”Deprem öncesinde alınan önlem ve farkındalık yeterli değil ”

“Sektörümüz Afet ve Felaketlere Karşı Kalkan Görevi Üstlenmekte”

Ülkemiz deprem kuşağında yer alması nedeniyle deprem riski en yüksek olan ülkelerden biri. Depremin gerçekleşmesini her ne kadar önleyemesek de depremlerden önce alınabilecek önlemler ile depremin yaratacağı maddi kayıpların önüne büyük oranda geçebiliriz. Bu noktada deprem riskine karşı bireysel olarak alınabilecek en büyük önlemlerden biri Zorunlu Deprem Sigortası olmakta.

Zorunlu Deprem Sigortası sayesinde, deprem sonrasında maddi kayıpların telafisinin sağlanıp yaşamın normale dönmesine hızlıca katkı sağlanabildiğini belirten Doğa Sigorta Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Kırmızı, “Yaşanan acıları dindiremesek de sigorta sektörü olarak deprem sonrası maddi kıymetlerin tekrar yerine konması ve yaraların sarılarak hayatın normale dönmesi için var gücümüzle çalışıyoruz. Bu noktada sigorta bilincinin gelişmesi de elbette çok önemli. Türkiye genelinde 20 milyon 32 bin adet konut olmasına karşın düzenlenmesi zorunlu olan Zorunlu Deprem Sigortası’nın sigortalılık oranı sadece %58 seviyesinde yer alıyor. Sigortanın sadece afet yaşandığında değil her zaman ihtiyaç duyulacak bir gereklilik olduğu unutulmamalı” açıklamasında bulundu.

Kahramanmaraş merkezli yaşanan ve 11 ilde büyük yıkıma sebep olan deprem felaketi ardından sigorta sektörünün önemli bir sınav verdiğini, hasarların süratle tespit ve ödemelerini gerçekleştirerek, sigortanın gerekliliği ve gücünü bir kez daha ispatladığına değinen Kırmızı, Zorunlu Deprem Sigortası haricinde kişilerin olası doğal afetlere karşı yuvalarını sigorta güvencesi ile maddi hasarlara karşı koruyabilecekleri konut sigortasını da yaptırmaları gerekliliğine de dikkat çekti. “Ülkemizde sadece deprem değil iklim değişikliğinin sebep olduğu doğal afetlerin sayısı da arttı. İklim değişikliğinin beraberinde getirdiği birçok riskin olduğunu görüyoruz. Yakın zamanda Adıyaman-Şanlıurfa’da meydana gelen sel felaketine bağlı olarak 3 bin 154 kişinin konut, iş yeri, araç ve muhtelif ev eşyası zarar gördü. Zonguldak, Düzce, Bartın ve Karabük başta olmak üzere birçok ilde sel felaketleri yaşandı. Bu gibi felaketlerin kayıplarına karşı kalkan görevi gören sektörümüz, felaketler sonucu ortaya çıkan kayıpların etkilerini azaltarak varlıkları korumaya yardımcı oluyor. Bu noktada konut sigortası yaptırmak da büyük bir önem taşıyor” dedi.

“Deprem gerçeği ile yaşamaya alışmış bir ülke olsak da geçmişte ve günümüzde yaşanan acılara rağmen deprem öncesinde alınan önlem ve farkındalığın yeterli olmadığını üzülerek görüyoruz. Son yıllarda deprem ve diğer iklim felaketlerini sıkça yaşayan bir ülke olmamıza rağmen afet bilincinde ve sigortalılık oranlarında istikrarlı farkındalık ve planlamalar geliştirilmesi gerektiğini görüyoruz. Afetlerin ardından, sigorta sektöründe kısa süreli olarak penetrasyon artışı yaşansa da bu ivmenin kısa süreli olduğunu gözlemliyoruz. Endüstriyel tesislerin her dönemde poliçe yenilemelerini düzenli şekilde yaptırdıklarını görüyoruz. Ancak KOBİ ve konutlarda aynı istikrar ve farkındalık söz konusu değil. Ekonomik gelişmelere bağlı olarak, KOBİ’lerde poliçe yenileme oranlarının değişken bir seyir içinde olduğunu görüyoruz. Konutlarda ise olması gerekenin altında olmakla beraber küçük oranlarda adetsel yenileme artışı görülüyor” şeklinde sözlerine devam etti.

.