Davutoğlu’ndan 10 maddelik ‘Terörle Mücadele Eylem Planı’

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Mardin Artuklu Üniversitesi’nde ‘master plan’ olarak isimlendirilen Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesi için 10 ana başlıktan oluşan ‘Terörle Mücadele Eylem Planı’nı açıkladı. Davutoğlu’nun açıkladığı 10 maddelik eylem planı şöyle:

PSİKOLOJİK UNSUR

Bu dönemde, geçmişte olduğu gibi millet vicdanı ve hikmetiyle devlet aklını birleştireceğiz. Millet ve devlet arasındaki farklar tümüyle ortadan kalkacak, parçalayıcı ulusçuluk anlayışı yerine birleştirici bütünleştirici millet anlayışı ve insan odaklı devlet anlayışını yerleştireceğiz. Meşru güç kullanma yetkisi sadece halktan yetki alanlardadır. Ama hesap verilir, her demokratik güç kullanan da hesap vermeye hazır olacak. Biz hesap makamıyız. Korkmuyoruz çekinmiyoruz, İşte ben burdayım. Her türlü hesabı vermeye hazırım. Ama milletten hesap sormak isteyenlere de hesap sormaya muktediriz..

KAMU DÜZENİ İNŞASI

Kamu düzenini kim tehdit ederse, hangi gerekçeyle olursa olsun. İster DAEŞ örneğinde olduğu gibi Sünni, dindar vatandaşlarımızın hislerini istismar etmek için, ister PKK bölücü terör örgütünde olduğu gibi Kürt vatandaşlarımızın, isterse DHKP-C’de olduğu gibi Alevi vatandaşlarımızın hisleri üzerinden terör yapmak isteyen kim olursa olsun mutlak surette durdurulacak ve engellenecektir. Bakınız kamu düzeni dedim, 12 Eylül devlet otoritesi diyordu. Ben kamu düzeni diyorum. Çünkü kamu hepimiziz, kamu hep beraber biziz. Sıradan bir devlet gücünden bahsetmiyorum, hepimizin özgürlüğünü, güvenliğini, hayatını, onurunu, teminat altına alan bir kamu düzeninden bahsediyorum. Hep beraber birlikte inşa ettiğimiz bir düzen. Birinin kurup diğerine dikte ettiği bir düzen değil, 12 Eylül’de olduğu gibi. Ya da bunların özyönetim iddiaları vs altında olduğu gibi kendisi dışında hiç kimseye hayat hakkı tanımayan bir takım modern feodal düzenler değil. Bunların istediği modern feodal düzen. Bir tek kendi asabiyesi etrafında insanların konuşabildiği bir düzen. Bunu Suriye’de gördük. Suriye’den ilk kaçanlar KDP yanlısı Kürtlerdi. Bunlara karşı biz kamu düzeni diyoruz. Herkesin eşit olarak pay sahip olduğu kamu düzeni. Eşit vatandaşlık ilkesi etrafında kullanılan bir düzen. Ve burada kesinlikle terörist ile halk birbirinden ayrılacak. Halka şefkat, teröriste kudret ile muamele edilecek. 12 Eylül’den 90’lı yıllardan bizi ayıran budur. Kimse 90’lı yıllara geri dönüleceği kanaatine saplanmasın. Kesinlikle 80’li 90’lı yıllara geri dönülmesine izin vermeyiz. Ama birilerinin Stalinist mantık içinde tek tipçi bir anlayışla buradaki halkı kendisine köle etmeye çalışmasına da asla izin vermeyiz.

KAPSAMLI BİR DEMOKRATİK REFORM SÜRECİ

Başta yeni anayasa olmak üzere gelin hep beraber Türkiye’nin bütün vesayet kurallarını değiştirelim diyoruz. Seçimden sonra bütün siyasi parti liderleriyle konuştum, HDP eş başkanlarında da randevu istemiştim. Cevap ne oldu: ‘gelir kaçak çay içer gider’ Ben ki bu millet adına Gazze’de bombalar altında istiskale izin vermemişim, Mavi Marmara bombalandığında BM Güvenlik Konseyi’nde o konseyin aktörlerine karşı zalim terör devleti diyerek İsrail’e sesimi yükselmişim, ben ki mazlum milletler söz koşunu olduğunda izole edilmiş Myanmar halkına gidip Essalamü Aleyküm demişim. Ki arkamda yüzde 85’lik katılımla yüzde 97,5 temsille yüzde 49,5 oyu bana 1 Kasım’da halk vermiş, bunlar beni istiskal edecekler. Yüzümdeki tebessümü yanlış anlamasınlar, her zaman kullandığım pozitif dili yanlış yorumlamasınlar. Biz izzeti mahviyetle birlikte gerçekleştirmiş bir geleneğin çocuklarıyız. Halk karşısında bir hiç olacak kadar mahviyetle davranırız, zalim karşısında en güçlü izzet ile muamele etmesini de biliriz. Şimdi gün bugündür, çukur kazacağınıza bakın anayasa komisyonu kurduk, bugün toplanıyor, anayasa komisyonu, bundan sonra da düzenli olarak toplanacak. Gelin oraya herşeyi söyleyin. Bilinsin ki öyle veya böyle 12 Eylül Anayasası da, vesayetçi zihniyet de bu vesayetçi zihniyetin ürünü olan tek tipçi terör örgütü de emellerine ulaşamayacak yeni bir Türkiye’yi demokratik bir anlayışla inşa edeceğiz. Ne istiyorsanız Ankara’da konuşacak zemin var. Cizre’de çukurların altında dibinde ya da barikatların arkasında gencecik çocukların beyinlerini yıkayarak bir şey iddia edemezsiniz, bir şey gösteremezsiniz. Üçüncü ayağı bu yeni dönemin yeni bir anayasa, kapsamlı demokratik reformlar ve kamu düzeni ile özgürlüğü birleştiren, kadim geleneğimizle kudret ve şefkati, modern demokratik gelenekte ise meşruiyet ile hesap verilebirliği birleştiren yeni bir dönem.

SOSYAL SEFERBERLİK

Terör saldırıları nedeniyle oluşan bütün yaraları saracağız. Bütün yaralar sarılacak. Biz ki Somalinin, Gazze’nin Myanmar’ın, 2,5 milyon Suriyeli’nin yaralarını sarmışız. Allah’ın izniyle bu milletin ola ki yerinden göç etmek zorunda kalmış her bir ferdinin de yarasını sarar, gözyaşlarını dindirir, bağrımıza basar, geleceğe onları en iyi şekilde hazırlarız. Biz ki bütün diğer mazlum milletleri mağdur etmemişiz, namerde muhtaç etmemişiz. Sur’dan, Cizre’den Silopi’den çıkan vatandaşlarımızı bu zalimlerin eline bırakır mıyız? İlk andan itibaren gerekli hazırlıkları yapmıştık. Şimdi de Aile Sosyal Destek Programı’nı bölgeden başlatıyoruz. Tek tek her bir ailenin her türlü ihtiyacını karşılayacağız. Sur’dan çıkıp Sur’un dışındaki evlerde yada otellerde kalan Cizreli Diyarbakırlı kardeşlerime her ay düzenli olarak kira yardımı yapılacak. Öğrencilerimizi en iyi şartlarda eğitim yaptıracağız. Telafi eğitimi vereceğiz. Yakılıp yıkıan okullarımızı imar edeceğiz. Hastanelerimizi sağlık tesislerimizi en iyi şekilde şekilde tekrar imar edeceğiz. Bir tek vatandaşımız aç va açıkta kalırsa hesabını sorarız. Gençlik kampları kuracağız. Gençlik Spor Bakanlığımız Türkiye’nin her yerinde tesis kuracak.”

EKONOMİK DESTEK

13 yıl içinde ayağa kaldırdığımız bölge ekonomisini tahkim edeceğiz. Bütün vatandaşlarımızın terörden kayıplarını telafi edeceğiz. Bunlar yangın çıkardılar, biz yangın yerinde bir gülistan inşa edeceğiz. İş adamlarımızla tüm ihtiyaçları dinledim. Bana iletilen her talep yerine getirilecektir. Prim borçları ertelenecek. Esnaf ve sanatkarların kredi ödemeleri, çiftçilerimizin kredi ödemeleri ertelenecek. Kredi sağlanacak. İstihdam artışını sağlayacak hamle başlatılacak. Doğu ve Güneydoğu’ya 200 milyar TL yatırım yaptık. Yatırım olmuyor diye tehdit edenler, yatırım olunca bunları bahane ediyor. Onlar yıkmaya geliyor, biz yapmaya geliyoruz.

MEKANIN İHYASI

Diyarbakır’ın tarihi dokusu gibi bütün tarihi şehirlerimiz yeni bir yasal çerçeve ile şehir ihyası çabası içinde olacağız. Diyarbakır’a, Sur’a böyle bakıyoruz. Sur’u öyle bir inşa edeceğiz ki insanlık ihya olacak. Etkin bir iletişim birimi oluşturulacak. Olan bitenle ilgili bilgiler aktarılacak.

YASAL VE İDARİ DÜZENLEMELER

Büyükşehir yasası istismar edildi. Edinilen tecrübelerle yerel yönetimlerin yetkileri genişletilecek ancak istismar edilmesine izin verilmeyecek. Yatırım yapmak yerine teröre desteğe izin verilmeyecek. Terörü teşvik eden kim olursa olsun kamu hizmetini aksatılmasına izin verilmeyecek. Özel tedbirlerle idari tedbirleri alacağız. Türkiye’yi silahtan arındıracağız.

İSTİŞARE MECLİSLERİ

Yeni bir birliktelik ve kardeşlik dönemini başlatacağız. Muhatap milletin ta kendisidir. STK, kanaat önderlerinden istişare meclisleri kurulacak. Herkesi muhatap alacağız ama elinde silah olanı muhatap almayacağız. Zulmedenleri muhatap almayacağız.

KOMŞU ÜLKELERLE ORTAK RUH

Sadece Türkiye’de değil, Ortadoğu’da kardeşlik sürecinin başlaması için birleştirici ruh hareketi başlatacağız. Kut’ül Ammare’de birlikteydik, önümüzdeki dönemde de birlikte olacağız. Hiçbirinizi diğerinden ayırmadan kardeş bildik, kardeş kalacağız. Türkiye’nin, Mezopotamya, Balkanların birliğini, kardeşliğini tesis edeceğiz.”

‘DEVLET, BİRLEŞTİRİCİ BÜYÜK BİR MİLLET İDEALİ ÜZERİNE KURULU’

Başbakan Ahmet Davutoğlu, ‘Kardeşlik Buluşmaları Mardin Konferansı’ programında yaptığı konuşmada; devletin, herhangi bir etnik kimlik üzerine değil, birleştirici büyük bir millet ideali üzerine kurulduğunu belirtti. Davutoğlu, “Bu birleştirici ruh bu sefer, bu zemin üzerine kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile tarih sahnesine son bir burç, bir kale gibi yükselirken, parçalayıcı ruh tekrar harekete geçti” diye konuştu.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, ‘Kardeşlik Buluşmaları Mardin Konferansı’ programında yaptığı konuşmada, birlikteliğe karşı tek parti ideolojisinin savaş açarak, hikmete savaş açtığını ifade etti. Davutoğlu, “Devleti yaşatan yegane gücün fiili güç olduğunu savunarak Dersim’i, 12 Mart’ı, 12 Eylül’ü bu ülkeye yaşattılar. Bu dikte edici ruhun karşısında yeni bir ruha ihtiyaç var. Dedelerimiz son kaleyi savunmak için savaştı, babalarımız inançlarını korumak için saklı gizli gittiği mekanlarda ibadet etti. Biz de bütün hayatımızı vakfettik. Tek tip ulusçu anlayış, aynı sonuçları doğurur. Bu ret ve asimilasyona karşı çıktığını iddia eden örgütler çıktı, PKK ve arkasındaki zihniyet. Kürt ulusçuluğu adına harekete geçtiğini iddia eden örgüt de bu anlayışla harekete geçti, parçalayıcı, bölücü anlayış. Bütün Anadolu, Mezopotamya anlayışı bu tek tipçilerden çok çekti” şeklinde konuştu.

AK Parti olarak tarih sahnesine çıktıklarında, 1071’in birleştirici ruhunu temsil etmeye çalıştıklarını belirten Davutoğlu, ”Bir taraftan 12 Eylül anlayışına karşı mücadele ettik, diğer taraftan bu zihniyetin yansımasına karşı mücadele ettik. Son 13 yıl böyle bir yüzleşmenin tarihidir. Tekrar Türkiye’yi, son kalemizi ayağa kaldırmanın tek yolu insan harmanımızı bir araya getirmek, onları bir arada tutmak ve demokrasi ile vatandaşlarımızın iradesini diri tutmak. 2001 Türkiye’sini hatırlayın. Yasakların, yolsuzlukların olduğu Türkiye’yi. Bu toprakları şenlendirmeye çalıştık. Birçok üniversitemizde Kürtçe enstitüleri kuruldu. Türkçe ve Kürtçe güzel şeyler söyleniyorsa, aralarında bir fark yoktur. Biz dilleri aziz kılmaya geldik” şeklinde konuştu.

‘ŞU SİLAHLAR İNSİN, KİM NE İSTİYORSA SÖYLESİN’

Başbakan Ahmet Davutoğlu, “Birleştirmek için her şeyi yaptık. Bu topraklar geri kalmış bölgeler deniliyordu. Her türlü yatırımı yaptık. Bizde ayrı ayrı özerk bölgeler yok, bir vatan, bir gelecek, bir kader var. Bizim için bu vatan topraklarının aziz topraklarında nice aziz insanlar çıkacak. Bu toprağın her aziz vatandaşının Hakkari’de ne kadar hakkı varsa, Edirne’de de o kadar hakkı var. Bu ülke parçalanırsa, bilin ki Haçlıların, Moğolların, sömürgecilerin yapmak istediklerini yaparlar. Ama biz bunlara karşı bir yandan hizmetler, bir yandan demokratikleşmelerle her yeri aynı yapmaya çalıştık” diye konuştu.

Davutoğlu, tek tipçi anlayışlara karşı hiç kimse ile pazarlık yapmadan, büyük demokratik açılımlar yaptıklarını savundu. Davutoğlu, şunları ifade etti: “Bir Türkmen çocuğuna Kürtçe çok güzel yaraşır. Bizim aramıza girmesinler, biz herkesle anlaşır, herkesle konuşuruz. Bütün bu demokratikleşme faaliyetlerini yaparken, istismar eden bu terör örgütü en azından insafa gelir bir muhasebe yapar, birilerinin piyonu olmak yerine bu topraklarla bütünleşir. Demokratik açılım süreci, çözüm süreci hep aynı şeyi yapmaya çalıştık. Şu silahlar insin, kim ne istiyorsa söylesin, çocuklar dağa çıkmasın.

Dicle Üniversitesi’nde gönülden yaptığım konuşmada iki hususu vurgulamıştım. Tarihimiz birdir, bunu gelin birlikte inşa edelim. 2013 Nevruz gününü hatırlayın. Bütün silahlı unsurlar Türkiye’yi terk edecekti, silahlar susacaktı, ne oldu? Birileri şunu fark etti, bu birleştirici ruh tekrar egemen olursa bunları durduramayız dediler. Gezi provakasyonlarını başlattılar. Türkiye’den yurt dışına gidişler durdu. Birileri kulaklarına fısıldadı. Boş hayallerin peşine sürüklendiler. Biz irademizi kaybetmedik. Hep bunu yaptık. Nice komplo, kumpaslar gördük. 6 Ekim’de Kobani bahanesi ile olaylar yaşandı. Niyet birleşmek, bütünleşmek değil, niyet farklı. 7 Haziran seçimlerine giderken, hep beraber bulunduğumuzda bunlar aşılır mı dedik, silahlanma, ayaklanma çağrıları yaptılar.”