”İKTİDARIN SEÇİM VAATLERİNİN PEŞİNDEYİZ!”

TÜİK’İN MANİPÜLASYONLU RAKAMLARINA KANMIYORUZ
VE İKTİDARIN SEÇİM VAATLERİNİN PEŞİNDEYİZ!

Ülke, AKP iktidarının uzun süredir yanlış ekonomi politikalarının derin sancılarını yaşamaktadır.
Hükümet bir yandan seçim öncesi uyguladığı telafi edici politikalarıyla diğer yanda da seçim sonrasına dönük
vaatleriyle seçmenlerin desteğini kazanarak ülkeyi 5 yıl daha yönetme yetkisi almıştır. Ancak ekonomik sıkıntının ve
yaygın ifadeyle “boş tencere”nin durumu ne olacaktır.
AKP iktidarında uzun yıllar görev yapan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, bugünkü tablonun
sorumlularından biridir. Emekçilerin çıkar ve beklentileri Şimşek’in politikalarıyla taban tabana zıttır.
İşçileri, memurları ve emeklileri zor günler beklemektedir. AKP iktidarı bir kez daha krizin faturasını işçiye ve
memura kesmeye hazırlanmaktadır.
Gerçek piyasa fiyatlarını yansıtmak yerine rakamlarla oynama enstitüsü gibi çalışan TÜİK’in bugün açıkladığı
verilere göre enflasyon mayısta aylık bazda sadece yüzde 0,04 artarken yıllık bazda yüzde 39,59'a gerilemiştir. Seçim
döneminde “doğalgaz bulunduğu için” 1 ay doğalgazın ücretsiz kullanılmasını müjde olarak sunan hükümet, doğalgazı
da enflasyon hesaplamasını dahil etmiş ve bu yolla enflasyonu daha da düşük göstermiştir. Yani bu rakamlara göre zam
alacak işçi ve emekçi, aslında Cumhur İttifakı’nın ‘seçim jesti’ olan doğalgaz hamlesini cebinden ödemiştir.
Marketlerde günlük fiyat değişikliği yaşanmaktadır. Yurttaşların ezici çoğunluğu pazarda meyve sebzeyi taneyle
almaktadır. Kırmızı ve beyaz et tüketimi hanelerin çoğu için artık lüks tüketim haline gelmiştir. Ülke tarihinde ilk kez
beyaz peynirin kilosu gram altını sollamıştır. Ülke genelinde kira ortalaması 7 bin liraya yaklaşmışken aylık enflasyonun
yüzde 0.04 arttığını söylemek, açıkça aklımızla alay etmektir.
Halkın gerçek enflasyonunu Konfederasyonumuz Bileşik Kamu-İş’in her ay açıkladığı rakamlar ortaya
koymaktadır. Mayıs ayında 4 kişilik bir aile için açlık sınırı 12 bin liraya dayanmış, yoksulluk sınırı ise 31 bin liraya
aşmaktadır.
Ülkenin çalışan nüfusunun büyük çoğunluğu kaçınılmaz mutfak harcamalarından olan yumurta ve sütü savaş
zamanlarındaki gibi hesaplayarak almaktadır. Marketlerde bebek mamaları artık özel alarmlarla satılmakta, birçok evde
anneler ufacık bebelere su muhallebisinden yalancı mama yapmak zorunda kalmaktadır. Gerçek, kamu emekçilerinin
yüzde 90’ından fazlasının kredi ve kredi kartı borcuna batmış olduğudur.
Bu tabloya rağmen enflasyonu düşük göstererek memura ödenecek enflasyon farkını komik bir rakam olarak
belirlemek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın seçim öncesinde mitinglerde çok kez sarf ettiği “Yaşadığınız
sıkıntıları biliyoruz ve biz çözeceğiz” sözüyle çelişmektedir.

 

Ayrıca açıklanan bu gerçekdışı enflasyon oranı, tepe taklak giden ekonominin başına getirilen ve adeta kurtarıcı
gibi sunulan yeni Ekonomi Bakanı Mehmet Şimşek’in de bakanlığının ilk gününde söylediği “makro ekonomiyi
rahatlatma” sözünün mealini ortaya koymuştur. Ülkenin çalışan nüfusunun ağır geçim sıkıntısını “mikro” olarak
görenlerin, patronları rahatlatmak için işçi ve emekçiye kemer sıktırmaya hazırlananların bilmesi gereken şudur ki;
üretenlerin, emek verenlerin nefes alamadığı bir ülke ekonomisinin düzlüğe çıkma imkanı yoktur.
Kamu emekçilerinin haklarının savunucusu olan Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak uyarıyoruz:
 Seçim öncesinde en düşük memur maaşının 22 bin lira olacağına dair verilen vaadin peşindeyiz.
 TÜİK’in aksine gerçek enflasyonun da onun yol açtığı tahribatın da peşindeyiz. Bu ağır tablonun yalanlarla
kamufle edilmesine geçit vermeyeceğiz!

MEHMET YEŞİLDAĞ
Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu

Genel Başkanı