“SEÇİME GİDERKEN VATANDAŞ AKILLARINA GELDİ”

MANSUR YAVAŞ VE MİLLET İTTİFAKI LİDERLERİ KAYSERİ’DE

 

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu Kayseri’de vatandaşlarla buluştu.

 

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, 14 Mayıs’ta gerçekleşecek Cumhurbaşkanlığı Seçimleri öncesinde il il gezmeye ve vatandaşlarla buluşmaya devam ediyor.

Mansur Yavaş; Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ve Millet İttifakı’nın 13’üncü Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte Kayseri’de halkla buluştu.

 

YAVAŞ: “KAYSERİ KARARINI VERMİŞ”

Kayseri Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen mitingde halkın coşkulu alkışlarıyla sahneye çıkan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, “Kayseri karar vermiş ve inşallah yeni bir dönemi başlatacak. 14 Mayıs’ta bir seçime gidiyoruz. 65 milyon seçmen kararını verecek. Bir sonuç çıkacak ve daha sonra hayat devam edecek. İnsanlar 21 yıldır ülkemizi yöneten iktidarın devamına mı yoksa yeni bir dönemin başlayıp başlamayacağına karar verecek. Halkın iradesidir. Sandıktan ne çıkarsa çıksın mutlaka saygı duymalıyız. Sanki iktidar giderse darbe olur gibi saçma sapan söylemler başladı. Sayın Genel Başkanımız, kendisine oy vermeyenlerle ilgili tek kelime kötü bir şey söylemedi. Madem artık bahar gelecek, dillerimiz güzelleşerek değişecek. Bundan sonra nefret siyasetini bitireceğiz” diye konuştu.

Seçimlerle ilgili ‘işgal kuvvetleri ile istiklal kuvvetlerinin mücadelesi’ benzetmelerinin yapıldığını belirten Yavaş, “İHA ve SİHA’ları ortadan kaldıracaklar, operasyonları bitirecekler, diyorlar. ‘Ertesi gün şampanya ile mi kutlanacak şükür namazı mı kılınacak’ diyerek toplumu ayrıştırıyorlar. Biz, Ankara’mızı rant işgalinden kurtardığımız gecenin sabahı Hacı Bayram Veli’ye gittik şükür namazı kıldık ve ‘Bismillah’ diyerek başladık. Sadece kendinizi Müslüman sanmanın anlamı nedir? Nedir bu dil? Bu söylemleri gittikçe artırıyorlar” dedi.

 

“SEÇİME GİDERKEN VATANDAŞ AKILLARINA GELDİ”

2019 yılında gerçekleşen Yerel Seçimlerde yaşananları da hatırlatan Mansur Yavaş, şöyle konuştu:

“Ankara’yı parsel parsel satanlar, türlü iftiralar attılar. ‘İşçileri işten çıkaracak’ dediler, çıkarmadık. ‘Sosyal yardımları kesecek’ dediler, kesmedik. Kırsal kalkınmada çok büyük iyileştirmeler yaptık. Onların iddia ettiği hiçbir şey olmadı. T.C. tabelalarını söktükleri yerlere geri astık. Ekrem Bey’in ikinci seçimlerinde ‘İstanbul düşerse Kudüs düşer’ dediler, ‘Binali mi Sisi mi’ diye sordular. Sonra gidip Sisi ile el sıkıştılar. Ne Kudüs düştü ne de Mekke düştü. Yetmedi, yedek kuvvetleri sahneye çıkardılar. İmralı’dan mektup getirdiler. Söyleyecek sözü kalmayanların iftiradan başka malzemesi yok. Ekonominin geldiği durumdan dolayı ekonomi konuşulmasın istiyorlar.”

Cumhur İttifakı’nın çeşitli açıklamalarla gündemi değiştirmeye çalıştığını ifade eden Yavaş, “21 yıl sonra geldiğimiz durum ortada… Biz Ankara’da kimseyi üşütmüyoruz, aç ve açıkta bırakmıyoruz. Seçime giderken vatandaş akıllarına geldi. Siz neden yapmadınız şimdiye kadar? Hiçbir zaman silahlı kuvvetlerimiz, camilerimiz siyasete alet edilmemişti. Şu anda çaresizlikten her şeyi yapıyorlar. Denenmişi denemenin hiçbir anlamı yok” dedi.

 

“OY VERDİ VERMEDİ KAVGASI BİTECEK”

Türkiye’nin artık huzura ihtiyacı olduğuna dikkat çeken Yavaş, “Uzun yıllardır hakaret dinliyoruz. Kendileri gibi düşünmeyenler hain… Kendilerine oy vermeyenler terörist… Bunlarda hiç kabahat yok” ifadelerini kullandı.

“Ahlaksızca sözlerin bir tanesine de dün tanık olduk” diyen Mansur Yavaş, eski Ankara Büyükşehir Belediye Başkanının danışmanının İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener hakkında söylediklerine “Allah kahretsin sizi, başka malzemeniz mi kalmadı?” diyerek tepki gösterdi.

Yavaş, konuşmasını şöyle tamamladı:

“Bizi terör örgütleriyle suçlayanlara ‘Hadi oradan’ deyin. Çakarlı arabalarından vazgeçemiyorlar. Başkalarını şampanya ile ötekileştirenler pudra şekerleri ile lüks ciplerde geziyor. Vatandaşı düşünen kalmadı. Kendileri başka bir evrende yaşıyor, milletimiz başka bir evrende yaşıyor. Farklı görüşlerin bir araya gelmesi çok güzel bir olay. Bundan sonra kimseyle kavga etmeyeceğiz. Nasıl Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığına seçildiğimiz gün rozetimizi çıkarıp herkese eşit hizmet vermeye başladıysak, bundan sonra da cebinde Türkiye Cumhuriyeti kimliği olan herkese eşit hizmet edilecek. Oy verdi vermedi kavgası bitecek. Türkiye’nin huzura ihtiyacı var. İnşallah bu huzur gelecek.”

 

KARAMOLLAOĞLU: “15 MAYIS’TAN SONRA YAŞANABİLİR BİR TÜRKİYE KURULACAK”

Yavaş’ın ardından sahneye çıkan Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu da 15 gün sonraki seçimleri işaret ederek şunları kaydetti:

“Sayın Cumhurbaşkanı 21 yıldır görevde bulunuyor. Aslında Anayasa izin vermemesine rağmen oluşturulan algı neticesinde ‘Bir 5 yıl daha verin bana, Türkiye’yi uçuracağım’ dedi. Geçmişte de söylemişti. Türkiye bazı yerlerde uçtu ama konacak bir alan bulamıyor. Yapılanları inkâr etmiyoruz ama sırtımıza bir kambur yüklediler. Biz memleketimizi yaşanabilir bir ülke haline getirmek istiyoruz. Ben Sayın Kılıçdaroğlu’na güveniyorum. 15 Mayıs’tan sonra yaşanabilir bir Türkiye kurulacak. Biz harama el uzatmayız. Hiçbir zaman yetim malı yemeyiz. Adil olmak ne demek bu hükümet anlamadı. 21 sene geçti bazen dillerine alıyorlar ama ne demek olduğunu maalesef bilmiyorlar. Biz adaleti 15 Mayıs’tan sonra tesis edeceğiz. Parsel parsel gidiyor memleketimiz. Tarlalar bile satılıyor. Seçimden sonra zaferimizi kutlamak üzere buluşma temennisiyle size veda ediyorum.”

 

BABACAN: “ENFLASYON EN BÜYÜK HIRSIZLIKTIR. MODERN HIRSIZLIĞIN ADIDIR”

“Huzurun şehri merhaba” diyerek sözlerine başlayan DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ise şunları söyledi:

“Enflasyon yoluyla bütün milletin cebinden çalıyorlar. Enflasyon en büyük hırsızlıktır. Modern hırsızlığın adıdır. Enflasyon yoluyla milletin cebinden topladığı parayı bir avuç zenginin varlığına varlık yapmak için kullanıyorlar. Yeni ekonomik model dedikler bu. İçimiz kan ağlıyor, çok üzülüyoruz. Gençler ülkemizin yarını değil bugünü… Bu yüksek teknoloji fiyatlarıyla gençlerimizin karşı karşıya bırakılmasına itirazımız var. Biz bu imkânları sağlamak zorundayız. İnanın çok hızlı toparlanacağız. Siz bize destek vereceksiniz, inşallah halledeceğiz. Endişeye mahal yok. Birleşe birleşe kazanacağız. Çok yakın… Sayın Kılıçdaroğlu seçildiği gün 86 milyonun cumhurbaşkanı olacak bunu göreceğiz inşallah. Yepyeni başarılara koşacağız. Tatile gitmek, ev araba almak hayal olmaktan çıkacak. Vatandaşlarımızın satın alma gücü yükselecek. Bütün Türkiye’de güveni inşa ederek kazanacağız. Haydi berekete, haydi özgürlüğe, haydi zenginliğe…”

 

KILIÇDAROĞLU: “DEVLET SOYGUNCULARA HİZMET ETMEZ”

Millet İttifakı’nın 13’üncü Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Gençler, halkın iktidarını istiyor musunuz o zaman çalışacağız” sözleriyle başladığı konuşmasına şöyle devam etti:

“Çok sayıda insan yoksulluğa, fakirliğe mahkum edildi, bunu beraber değiştirmek zorundayız. Türkiye sadece üreten değil aynı zamanda dünyayla rekabet eden bir ülke haline gelecek. Teknolojide önemli adımlar atan bir Türkiye… Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün hayallerini gerçekleştireceğiz. Hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği güzel bir Türkiye inşa edeceğiz, göreceksiniz siz bunu. 5’li çetelerin at koşturduğu bir Türkiye değil, herkesin caddelerinde sokaklarında huzur içinde gezdiği bir Türkiye inşa edeceğiz. Devlet soygunculara hizmet etmez. Soygunculara hizmet eden bir devlet anlayışından vatandaşlarına hizmet eden bir devlet anlayışına doğru beraber geleceğiz. Bu ülkeye baharı, kardeşliği, huzuru getireceğim. Göreceksiniz Türkiye kucaklaşacak. Dünya siyaset tarihine güzel bir armağan bırakacak. Demokrasi hoşgörü rejimidir. İnsanların bir onuru vardır, o onurun korunması lazım. Yoksul birinin ayıbı devleti yönetenlere aittir. Devleti yönetenlerin adaletle devleti yönetmelerini istiyoruz. Siyaset zenginleşme alanı değildir. Bir kişi siyasetle zenginleşiyorsa bilin ki malı götürüyordur. Siyaset halka hizmet etme aracıdır. Zenginleşme aracı değildir. Bu milletten çalınanın tamamını getireceğim. Kul hakkı yemedim, kul hakkı yedirmeyeceğim. Hiç kimsenin önünde diz çökmeyeceğiz biz. İnanın bu ülkeye ahlakı, erdemi, güzelliği getireceğiz. İnanın yolsuzlukları bitireceğiz. Size hizmet etmenin onurunu bahşederseniz, size onuruyla hizmet edeceğim. Gururla hizmet edeceğim. Hiçbir vatandaşın yüzünü yere eğdirmeyeceğim. Ülkenin itibarını, saygınlığını her noktada koruyacağım.”