“Eller sık ve doğru şekilde yıkanmalıdır…”

“Eller sık ve

doğru şekilde

yıkanmalıdır…”

 

Necdet  SİVASLI

 

 

Covid-19 ve son varyantı omicron konusunda tüm dünya tedirgin. Mutlaka uzmanların önerilerine kulak vermek ve gereken önlemleri zamanında almak durumundayız.

 

Milli Eğitim Bakanı Mahmut Okur son açıklamasında yüz yüze eğitime ara vermeyi düşünmediklerini yineledi. Bu nedenle gözler yeniden okullara çevrildi. Çocuklara hastalığın iyi anlatılması gerektiği de vurgulanıyor.

 

Yüzyılın salgın hastalığı Covid-19 nedeniyle olağanüstü günlerden geçtiğimiz bu süreçte, öğrencilerin sınıfta dikkat etmesi gereken kurallar da kritik önem taşıyor. Örneğin; kalemi ağıza götürmek, farkında olmadan elini yüzüne, gözüne sürmek, hatta arkadaşlarıyla yiyecek ya da okul araç gereçlerini masumane paylaşmak bile bulaş riskini artırabiliyor. Prof. Dr. Hacer Kuzu Okur, pandemi sürecinde Covid-19 riskine ve kış hastalıklarına karşı çocuklara mutlaka anlatılması gereken önlemlerle ilgili önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.

 

Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Hacer Kuzu Okur, gerek pandemi sürecinde, gerekse bulaş riskinin daha da arttığı kış aylarında hastalıklardan korunmak için en etkili yolların başında pandemi kurallarına uymak ve kişisel eşyaları başkalarıyla paylaşmamak geldiğini söylüyor. Uyarılarına birlikte göz atalım:

“Ellerin sık ve doğru şekilde yıkanması önemli hastalıklardan korunmada oldukça etkilidir. Çocuklarımıza el yıkama alışkanlığı kazandırmak, onları birçok enfeksiyondan korumada en önemli tedbir olacaktır. Yemeklerden önce ve sonra, tuvalet öncesi ve sonrası, hapşırma ve öksürme sonrası, okul servisinden inince, kedi, köpek ve diğer hayvanlarla temastan sonra, okuldan eve geldikten sonra ve maske çıkarılıp çöpe atıldıktan sonra eller mutlaka yıkanmalıdır. Ellerin gün içerisinde çoğu zaman farkında olmadan yüze, gözlere ve ağıza sürüldüğüne, bunun da mikropların vücuda yayılabilmesine yol açtığına şahit oluyoruz. Ellerin yüze, ağıza ve gözlere götürülmesinden kaçınılması çok önemlidir. Bugünlerde Covid-19 enfeksiyonunun yanı sıra gribal enfeksiyonlar, hepatitler, döküntülü hastalıklar ve parazit enfeksiyonlarına da çok sık rastlıyoruz. Covid-19 enfeksiyonu ve kış aylarında artış gösteren soğuk algınlığı ve grip gibi hastalıklardan korunmada doğru maske kullanımının en etkili yöntemlerden biri olduğunu unutmayalım. Maskenin sadece ağızı değil, burnu da kapatacak şekilde takılması, çıkarılırken kumaşa temas edilmemesi, sadece iplerinden tutularak çıkarılması ve hemen çöpe atılıp, ardından ellerin mutlaka yıkanması gerektiğini her zaman göz önünde bulundurmalıyız. Maskenin hapşırma ve öksürük sonrası veya yağmurda ıslanması durumunda değiştirilmesinin çok önemlidir. “Maske ıslandığında filtreleme özelliğini kaybeder ve fayda yerine zararlı hale gelebilir. Kış mevsiminden dolayı gerek soğuk algınlığı gerekse havanın yağışlı olması sebebiyle maskenin kuru kalması daha zor. Maskenin etkin koruma sağlaması için kuru ve temiz olması önemlidir. Islak maske hemen değiştirilmeli, konuşma ve koşma sonrası hafif nemlenen maske 4 saat sonra değiştirilmelidir” diyor. Çocukların okulda gerektiği durumda yedek maskeye kolayca ulaşabilmesi, çantasında mutlaka yedek maske bulunması gerektiğini belirten Prof. Dr. Hacer Kuzu Okur, her gün yeni bir maske takılmasının şart olduğunu, aynı maskenin kesinlikle ikinci gün takılmaması gerekmektedir.  Pandemi sürecinde okulda çocuklar arasında yapılan silgi ve kalem gibi eşyalarla yiyecek paylaşımları bile içinde bulunduğumuz bu olağanüstü süreçte tehlikeyi artırabiliyor. Öksürme ve hapşırma ile bu eşyalara ve yiyeceklere bulaşan hastalık yapıcı mikroplar, eller aracılığıyla vücuda taşınıyor. Prof. Dr. Hacer Kuzu Okur, çocuklara paylaşma ve yardımlaşmanın mutlaka öğretilmesi gerektiğini, ancak yüzyılın salgın hastalığı olan ve hızla bulaş riski bulunan Covid-19 enfeksiyonu nedeniyle bir süre tedbir ve korunma amaçlı olarak bu paylaşımlara ara verilmesi gerektiğinin anlatılması gerekmektedir.

Prof. Dr. Hacer Kuzu Okur, çocukların gerek oyunlarda, gerekse arkadaşlarıyla sohbetlerinde birbirlerine çok yaklaşmamaları, en azından bir kol boyu uzaklıkta durmaları, teneffüslerde koşturmamaları ve maskeyi açık hava haricinde çıkarmamaları gerektiğini belirtiyor. Yemekte de sohbet etmemek, mümkün olduğunca konuşmadan yemek yemek virüslerin solunum yoluyla bulaşmasını önlemede çok büyük rol oynuyor.

necdetbuluz@gmail.com

www.facebook.com/necdet.buluz