“Susmayacağız, korkmayacağız geri adım atmayacağız”

Mimarlar reddi hâkim talebinde bulundu

 

“Susmayacağız, korkmayacağız geri adım atmayacağız, çünkü biz çok, hem de çok  haklıyız”

 Yönetim kurulu üyeleri kent ve çevre haberi yapan gazeteciye, “Koruma Alanında Emre Madran Basın Ödülü” verdiği için, 25. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanan Mimarlar Odası Ankara Şubesi, düzenlediği basın toplantısında davaya ilişkin son gelişmeleri kamuoyuna aktardı.

Basın toplantısına yargılanan Mimarlar Odası Ankara Şube Yönetim Kurulu üyeleri Tezcan Karakuş Candan, Nihal Evirgen, Muteber Osmanpaşaoğlu’nun kızı Duygu Aslan, Ünal Kara, Özgür Bayramoğlu, Ece Yoltay’ın yanı sıra Mimarlar Odası Ankara Şube Başkan yardımcısı Ali Atakan, Mimarlar Odası Ankara Şube Yönetim Kurulu Üyesi Onur Lami Yalman, Türkiye İnsan Hakları Vakfı’ndan İsmail Poyraz, CHP Çankaya Belediye Meclis Üyesi Hasan Alıcı, 2021 Tüm Emekliler Derneği’nden Melek Güreş, Tiyatro Oyuncuları Meslek Birliği Başkanı Nurkut İlhan, Pir Sultan Abdal Derneği Başkanı Cuma Erçe, Alevi Bektaşi Federasyonu’ndan Elif Keleş O., 2017 Emekliler  Derneği’nden Hüseyin Demirton, Haydar Pınarbaşı, Kınık Köyü Dernek Başkanı Mustafa Farımaz, İğdir Dernek Başkanı Ali Özdemir, Çörmü Köyü Dernek Başkanı Yusuf Mecit, Malatya dernekleri vatandaşlar ve mimarlar katıldı.

Toplantıda, yargılanan yönetim kurulu üyeleri kendilerini tanıtarak eğitimleri ve özgeçmişleri hakkında bilgi verirken kendileriyle dayanışma içinde herkese teşekkür etti.

AOÇ,  Kaçak Saray, TOGO, kamu yararı mücadelesi ve Cumhuriyeti değerlerini savunduğumuz için hedefteyiz

Basın toplantısı Mimarlar Odası Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Üyelerinin Avukatı Turgut Kazan’ın gönderdiği mesajla başladı.

Turgut Kazan mesajında  “Necip Hablemitoğlu cinayetine terör demeyen Ankara Cumhuriyet Savcısı, Atatürk Orman Çiftliğini ,ODTÜ ormanlarını, Saraçoğlu Mahallesi’ni, Cumhuriyet değerlerini savunan, Togo ikiz kuleleri gibi rant terörüne meydan okuyan ve mücadele eden odamız ve yönetim kurulu üyelerini terör örgütü propagandası yapmakla  suçlamaktadır. Kamuoyunun dikkatine sunarım”   diyerek  hukuksuzluğa  ve müvekkillerinin ranta karşı mücadelesinden kaynaklı cezalandırılmak istendiğinin altını çizmiştir.

Turgut Kazan mesajından sonra Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, Mimarlar Odası Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Üyelerinin avukatları Turgut Kazan ve Gökçe Bolat’ın mahkeme başkanı ve üyelerinin tarafsızlığını yitirdikleri gerekçesiyle reddi hakim talebinde bulunduğunu bildirdi.

Candan, Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin verdiği AOÇ ve Kaçak Saray, kamu yararı mücadelesi, TOGO ikiz Kuleleri  gibi rant organizasyonlarına çomak sokması ve Cumhuriyet değerlerinin ve yapılarını savunması nedeniyle hedefte olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi:

“Üçüncü duruşma avukatlarımız açısından bir eşik oluşturdu. Avukatlarımız Turgut Kazan ve Gökçe Bolat, üçüncü duruşma saat 14:00’de başlaması gerekirken bir saat geçtikten sonra ve ancak özel yetkili polis  ekibi geldikten sonra duruşmaya başlanması  ve iddia makamının raporu üzerine mahkeme heyetinin bir diyeceği olmaması, mahkemenin avukatımızın  soruşturmanın genişletilmesi isteğini iletmesine rağmen soruşturmanın genişletilmesi isteğinin reddetmesi,  üstelik ceza isteyen mütalaanın yazılıp hazırlanması (Çünkü bilirkişi raporu gelmişti bizi dinlemeleri gerekirdi) hatta yanlışlıkla savunma yaparsak kendilerinin de mahkumiyet hükmü kuracakları kuşkusu yaratması ve CMK’nın 63. Maddesiyle yasaklanmış olmasına rağmen hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle çözülmesi olanaklı konularda, alakası olmayan bilirkişi görevlendirmesi yapması gerekçeleriyle mahkeme başkanı ve üyelerini CMK7nın 25. Maddesi gereğince reddetti. Bir siyasi karar verileceğini gören ve hâkimin taraflı olduğuna kanaat getiren avukatlarımız reddi hâkim dilekçesini, 25. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı’na iletmişlerdir.”

“Mahkeme tarafsızlığını yitirmiştir”

Candan, 60 yıllık ceza avukatı Turgut Kazan’ın reddi hâkim dilekçesinde yer alan  “Bu yasal ve hukuksal gerekçelere ek olarak 22 Kasım 2022 günlü oturum öncesi yapılanlar ve yaşananlar bizlerde büyük bir kuşku yaratmıştır. Gerçekten daha bilirkişi raporu konusundan tarafların görüşlerini bilmeden, özellikle bizim sunacağımız dilekçeyi görmeden ve ceza yargılamasındaki ‘Sözlülük İlkesi’ gereği bizi dinlemeden, üstelik henüz taraflara soruşturmanın genişletilmesi yolundaki istekleri sorulmadan, cevapları alınmadan iddia makamının da henüz mütalaa hazırlamış olamayacağını düşünmek gerekirken (ne isteneceği bilinmeyen) bir mütalaa için özel görevli bir polis ekibi çağırma ihtiyacı doğmuş olamazdı. 60 yıllık bir mesleki deneyimden ve özellikle içinde yaşadığımız günlerde karşılaştığımız örneklerden biliyoruz ki, özel yetkili güvenlik ekibi çağrılması, inanılmaz bir mütalaa ve mahkûmiyet kararının habercisi sayılır. Hep böyle olmuştur, olmaktadır” ifadelerine de dikkat çekti.