SANAT SONSUZDUR

GELENEKTEN GELECEĞE TÜRK SÜSLEME SANATLARI

YAZAN :YAHYA AKSOY

“İyi seçkin bir şeydir,seçkin olanı ancak bu niteliğe sahip olanlar
ister.”Kutadgu Bilig
Dünyanın çeşitli çağlarında değişik toplumlar tarafından üretilen, yaratılan sanat eserleri farklı
ifade şekilleriyle uygarlık ve sanat tarihinin temelini oluşturmuştur.
Resim, heykel, mimarlık ,edebiyat,sahne sanatları,ses sanatları ve süsleme sanatları dallarına
ayrılan güzel sanatlar, insanla başlayan ve insan-doğa- yaşam ve toplum değerlerine yer veren
eserlerle insanlık tarihinin en önemli kültür mirası olmuştur.
Türk süsleme sanatları, hüsn-i hat, tezhip,minyatür,ebru dallarında gelenekten geleceğe
uzanmış , özgün ve anlamlı yapısı ile yaratıcı ve üretken insan gücünü bütün renkleriyle
sergilemiştir.
Camileri, türbeleri, sarayları,kitapları, ve anıtları bir eşsiz gerdan gibi
süsleyen geleneksel sanatlar, efsane kentlere kimlik ve kişilik katarak tüm
sanat eserlerine ruh ve anlam kazandırmış ve sanat tarihindeki yerlerini
almışlardır.
“(…)Yeşil türbesini gezdik dün akşam/Duyduk bir musiki gibi zamandan/ Çinilere sinmiş
Kur’an sesini…”Bursa’da Zaman- A.H.Tanpınar
Ünlü çini ustası Mehmet Efendi ‘nin ölümsüz çinileriyle süslü iznik Yeşil Cami için şair Mehmet
Öklü şunları yazmış:
“Sana dörtlükler yetmez bir destan gerek/Mecnun Mehmed’in ruhu tüter çinilerinde/ Hacı
Musa’nın, Hayrettin Paşa’nın verdiği emek/Nazar boncuğu yapmış seni yerli yerinde.”
HÜSN- i HAT
“Ney’de ilahi musikiyi oluşturan kamış, hat sanatımızda ilahi çizgisini
çizmiştir.”Hattat Ömer Faruk Atabek-1989
Hüsn-i Hat güzel çizgi namlamına gelir. Türklerin İslamiyeti kabul etmesiyle birlikte arap
alfabesi ile yazı yazma sanatıdır. Duygular,düşünceler ve yaşam felsefi ,renkler ve şekillerle
harmanlanarak özel kamış kalemle kağıda aktarılır.
Hat sanatında kullanılan mürekkep isten yapılır.En güzel is, keten tohumundan çıkarılan bezir
isidir. özel toprak kaplarda özle işlemlerden geçirilerek elde edilen isler saatlerce süren
işlemlerden sonra şişelenerek günlerce çalkalanır ve sonra hokkalara konularak kullanılır.
Kûfi hat, nesih hat, celi sülüs hat, talik hat, rika hat, siyakat hat özelliklerine göre belirli
konularda kullanılmaktadır.
Yazı şekillerine göre kamışlar kesilir ve ucu yarılır. Kalemler, sülüs kalemi, nesih kalemi, celi
kalemi,ünsi kalem ve talik kalemi adlarıyla anılır. Yazılar aherli kağıt üzerine yazılır.Hattat
yazdığı yazıyı bitirmeden bırakmaz.Sabırla çalışır. Elinin emeği, gözünün nuru benliğinin aynası
olan eserlari ile bütün sanatkârlar haklı olarak kıvanç ve gurur duyarlar.
Kültür Bakanlığı (HAGEM Genel Müdürlüğü ) olarak , 25 Ekim 1994- 8 Ocak 1995
tarihleri arasında ABD İndiana Üniversitesi Sanat Müzesi’nde 500’den fazla görsel eserle
açtığımız ” TÜRK GELENEKSEL SANATI’NIN BUGÜNÜ” konulu uygulamalı sergide,
sanatkârların(hattat,seramik ustası,kök boya ile kilim dokuyan ustalar) eserleri başında gururla

ve kıvançla yaptıkları uygulamalı gösterileri ABD ‘de geniş ve etkili yankılar yaratmış ve
prof.Dr. Henry Glassie tarafından hazırlanan, İndiana Üniversitesi-Kültür Bakanlığı ortak yayını
olarak 600 sayfalık “TÜRK GELENEKSEL SANATI’NIN BUGÜNÜ”adıyla ingilizce ve türkçe
olarak tarihi değerde kalıcı ve tanıtıcı bir yayın çıkarılmıştır.
MİNYATÜR
Orta Asya kökenli olan, ilk önce Uygur Türkleri tarafından kullanılan ve daha sonra
Anadolu’ya taşınan minyatür sanatı, kendine özgü özellikleri olan bir betimleme
sanatıdır. Bu sanat yapımına “NAKIŞ” , yapımcısına ” NAKKAŞ” denildiği gibi, yapımına
“TASVİR” ve yapımcısına “MUSAVVİR” denildiği görülmektedir.
figürlerle yaratılan minyatür resimler,hayatın tüm yönlerini anlatmak için kullanılmıştır.
Konularına göre renklerin düz ve ahenkli bir uyum içinde özel kağıtlar üzerine tarihi
olayları, doğayı ve kişileri belge niteliğinde kayda geçer.
Ünlü minyatür sanatçısı Nizamî’nin eserleri,konuları,desenleri renkleri ve figürleriyle
tarihe ışık tutarak halıların ve kilimlerin değerlerine derinlik ve ölümsüzlük
kazandırmıştır.
Minyatür çalışmalarında boyalar, toprak,taş ve mineral parçalarından el taşında
ezilmesiyla elde edildiği için asla solmazlar. Tarihi İpek Yolu, Türk süsleme
sanatlarıyla dolu.
Geleneksel Türk Süsleme Sanatları alanında büyük usta,rahmetli Ömer Faruk Atabek
şöyle demiş:
“Minyatür sanatçısı bir müzehhip gibi tezhip bilgisine, bir hattat gibi hat
çekmesine, bir ressam gibi yaratma gücüne sahip olmalıdır ki başarılı
olsun.Ayrıca sabrın ve azmin de bu san’at dalında büyük önemi
unutulmamalıdır.”
Sanatçının gözü ve gönlü kalemiyle birleşerek küçük şekil ve çizgilerle olaylara ve
hayata renk, anlam ve derinliklik kazandırır.Bir kaç minyatür ismi, minyatürlerin konuları
hakkında bize ışık tutmaktadır..
“Ankara’da tava günü, Küçüksuda mesire, Kapadokya’da bağ bozumu, nev bahar, üç
kuleden İstanbul, sekiz karede İstanbul,Giresun’da fındık” Vb. başlıklar fikir vericidir.
TEZHİP
Tezhip sözcüğü altınlamak anlamında ” zer”den gelmekte ve yapımcısına “müzehhip”
denmektedir.
Tezhipte, altın ve gümüşün yanısıra,renkli toprakboyalar,renkli taş ve minarellerin tozları
suyla karıştırılıp boya olarak kullanılır.
Kağıt zemin üzerinde boyalar, düşünceler, duygular ve şekiller zarif çerçeve içinde
değişik isimlerle anılan motifler kompozisyonu oluşturur.
Hüsn-i hat, tezhip, minyatür,çini ve ebru süsleme sanatlarında, çağların aydınlığı,
geçmişin duygu ve düşünceleri sevgi olur geleceğe taşınır.Sanat eserleri ruhların
aynasıdır.
“Toprağa can veren sevgi mimarlarının/Çağları yoğuran irfanları
görünür.”Şair Mehmet Öklü

Süsleme sanatları içerisinde önemli bir yer tutan el sanatlarının, tarihsel gelişiminde sosyal-
sayasal ve ekonomik olayların etkisi her zaman görülmüştür. Tasarımcı,araştırmacı,yorumcu ve

sanatçıların geçmişi özümseyerek geleceğe yönelik özgün çalışmalar yürütmeleri kültür
değerlerimizin korunarak geliştirlmesinde önemli bir yer tutmaktadır.
Gelenekten geleceğe akıp giden sanat eserlerinde, ruh, felsefe, musiki,ahenk, kimlik,
benlik,estetik ve özgünlük vardır.Yaşam felsefesinin özünü ve ruhunu geçmişten geleceğe
aktarırlar.