“Öğretmenler mevsimlik işçi gibi görünüyor”

Öğretmenlerden ‘taban maaş geri gelsin’ talebi

Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası Yürütme Kurulu Üyesi Arzu Başer, öğretmenlerin ‘taban maaş’ haklarının ellerinden alındığını belirterek, “Düşük ücretin dışında uzun çalışma saatleri, angaryalar, mobbing artık bir sektör haline gelen eğitim alanında genelleşmiş durumda” dedi.

Eğitimin ticari bir nesne haline gelmesiyle birlikte özel sektör öğretmenleri düşük maaş, uzun çalışma saatleri, angarya işler ve mobbing ile baş başa kaldı. Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası Yürütme Kurulu Üyesi Arzu Başer, öğretmenlerin ‘taban maaş’ hakkının bir yasa değişikliğiyle ellerinden alındıklarını belirterek, “Eğitim emekçilerinin alacakları ücret patronların insafına bırakıldı, sonuç ortada. Bugün özel okullarda açlık sınırı üzerinde ücret almak bile bir lüks. Biz eğitim emekçileri için insanca yaşanabilecek bir ücret; yani barınma, beslenme, eğitim, sağlık gibi temel ihtiyaçlarını karşılarken zorlanmayacakları, sosyal ve kültürel ihtiyaçlarına maddi kaynak ayırmalarına yetecek bir ücret istiyoruz” dedi.

Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası Yürütme Kurulu Üyesi Arzu Başer, 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde özel sektör öğretmenlerinin yaşadığı sorunları ve taleplerini Elips Haber’den Deniz Dalgıç’a anlattı. Taban maaş hakkının yeniden yasalaşmasını istediklerini belirten Başer, “Özel sektörde çalışmak zorunda kalan öğretmenler ciddi bir sömürünün içine itiliyor. Şu an özel sektörde durum öyle bir hale geldi ki asgari ücret neredeyse genel bir ücrete dönüştü. 2014 yılına kadar özel okullarda çalışan öğretmenler kamudaki meslektaşlarıyla aynı ücreti alıyorlardı, taban maaş hakkı bir yasa değişikliğiyle elimizden alındı ve o andan itibaren eğitim emekçilerinin alacakları ücret patronların insafına bırakıldı. Bugün hala taban maaş hakkımızı geri kazanmak için mücadele yürütüyoruz” ifadelerini kullandı.

“Uzun çalışma saatleri, angaryalar, mobbing”

Özel sektör öğretmenlerin karşılaştığı zorlukların sadece düşük ücretlerle sınırlı kalmadığını dile getiren Başer, “Uzun çalışma saatleri, angaryalar, mobbing artık bir sektör haline gelen eğitim alanında iyice genelleşmiş durumda. 6 gün 45-60 saatleri bulan bir yoğunlukla çalışıyoruz, ama tabii ki ek mesai ücretinizi ödeyen bir patronla hemen hemen hiçbir yerde karşılaşamazsınız. İşinizi bitirip gittiğinizde de kimi patronlar size velilerle görüşmek, kurumun reklamını yapmak, sosyal medya gönderisi paylaşmak gibi ödevler verir” dedi.

“Öğretmenler mevsimlik işçi gibi görünüyor”

Öğretmenlerinin izin ve tatil haklarının gasp edildiğine dikkati çeken Başer, “Patronlar, öğretmenleri 10 aylık çalıştırabileceği mevsimlik işçiler gibi görüyor. Öğretmen arkadaşlarımız hep belirsiz bir geleceğin kıskacında, her sene iş durumunun ne olacağının kaygısını taşıyor. Bu eğitimin sürekliliğine de bir darbe vuruyor elbette. Sektörde inanılmaz bir sirkülasyon söz konusu. Velilerimiz özel okullara kaliteli bir eğitim beklentisiyle her yıl devasa bir servet aktarıyor. Özel okul patronları ışıltılı mekanlarla çok güzel göz boyayabiliyorlar, ama o mekanları asıl var eden eğitim emekçilerinin hayatlarının hemen her anını geçim kaygısıyla yaşadıklarını unutmasınlar. Asgari ücrete veya biraz üzerinde bir ücrete çalışan bir eğitim emekçisinin bütün özverisine rağmen maalesef önceliğinin kaliteli bir eğitim verebilmesi zor. En başta derin bir mutsuzluk, geleceğe dair bir endişe söz konusu. Dolayısıyla velilerimiz verdiğimiz mücadelenin sadece bizim için bir hak mücadelesi olmadığını bilmeliler” diye konuştu.

“Taban maaş hakkı için kurulduğumuzdan bu yana yoğun bir kampanya yürütüyoruz. Yeri geldi yoğun bir polis şiddetine maruz kaldık, yeri geldi gözaltına alındık. Ancak bu talebimizden vazgeçmeyeceğiz” diyen Başer, özel sektör öğretmenlerinin talepleriyle ilgili olarak ayrıca şunları söyledi: “Bir diğer talebimizse sendikal örgütlenmenin önündeki yasal engellerin kaldırılması yönünde. İş kolu barajı bu engellerden birisi. Özel sektör öğretmenlerinin içerisinde bulunduğu 10 no’lu torba işkolunun olağanüstü genişliği sendikal haklarımızı kullanmayı olanaksız hale getiriyor. Öğretmeninden ofis çalışanlarına kadar bütün özel okul emekçilerini kapsayacak Eğitim-Öğretim ve Bilim iş kolunu talep ediyoruz.”

Kaynak: https://www.elipshaber.com