ATATÜRK VE MEHMETÇİK EFSANESİ YARATAN ÇANAKKALE ZAFERİ

ATATÜRK VE MEHMETÇİK EFSANESİ YARATAN

ÇANAKKALE ZAFERİ

 

YAHYA AKSOY

”Karşılıklı siperler arasındaki mesafe 8 metre,yani ölüm kesin.Birinci siperdekiler hiç kurtulmamacasına hepsi
düşüyor,ikinci siperdekiler onların yerine giriyor.Fakat ne imrenilecek bir soğukkanlılık ve tevekülle biliyor musunuz?
Öleni görüyor,üç dakika sonra öleceğini biliyor,en ufak bir duraksama bile göstermiyor.Sarsılmak yok.Bu, Türk
askerindeki ruh kuvvetini gösteren ,hayrete ve teprike değer bir örnektir.Emin olmalısınız ki Çanakkale Savaşını
kazanan bu yüksek ruhtur…/En büyük anıt Mehmetçiğin kendisidir…” (1 ) Atatürk
Çanakkale destanlarının ifade ettiği gibi:“Çanakkale içinde aynalı çarşı,ana ben gidiyom düşmana karşı…/…Ölüm
indirmede gökler, ölü püskürmede yer;/O ne müdhiş tipidir: Savrulur enkâz-ı beşer…/Kafa, göz, gövde, bacak, kol,
çene, parmak, el, ayak,/Boşanır sırtlara, vâdîlere, sağnak sağnak…”
“Gazi,Çanakkale Muharebelerinin sonucunu tayin etmiştir.Bir tümen komutanının üç ayrı yerde kendi insiyatifi ile
giriştiği hareketlerde bir savaşın ve hatta bir ulusun kaderini değiştirecek yücelikte bir zafer kazandığını, tarihte pek
az görülür…” (2 )
“…Çanakkale Harekâtında her iki taraf da hatalar yapmakta idi.Fakat,hata yapmayan bir tek adam vardı: Yarbay
Mustafa kemal.”( 3 )
Çanakkale Savaşı’nda 9 ncu Bölük Kumandanı kahraman Yzb.Mustafa’nın,tarihe not düşen mektubu ; 24 Temmuz
331 (6 Ağustos 1915)’de düşmanın Seddülbahir mıntıkasına taruzunda ikinci hatta bulunan bölüğümün Gaziler
tepesine yetişmek için silaha sarıldıkları bir günde bütün bölüğüme misal olan dört fedakâr neferin menkıbesi:
“ Gün doğarken yüzlerce topların soğuk namlusundan çıkan mermilerin karşısında asabiyetle yumruklarını sıkan
askerim düşman üzerine atılan ve onları yok etmek için dört gözle bekletilmiş ileri hareketin emrini aldı.Gazileri
takviyeye gidiyorduk. Düşmanlardan intikam almak için bütün mevcudiyetleriyle askerlerim ileri atıldılar. Yol
üzerinde her nasılsa düşman mermisinden ateş alan bir sandık cep-hane, yolu bütün kapamış geçmek ihtimalini
müşküllendirmişti. Bu hali gören askerlerimden dört kişi ileri fırladı. Dini, vatanı,milleti için çırpınan buruk kalbleri
civardan topladıkları kum torbalarını omuzlayarak yanan sandık üzerine hemen dördü birden atıldı.İki saniye sonra
sandık torbalar altında kalmış ve yolumuza mani olacak müşkülat ber-taraf edilmişti. Bu dört askerin cesareti
sayesinde İlderesi yolu açıldı.Tam zamanında gazilerde bulunan silah arkadaşlarına yetişmek mümkün oldu. Bu
dört yavrunun azmini değil kurşun, süngüler,toplar bile kesr edemediğinden(durduramadı) kahramanca hareketleri
ecdadımızın tarih-i Osmani’deki menakıbı olarak yadigâr olmak üzere isimlerini anmayı bir görev bilirim. Şarapnalle
yaralanan Ethem onbaşı, Süleyman oğlu Ethem,Mehmet oğlu Recep, Bekir oğlu Mehmet.”(4 )
Ölüm kalım muharebelerinin geçtiği Arıburnu Kanlısırt mevki’inde savunma hattımızı sürekli taciz eden düşman
mitralyözünü susturmak için, Mustafa Çavuş ve iki arkadaşı, kurşun sesleri ve bomba uğultuları arasında gecenin
karanlığında ilerleyerek “mitralyözün bulunduğu siperin içine atlamışlar,birkaç süngü darbesinden sonra büyük bir
baskın olduğunu zanneden düşman dağılmaya başlayınca Mustafa Çavuş mitralyözü omuzlamış ,dönerken
arkadaşı şehit olmuş,göz yaşları içinde,titreyen sesiyle ve kendi şivesiyle “Alun şu uğursuzu,bana pahalıya oturdu”
dedi… 42.A.Kumandanı,imza
“…Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer;/O ne müdhiş tipidir: Savrulur enkâz-ı beşer…/Kafa, göz, gövde,
bacak, kol, çene, parmak, el, ayak,/Boşanır sırtlara, vâdîlere, sağnak sağnak./Saçıyor zırha bürünmüş de o nâmerd
eller…”Mehmet Akif Ersoy-Çanakkale Şehitlerine
İngiliz ve Fransız deniz filosu, Çanakkale girişindeki tabyaları bombardıman etmekteydi. Boğazın savunma düzeni
önemliydi. Türk savunması tabyalara göre tertiplenmişti. Müstahkem Mevki Komutanı Cevat Paşa (Çobanlı) kuvvet
çoğunluğunu Boğazın merkezi olarak düzenledi ve başarılı oldu. Nusret mayın gemisi de kıyıya paralel olarak
mayınları döşedi. 4 Nisan 1915’te Seddülbahir bölgesine çıkan İngilizler’in ateşi süngü hücumuyla püskürtüldü.
Mustafa Kemal o gün akşam yaralananları ziyaret ederken Mehmet Çavuş’un elinde taşla düşmana hücum ettiğini
fark etmiş ve nişanla ödüllendirilmesini teklif etmişti. Efsane “Mehmetçik” ifadesinin buradan doğduğu bazı
kaynaklarda yer almakta.(5)
“Yaşamaz ölümü göze almayan./Zafer, göz yummadan koşana gider./Bayrağa kanının alı çalmayan,/Gözyaşı
boşana boşana gider!/Kazanmak istersen sen de zaferi/Gürleyen sesinle doldur gökleri/Zafer dedikleri kahraman
peri/Susandan kaçar da coşana gider…” (6 )
“Çanakkale harekâtının başlangıcı,İtilaf Devletleri bakımından seferin acı olayıdır.Çünkü, ilk çıkarma anında;
bölgede,deha sahibi genç bir komutan hazır bulunuyordu.Bu komutan olmasaydı,Avustralyalılar ve Yeni
Zelandalılar, pekala hakim bölge Conk Bayrını o sabah ele geçirebilirler ve muharebenin sonucunu daha o zaman
ve o yerde tayin edebilirlerdi…” (7 )

“Şu Boğaz Harbi nedir? Var mı dünyâda eşi?/En kesîf orduların yükleniyor dördü beşi,/Tepeden yol bularak geçmek
için Marmara’ya-/Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya…”
“Son yıllarda Çanakkale’ye gelerek evlatlarının mezarlarını ayinler yaparak ziyaret eden bir anzak anası : ” Bizim
evlatlarımızı, bir büyük baba gibi bağrına basan büyük komutan Mustafa Kemal’i hiç bir zaman
unutmuyoruz.Çanakkale’de yatan evlatlarımız huzur içindedirler.Bizler de huzur içindeyiz” diyor.
“Gazi, eşi olmayan bir muhakeme nuru ve harikulâde bir terkip kudreti ile netice anında daima hakikati buluyordu ve
işte o hakikat ta milletine milletine rehber oluyordu. İlâhi bir kumandanlık,dışarıya karşı hiçbir eziklik göstermeyen
kuvvetli bir seciye,hiçbir mesuliyetten irkilmeyen bir cesaret ve hiçbir engelin; yürüdüğü istikâmetten ayrılamayacağı
bir sebat,Kararlarında dahiyane bir yanılmamazlık; işte Kemalist ihtilâl tarihinin tetkiki hissiyatını cezp edecek bir
tarzdır…” (8)
Atatürk’ün en yakın silah arkadaşı seçkin bir komutan ve devlet adamı ikinci Cumhurbaşkanımız İsmet
İnönü’ye(1884-1973) göre;”Atatürk’ün büyük vasıfları vardır. Karar sahibidir,kararları açıktır ve bir defa karar
verdikten sonra,onu uygulamak için kişiliği çok etkileyicidir…Muharebe meydanında yürütmek istediği muharebe
şeklini,tertipleri,en uzak yerlerde bulunan askere kadar duyurur;onun üzerinde kendi iradesini ve azmini mutlaka
sirayet ettirirdi.Bu,bir kumandan için en büyük niteliklerden biridir…”
“Tarihte Çanakkale/ Savaşı, bir dizi yenilgi ve başarısızlıklardan sonra gelen büyük bir zaferdir./
Çanakkale/Gelibolu/Anafartalar Savaşları Türk Milletine bir “Mustafa Kemal” çıkarmıştır…/Türk halkı için yeni bir
devrin ve hatta yeni bir çağın başlangıcını teşkil eden bir “Ulusal Milat”tır./Tarihe bizim”Çanakkale Geçilemez” ve
onların”Çanakkale Geçilemedi” deyimini yazdıran bu savaş yeni bir Türkiye’nin kuruluş harcıdır.( 9)
“… Çanakkale içinde aynalı çarşı, ana ben gidiyom düşmana karşı …”ve “…Ey şehîd oğlu şehîd, isteme benden
makber,/Sana âgûşunu açmış duruyor Peygamber.”
“…Dünyanın hiç bir ordusunda, yüreği seninkinden daha temiz; daha sağlam bir askere rasgelinmemiştir.Her
zaferin mayası sendedir; her zaferin en büyük payı senindir.Kanaatinle, imanınla,itaatinle hiçbir korkunun
yıldıramadığı demir gibi pâk kalbinle düşmanı alteden büyük gayretin için minnet ve şükranımı söylemeyi nefsime
pek aziz bir borç bildim. Sizin gibi kumandanları, zabitleri,neferleri olan bir millete,yad elleri altında köle olmak
mümkün değildir…”Başkumandan Mustafa Kemal- 20 eylül 1921
”Atatürk’ün on beş yıl gibi kısa bir sürede eriştiği başarılar,bütün dünya karşısında kendi başına bir tarihtir.Yeni
Türkiye ise çalışmanın, gelişmenin,güçlülüğün ve yarına inancın şerefli bir örneğidir.”(10)
Çanakkale Boğazı’nın güney bölgesinde,bu günkü adıyla Hisarlık Tepesine kurulan ve ünlü tarihçi Homeros’un
İlyada Destanı’na konu olan ve İ.Ö.1200 yıllarında Akhalar’ın saldırısına uğrayan efsane Troya kenti, Çanakkale’yi
geçilmez yapan 18 Mart 1915 Çanakkale Zaferi ile “Destan Abide” olarak , yepyeni bir efsane haline gelmiştir…
“Atatürk,her şeyden önce,bir efsane yaratmıştı. kahramanlara susamış olan bu ülkeye öyle bir inanç getirmişti ki,
küçük bir çocuğun elini sıkacak olsa; çocuk,-sihri kaçmasın diye- haftalarca bu eli yıkamazdı.”Lord Kınross(Atatürk –
Bir Milletin Yeniden Doğuşu-Sf.546)
“ Gerçek ne kadar acı olursa olsun ,olduğu gibi kabul edilmelidir../..Benimle beraber burada muharebe eden bütün
asker arkadaşlarım, düşmanı tamamen denize dökmedikçe yorgunluk belirtileri göstermeyeceklerine şüphem
yoktur, ” diyen, akla dayalı muhakemenin, cesaretin, sezgi ve sorumluluk duygusu sahibi Komutan Gazi Mustafa
Kemal ve sabır, metanet,disiplin,itaat sahibi,kalbi vatan sevgisi ile dolu kahraman Mehmetçikler, deniz ve kara
savaşlarında efsane yarattılar. Mehmetçik Mustafa Kemal’dir sözünü tarihe yazdılar. Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın “
Çanakkale yeni Türkiye’nin önsözü” dediği ,Atatürk ve Mehmetçik Efsanesi yaratan Çanakkale Zaferi,tam
bağımsızlık yolunda Kurtuluş Savaşı’nın kadrosunu yaratmış,Cumhuriyete giden aydınlık yolu açmıştır. Türk
Ulusu’nun gurur ve güven kaynağı bir büyük Zafer Abidesi olarak bütün görkemiyle en yücelerde, tarihlerde,
gönüllerde aziz ve seçkin yerini almıştır.
Efsane Çanakkale Zaferi’nin 108.yılını derin bir tarih bilinci ile gururla kutlarken ,savaşı barış için yaparak destan
yaratan Komutan Mustafa Kemal başta olmak üzere,efsane yaratan Mehmetçiklerimizi, 215 kilo ağırlığındaki top
mermisini sırtlayarak,topun namlusuna süren kahraman Seyit Onbaşı’yı, yüzbaşı Sırrı Beyi, Akbaş Şehitlerini, 57.
Piyade Alayı şehitlerini , kınalı Hasanları,dedelerimizi ve yüzlerce liseli, üniversiteli şehitlerimizi rahmetle,
gazilerimizi minnetle ve saygı ile anıyoruz. “Toprak, uğrunda ölen varsa vatandır” diyerek sonsuza dek anacağız.
——- 1-Gazi Mustafa Kemal Atatürk(57 nci Alayın Conkbayırı’ndaki taarruzu), 2 – Aspınall oglander (İng.general), 3- Frank Knight,Batılı yazar, 4-Destan ve Abide Çanakkale,KTB.y.s.37, 5-
Ahmet Yavuz,Başkomutan-Emsalsiz lider,2021,s.83, 6- Faruk Nafiz Çamlıbel,Çanakkale Destanı, 7- Alan Moorehead,Avustralyalı tarihçi, 8–E.Bnb oto Welsch,Türk İstiklâl Harbi’ni Başaran
Yüksek Fikir,Belgelerle Türk Tarihi,s.104, 9-Hanri Benzus, 10 – Dr.Hüber Renihard(Alm.)Yeni Türkiye-Avrupa’ya Giden Yol,1943,s.21-39.