NEVZAT AKSOY
HAYATIN İDRAKİNDE OLMAYAN İNSAN
Değerli okuyucularımız, Gittikçe insanlar arasında bir soğukluğun baş gösterdiği ve zamanın sınırlı olduğu gerçeğinin farkında olmayan bir insanlığın en üst sınırını yaşıyoruz.
Zaman hızla akıp giderken ve ömrümüzü tüketirken, bizler de bu akışa kapılıp gidiyoruz. Ancak bu gafletten bir türlü kendimizi alıkoyamıyoruz. Sanki bir rüyadayız; başımızdan geçen olaylar, hayat akışımız bir film şeridi gibi gözlerimizin önünden geçiyor. Uyanamayan bir devrin insanları gibiyiz. Ancak büyük bir musibetle, ölümle veya felaketle karşılaştığımızda kısa süreliğine de olsa kendimizi sorguluyor, hayatın ve yaşamın idrakine varıyoruz. Fakat bu farkındalık çoğunlukla kısa süreli oluyor. Yaşamımızdan ve insanlığımızdan bizden alınan şeyleri kaybettiğimizde anlıyor, ancak sonra tekrar unutuyoruz.
Sanki tüm uzuvlarımız işlevini yitiriyor, yaşamlarımızın farkında olmadan zarar ve ziyanla dolu bir sürecin içine hapsoluyoruz. Kendimizde olmadığımız için, her uyanışımızda büyük pişmanlıklarla ve “keşke”lerle teselli buluyoruz.
Acaba bize ne oldu? İnsanlık olarak nereye savruluyoruz? Kendimizi frenleyemeyecek kadar genetik olarak işlevselliğimizi mi kaybettik?
İşte bu sorulara cevap aramak, insanlığın gidişatının normal bir seviyeye ulaşmasını isteyen bir anlayışla hareket etmek zorundayız. “Bize ne oluyor?” sorusunu kendimize sorup, farkında olduğumuz bir yaşam sürmenin telafisi için dert edinmeli miyiz?
Tamamen maddiyat ve çıkar esaslı bir hayatı benimsediğimiz için, hayatın gayesi ve anlamı olan maneviyat dünyamızı ihmal ediyor, büyük bir zarar ve ziyan içinde kayboluyoruz. Bugün eğer büyük bir zarar ve ziyan içindeysek, bunun sebebini başka yerlerde aramamalıyız. Eğer bu can ve beden bize emanet olarak verilmişse, onu kiraya veren bir anlayışla değil, soran, sorgulayan ve idrak eden bir bakış açısıyla değerlendirmeliyiz.
Kendi bilincimize varmadıkça, yaşamın, insanlığın ve zamanın farkındalığını yakalayamayız. Zaman bizden çalmadan, biz zamanın kıymetini ve idrakini anlayalım ki insanlığımızdan çalınan bir devrin insanları olmayalım.