“DİYABETLİ SAYISI 9 YIL SONRA 400 MİLYONA ULAŞACAK”

“DİYABETLİ SAYISI 9 YIL SONRA

400 MİLYONA ULAŞACAK”

Diyabetin insülin eksikliği ya da etkisizliği sonucu gelişen ve ömür boyu süren bir hastalık

olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Esin Şanlı Sayın, “Diyabet bulaşıcı hastalıklar dışında tüm

dünyada giderek artan ilk hastalık olarak karşımıza çıkmaktadır. 2025 yılında beklenen

diyabetli hasta sayısının 400 milyona ulaşacağı öngörülmektedir” şeklinde konuştu.

Diyabet gelişiminde obezitenin önemini vurgulayan Uzm. Dr. Esin Şanlı Sayın, “Obezite,

çocukluk çağından itibaren başlar. Ailelerin özellikle beslenme konusunda çocuklarına örnek

olmaları gerekmektedir. Un ve şekerli gıdalardan çocukların uzak tutulması obezite açısından

“GLUKOZ, İNSÜLİN SALGISINI EN ÇOK ARTTIRAN BESİN KAYNAĞI”

İnsülinin, hücrelerde insülin bağlayıcılarına bağlandığını ve besinlerden alınan şekerin hücre

içine girmesini sağladığına vurgu yapan Medical Park Antalya Hastane Kompleksi

Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bölümü’nden Uzm. Dr. Sayın, “İnsülin salgısını

arttıran en önemli besin kaynağı glikoz yani şekerdir. Şeker kana karışır ve insülin hormonu

yardımıyla hücre içine girer. Hücre içine giren şeker, hücrelerin başlıca enerji kaynağını

oluşturur. İnsülin; kan şekerini düşürür, yağ depolanmasını ve protein yapımını arttırır”

“EGZERSİZ, HÜCRELERİN İNSÜLİNE DUYARLILIĞINI ARTTIRIR”

Diyabet tedavisinin ana bileşenleri hakkında da konuşan Uzm. Dr. Sayın, “Egzersiz, ilaçla

tedavi, eğitim ve beslenme bu tedavinin ana bileşenleridir. Diyabet iyi bir eğitim ve

planlamayla önlenebildiği gibi kontrol altına da alınabilir. Diyabet eğitim programlarına aile

de katılmalıdır. Eğitimin yanı sıra beslenme tedavisi diyabet tedavisinin temel taşlarından

biridir. Ayrıca egzersize de değinmek gerekirse; egzersiz kan glikoz düzeyinin düşürür ve

kontrolü sağlar. Hücrelerin insüline duyarlılığının arttırır” dedi.

“İNSÜLİN BAĞIMLILIK YA DA KANSER YAPMAZ”

Diyabet tedavisinin ana bileşenlerinden ilaç tedavisiyle ilgili de açıklamalarda bulunan Uzm.

Dr. Sayın, insülin kullanımının Tip 1 diyabetliler için zorunlu olduğunu, hedeflenen kan

glikoz düzeyi sağlanmamışsa Tip 2 diyabetlilerde de insülin kullanılabileceğini belirtti.

İnsülinin bağımlılık ve kanser yaptığı gibi yanlış bilgilerin benimsendiğine vurgu yapan Uzm.

Dr. Sayın şöyle devam etti: “İnsülin, bugün için bilinen en iyi tedavi şeklidir. Bağımlılık ve

“GÖZ YA DA BÖBREKLERİN KILCAL DAMARLARINA ZARAR VERİR”

Diyabet hastalığının takibinin iyi yapılmadığı takdirde; devamlı yüksek kan şekeri göz ve

böbreklerin kılcal damarlarını tahrip edebileceğini söyleyen Uzm. Dr. Sayın, “Diyabetin

vereceği zararları önlemenin en önemli yolu, kan şekerinin istenilen sınırda olmasıdır.

Diyabet, yüksek tansiyon, sigara, yüksek kolesterol, hareketsizlik ve şişmanlık gibi damar

tıkanıklığı açısından da risktir” ifadelerini kullandı.

Diyabetlilerin yılda 3-4 kez muayene olması gerektiğini söyleyen Uzm. Dr. Sayın,

diyabetlilerin aynı merkezde ve aynı kişiler tarafından izlenmesinin iyi kontrol için

önemli olduğuna dikkat çekti.