TUSİAD DAN ”LAİKLİK ADALET VE BAĞIMSIZLIK” VURGUSU

TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı Tuncay Özilhan, başta Merkez Bankası olmak üzere düzenleyici kurumların bağımsızlığının tartışma dışı olması gerektiğini vurgularken, düşenin sadece TL’nin değeri olmadığının altını çizdi.

 

Toplantıda TÜSİAD’ın 50’nci yılı projesi olarak, Türkiye’nin geleceğinin inşası için bir yol haritası önerisi içeren ‘Geleceği İnşa’ başlıklı çalışmanın tanıtımı yapıldı.

Burada konuşan TÜSİAD YİK Başkanı Tuncay Özilhan ve TÜSİAD Başkanı Simone Kaslowski, konuşmalarında gündeme dair gelişmeleri değerlendirirken, laiklik, çoğulcu demokrasi, hukuk vurgusu yaptı.

Özilhan: Tartışma dışı olmalı

İlk sözü alan Özilhan, ‘mahşerin dört atlısı’olarak bereketsiz ve dengesiz ekonomik büyümeyi örnek verirken, Türkiye’deki kuraklık riskine dikkat çekti. Özilhan, şu anki ekonomik modelin tamamen değişmesini gerektiğini belirtirken ‘karbon nötr’ bir ekonominin hedeflenmesi önerisini yaptı.

Özilhan’ın konuşmasından satır başları şöyle:

*Toplusal adaleti tesis etmemiz gerekiyor.Hukukun üstünlüğü, katılımcı demokrasi ve kuvvetler ayrılığı hayati önemde.

*Başta Merkez Bankası olmak üzere düzenleyici kurumların bağımsızlığı tartışma dışı olmalı.

*Cari açık ve bütçe açığına beceri açığı, bilgi açığı, liyakatlı kadro açığı ve yönetişim açığı da ekleniyor. Düşen sadece TL’nin değeri değil, su rezervlerimiz, birbirimize güvenimiz, ihracatımızda yüksek teknolojili ürünlerin payı, mutluluk ve huzurumuz da geriliyor. Sadece makroekonomik dengesizlikleri değil, bölgesel kalkınma farklılıklarını ve gelir dağılımı bozukluklarını da gidermek istiyoruz.

*Faiz ve enflasyonun yanı sıra emisyonları, hava, su ve toprak kirliliğini de azaltmak gerekiyor. Üretimin, tüketimin, yatırımların artmasına ihtiyaç duyduğumuz kadar, hak ve özgürlük alanlarının genişlemesine de ihtiyaç duyuyoruz.

Kaslowski: Kabul edilebilir değil

Özilhan’ın ardından söz alan TÜSİAD Başkanı Simone Kaslowski’nin konuşmasından satır başları ise şöyle:

*Meclis’te kabul edilmesini memnuniyetle karşıladığımız Paris Anlaşması kriterilerine bir an önce uyum sağlamalıyız, aksi durumda çevresel tehditlerle baş edemeyiz.

*Kurumsuzlaşma, dış sermayenin gelmemesinin en önemli nedeni.

*Kadınların birçok gelişmiş ülkeden daha önce siyasi haklarını elde ettiği Türkiye’de, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması kabul edilebilir değil.