“Yoksulluk ve Fukaralık Politikalarına Dur!”

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak “Yoksulluk ve Fukaralık
Politikalarına Dur!” sloganı ile başlayan eylem planıın üçüncüsü
Malatya'da gerçekleşti.
Yoksulluk ve Fukaralık Politikalarına Dur eyleminin Malatya basın
açıklamasına, CHP Malatya Milletvekili Veli Ağababa, CHP Malatya
İl Başkanı Enver Kiraz, Tüm Yerel-Sen Ankara Şube Başkanı
Hüseyin Yılmaz katılım sağladı.
Basın açıklamasına ilk olarak Eğitim-İş İl Başkanı Hüseyin Kara
konuşmasını gerçekleştirdi.
Basın açıklamasında Hüseyin Kara;
“Biz saraylar istemiyoruz. Biz sadece insanca yaşayabileceğimiz maaş
istiyoruz. Kölelik düzeninde yaşamak istemiyoruz.
Sadece kamu çalışanları değil bütün kesimler aynı fakirlik içerisinde
yaşamaktadır. Geçinemiyoruz markete girdiğimizde bir hafta önce
aldığımız ürünü bu hafta aynı fiyata alamıyoruz. Yoksulluk sınırı ve
açlık sınırı arasında ücret almayana kadar mücadelemiz devam
edecektir" ifadelerini kullandı.
Daha sonra CHP Malatya Milletvekili Veli Ağababa;

“Maalesef, Türkiye 2018 sonrası değişen rejimle günden güne
yoksullaşmaktadır. Eskiden orta sınıf vardı. Memur kesimi vardı açlık

sınırının üzerinde yaşayan ama rejim değişikliği sonrası orta sınıf yok
edilerek memur kesimi açlık sınırında yaşamaya mahkûm edildi.
Türkiye'de bir taraftan milyonlarca insan yoksullaşırken, bir avuç
insanın servetlerine servet kattığını görmekteyiz. Milyonlarca insan
fakirleşirken, az sayıda yandaşların zenginleşmesi 2016
referandumunda bize dayatılan sistemin bir sonucudur. Bu
yoksullaşmayı milyonlarca insan yaşıyorsa bunun sorumluları AKP
iktidarıdır. Memuru, çiftçiyi, üreticiyi fakirleştiren, kendi evinde
kiracı konumuna düşüren, her iki gençten birisini işsiz bırakan ve
liyakat değil mülakat diyen bu sistemi değiştirmemiz gerekiyor.
AKP seçmeni olan gençlerin bile milletvekili, bakan tanıdığı olmadan
devlet kurumunda işe giremiyorsa ortada değişecek bir düzen var
demektir.
Hep birlikte kendi yandaşından başka herkesi açlığa mahkûm eden
AKP üzere hükümetini değiştirmemiz gerekiyor" ifadelerini
kullandı.

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Mehmet Balık
yaptığı basın açıklamasında;
TÜİK’in açıkladığı işsizlik rakamlarına göre, 3 milyon 859 bin işsiz
sayısı ile yüzde 11,4 olarak gerçekleşti.
84 Milyon nüfusluk Türkiye’de çalışan sayısı 29 milyon 971 bin iken
işsiz sayısı 3 milyon 859 bin olarak açıklandı.
84 milyon nüfuslu Almanya’da ise 45 milyon çalışan sayısı ile 2
milyon 405 bin işsiz sayısı bulunmaktadır. İşsizlik oranı ise yüzde 5
olarak açıklandı.
TÜİK’in işsizlik oranlarını hesaplama yöntemine göre, 51 milyon ne
işte ne de istihdamda olmak isteyen nüfus bulunmaktadır. 15-24 yaş

arası gençlerde işsizlik oranı ise 21,6 olarak gerçekleşti. Ancak,
yıllarca iş arayan, iş aramaktan artık umudunu kaybeden genç nüfus
işsizlik rakamlarına dâhil edilmemektedir.
Gerçek işsiz sayısı 10 milyonun üzerinde olduğu herkes tarafından
bilinen bir gerçektir. Bu hesaba göre Türkiye’de gerçek işsizlik oranı
yüzde 11,4 değil, yüzde 35’in üzerindedir.
2022 Ocak ayında memura yüzde 7,5 maaş farkı verildi. 6 aylık
enflasyon farkı olarak memura enflasyon farkı ile toplam 30,5 zam
yapıldı.
Ocak ayı enflasyon oranlarına baktığımızda TÜİK verilerine göre,
11,10; Şubat'ta ise 4,81 aylık enflasyon gerçekleşti.
İki ayın toplam enflasyon oranı 15,91 olduğuna göre memura 2022
yılında verilen yüzde 7,5’luk maaş zammı iki ayda yüzde 8,41
oranında erimiş oldu.
En düşük emekli maaşının 2500 Türk lirası olduğu Türkiye’de iki
aylık enflasyon farkı ile emeklilerin alım gücü 2290 Türk lirasına
geriledi.
En düşük memur maaşı ise 2022’de 6748 Türk lirası, iki aylık
enflasyon farkı ile alık gücü 567 lira azalarak, 6181 Türk lirasına
geriledi.
Dünyada Brent petrolün fiyatı düşmesine rağmen Türkiye’de petrol
fiyatları artmaya devam ediyor.
Geçen hafta Brent petrol 133 dolar iken, motorin 22,85 Türk lirasında
satılmaktaydı. Ancak Brent petrolün fiyatı 108 dolara gerilemesine
rağmen motorin fiyatlarına 7 iş günü üst üste zam gelmeye devam etti.
Ayrıca, akaryakıt fiyatlarına dolar etkisi de işe yaramadı, doların
18,50 Türk lirası olduğu zamanda 1 depo 650 Türk lirasına dolarken,
doların 14,81 olduğu 10 Mart tarihinde 1 depo 1500 Türk lirasına
dolmaktadır.

2022 yılında tarihin en büyük asgari ücret zammı yapıldığı iddia
edilirken, hayat pahalılığı asgari ücreti üç ayda eski ücretten daha
düşük konuma getirdi.
Asgari ücretin 2825 Türk lirası olduğu 2021 yılında, asgari ücretin
tamamı ile 4 depo motorin alınırken, 4253 Türk lirası olduğu 2022
yılında ancak 3 depo motorin alınabilmektedir.
Her fırsatta bizi kıskandıklarını ifade ettikleri Almanya’da en düşük
ücret 45.000 Türk lirası iken, Benzin 29 TL, Motorin 28 TL, Otogaz
ise 15 Türk lirasıdır. Oranlamaya bakılacak olursa, Almanya’da en
düşük ücretle tam 1.551 Litre Benzin alınabilmektedir.
Son zamanlarda tüm yurtta Ayçiçek yağı kuyruklarını basından ve
sosyal hayattan acı bir şekilde şahit olduk.
Ayçiçeğin sadece yüzde 36’sını ithal ettiğimiz halde Ayçiçek yağı 246
Türk lirasını aşmış durumdadır.
Çok değil bundan 3 ay önce Kasım ayında 5 litre Ayçiçek yağı 85
Türk lirasına satılırken bugün yüzde 195 oranında artarak 230 Türk
lirasına satılmaktadır.
2021 yılı asgari ücreti ile 42 adet 5 litre Ayçiçek yağı alınabiliyorken,
2022 Mart ayı ile birlikte sadece 18 adet 5 litre yağ alınabilmektedir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “PTT ucuza ayçiçek yağı satacak” sözü
verdikten sonra Ayçiçek yağına yüzde 180 oranında zam gelmiştir.
Artık yurttaşlar Ayçiçek yağını taksitle alabilmektedir.
8 Mart 2021 tarihinde, asgari ücretle 23 adet mutfak tüpü
alınabiliyorken, 8 Mart 2022 tarihi itibari ile sadece 15 adet
alınabilmektedir.
10 Mart 2021 tarihinde 32’li tuvalet kâğıdı 33 lira iken, 10 Mart
2022’de tuvalet kâğıdının fiyatı 131,50 Türk lirası olmuştur. 1 yıllık

fiyat artışı yüzde 300 iken, TÜİK yıllık enflasyonu yüzde 54 olarak
açıklaması tamamen düzmecedir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Enflasyonu Kontrol Altına Alıp, Fahiş
Fiyat Artışlarının Önüne Geçeceğiz” dediği günden itibaren;
İlaca yüzde 37
Doğalgaza yüzde 50
Otogaza yüzde 81
Elektriğe Yüzde 127
Benzine yüzde 150
Motorine yüzde 156 zam gelmiştir.
Asgari ücreti değil 4253 Türk lirasına çıkarmak 50 bin lira yapsalar
bile alım gücünün düşme hızına yetişemeyeceği için iki aydan daha
kısa bir sürede bugünden daha kötü duruma düşeceğimiz çok açıktır.
Çözüm rakamlarla oynamak değil, çözüm üretimi arttırmaktadır,
çiftçiye, hayvancılıkla geçinen insanlarımıza acilen destek paketleri
açıklanmalı üretim arttırılmalıdır.
Açlık Sınırı 5 Bin Liraya Dayandı
Kamu-Ar’ın yaptığı araştırmaya göre, açlık sınırı ocak ayına göre 272
TL artarak 5.137 TL oldu.
Dört kişilik bir ailenin yaşamsal faaliyetlerini yürütebilmesi için
gerekli olan yoksulluk sınırı ise 16.320 TL oldu.
TÜİK’in açıkladığı enflasyon oranı son 19 yılın en yüksek enflasyonu
olmasına rağmen rakamlarla oynayarak Halkın Enflasyonunun yanına
bile yanaşamamaktadır.

Kamu-Ar’ın her ay yayınladığı Halkın Enflasyon oranı yüzde 87,7
iken TÜİK’in açıkladığı yüzde 55,44 enflasyon oranı gerçeği
yansıtmamaktadır.
TÜİK’in açıkladığı üretici fiyatlarında yüzde 93,5 oranında enflasyon
meydana geldi. Bu da demek olmaktadır ki, ileriki aylarda fiyatlara en
az yüzde 100 oranında zam daha yapılacaktır.
Halkın Enflasyon oranlarına baktığımız zaman şubat ayında bir önceki
yıla göre;
Meyve fiyatları, yüzde 96,86;
Sebze fiyatları yüzde 167,71;
Süt ürünleri yüzde 73,18;
Ekmek makarna yüzde 76,09;
Bakliyat yüzde 94;
Yağda ise yüzde 80 artış yaşandı.
Gıdada yüzde 8 KDV oranının yüzde 1’e indirilmesiyle her 100 TL
alışverişte, 7 TL indirim sağlayacak olması yurttaşların bütçesine
hiçbir katkı sağlamadı.
Hayat pahalılığının en önemli sebebi olan enerji ve akaryakıt
fiyatlarındaki yüzde 18 KDV ve akaryakıttaki yüzde 18 KDV+ÖTV
kaldırılmadan vergi oranlarında indirim yapmanın hiçbir anlamı
olmayacaktır.
Elektrik zammı 1 Ocak 2022 tarihinden itibaren geçerli olan kademeli
tarife sistemine geçilmesi ile beraber elektriğe, mesken, sanayi ve
ticarethane abone grupları için vergi ve fonlar dâhil ortalama yüzde 52
ile yüzde 130 arasında değişen oranlarda zam geldi.

210 kilovatsaate kadar olan tüketim miktarları için nihai fiyat
kilovatsaat başına 1 lira 37 kuruş, aylık tüketimi 210 kilovatsaat üzeri
olan mesken aboneleri için ise kilovatsaat başına 2 lira 6 kuruştan
fiyatlandırılıyor.
Bir ailenin en düşük yaşamsal faaliyetlerini yürütmesi için kullanması
zorunlu olan ev gereçlerini en asgari düzeyde hesapladığımızda geçen
sene Eylül ayına göre neredeyse 3 kat fazla fatura ödemektedir.
Bunun dışında ekonomik faaliyetlerin yürütülebilmesi için en önemli
girdi maddesi elektrik olduğu bilinen bir gerçektir. Zamların
üzerinden daha 3 ay bile geçmeden birçok esnaf faturalardan dolayı
kepenk kapatma noktasına gelmiştir. Artık çaresizlikten başka bir
seçeneği kalmayan esnaflar, müşterilerden dünyanın hiçbir yerinde eşi
benzeri görülmemiş soba ücretleri almak zorunda bırakılmıştır.
Yani yaklaşık 46 milyon abonenin elektriğinin yüzde seksen üçünü iki
elin parmaklarını geçmeyecek sayıda özel şirket üretirken, faturalarda
dağıtım bedeli adı altında yurttaşların cebinden zorla alınan paralar
şanslı azınlıklara sunulmaktadır. Bu az sayıdaki ayrıcalıklı özel
şirketlere baktığımızda neredeyse kamulaştırılan sektörlerde ellerini
atmadıkları yer kalmayan Kolin İnşaat, Limak Holding, Cengiz
Holding gibi “Beşli Çete’nin” hâkimiyeti açık bir şekilde
görülmektedir.
Devletten 31 kuruşa alınan elektriğin kW’ı dağıtım şirketleri
tarafından yurttaşlara 137 kuruştan satılmaktadır. Bu kadar yüksek
karlar elde eden elektrik üretim ve dağıtım şirketleri ise Isparta’da ve
birçok şehirde yenileme çalışması yapma gereği bile duymadığından
yurttaşları günlerce soğuğa ve karanlığa mahkûm etmiştir. Isparta’da
soğuktan donarak bir yurttaşımız hayatını kaybetmiştir bu
yurttaşımızın vebali bu çetelerin üzerindedir.
AKP, iktidara geldiği günden itibaren en büyük hayali olan kamu
kaynaklarını yandaşlarına peşkeş çekmesinin sonuçlarını görmekteyiz.
Artık yaşamsal faaliyetlerimizi bile karşılama gücümüz kalmamıştır.
Bu sebeple AKP hükümetinin kendi yandaşlarına sağladığı
imtiyazlara bir an önce vazgeçmelidir.

Yeni yılla birlikte, tekel ürünlerine yapılan yüzde 47 ÖTV ve yüzde
18 KDV’ye bir de zam eklenince, tekel ürünlerine ulaşmak imkânsız
hale gelmiştir.
Yapılan zamlar neticesinde yurttaşların sağlığını bozacak kaçak alkol
ve tütün ürünlerine yönlendirilmektedir.
Kaçak alkolden kaynaklı ölümler son yıllarda katlanarak artmaktadır.
AKP hükümetinin güya yurttaşların sağlığını düşünerek yapmış gibi
gösterdiği bu zamlar yurttaşların sağlıklarını tehlikeye atmaktadır.
Bunun yanı sıra Türkiye’de 3 milyondan fazla insan tekel ürünleri
satarak hayatlarını idame ettirmektedir. Yurttaşların tekel ürünlerinden
uzaklaşmak zorunda kalması bu kadar kişiyi de açlığa terk etmiştir.
Tekel ürünlerine yapılan zamlar yurttaşların hayat tarzlarına doğrudan
bir müdahaledir.” ifadelerini kullandı.
Yoksulluk ve Fukaralık Politikalarına Dur eylemlerinin dördüncüsü
19 Mart 2022 tarihinde Manisa’da devam edeceği açıklandı.