluk
parıltısısınız! Memleketi asıl aydınlığa boğacak sizsiniz.Kendinizin ne kadar
önemli,kıymetli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız. Sizlerden çok şey bekliyoruz.”
Mustafa kemal (17.10.1922.Bursa)
“Atatürk,her şeyden önce,bir efsane yaratmıştı. kahramanlara susamış olan bu ülkeye
öyle bir inanç getirmişti ki, küçük bir çocuğun elini sıkacak olsa; çocuk,-sihri kaçmasın

diye- haftalarca bu eli yıkamazdı.”Lord Kınross(Atatürk – Bir Milletin Yeniden Doğuşu-
Sf.546)

Mustafa Kemal, Çocuklarımıza verilecek eğitim ve öğretimin temel ilke ve hedeflerini
27.10.1922 günü Bursa’da öğretmenlere verdiği söylevde şöyle ifade etmiştir:
“…Okul,genç kafalara,insanlığı saymayı,ulus ve ülkeyi sevmeyi,bağımsız yaşamayı
öğretir;bağımsızlık tehlikeye düştüğü zaman onu kurtarmak için tutulması gereken en
doğru yolu öğreten okuldur.ülkemiz içinde uygar düşüncelerin, çağdaş ileriliklerin vakit
yitirilmeksizin yayılması ve gelişmesi gereklidir. En önemli ve verimli ödevlerimiz
öğretim ve eğitim işleridir.Bu işlerde ne yapıp başarıya ulaşmamız gerekir. Bir ulusun
gerçek kurtuluşu ancak bu yoldadır. Bu zaferin sağlanması için hepimizin tek can, tek
düşünce olarak belirli bir program üzerinde çalışmamız gerekir.İleri ve uygar bir ulus
olarak yaşayacağız…”