Rusya ile “iyi ilişkiler”e adım atılırsa…

Rusya ile “iyi ilişkiler”e

adım atılırsa…

Necdet Buluz

Rusya Devlet Başkanı Putin, ardından Dışişleri Bakanı Lavrov, onun ardından da İstanbul Baş Konsolusu Podelyshev ard arda yaptıkları açıklamalarda Türkiye’ye “ilişkilerimizi normalleştirebiliriz” şeklinde çağrı yaptılar. Yapılan bu açıklamaların Türkiye’deki kamuoyunda son derece olumlu karşılandığını görüyoruz.

Peki iki ülke arasındaki gerginleşen bu ilişkiler nasıl tamir edilecek ve ne şekilde düzeltilecek? Bunun anahtarını Putin’in açıklamalarında görmekteyiz.

Özellikle Putin’in bu çağrısındaki şu cümleye dikkatlerinizi çekmek istiyoruz:

“Türkiye, Rusya’nın SU-24 savaş uçağını düşürdüğü gibi, pilotumuz da öldürüldü. Biz, uçağın düşürülmesinden sonra Türk yetkililere “özür dilenmesi” çağrısında bulunduk ancak bugüne kadar özür gelmedi. Bugün, iki ülke ilişkilerinin yeniden düzelme yoluna gidilebilmesi için Türkiye’den özür bekliyoruz.”

Şimdi ortada şu gerçek var:

Rusya, ilişkilerin düzelmesi yolunda yeni bir şey ortaya koymuyor. Uçağın düşürülmesinden sonra beklenen özürün yerine gelmesi gerektiğinin altını çiziyor.

Hiç kuşkusuz konu bizi yönetenlerce enine boyuna tartışılacaktır.

Ancak, Binali Yıldırım’ın Başbakanlığında kurulan ve güvenoyu alarak iş başı yapan yeni Hükümetin “Düşman azaltıp, dost çoğaltma” stratejisinin Rusya ile yeniden sıcak ilişkilere başlaması ile adım atması çok daha önemlidir.

Rusya ile olan ilişkilerimizin bozulmasının ne kadar büyük zararlar verdiğini her geçen gün daha yakından görmekteyiz. Bunun yanı sıra Rusya’nın da gerilen bu ilişkilerden çok büyük zararlar edindiğini biliyoruz. Hatta, Putin’in gerilimi düşürme konusundaki açıklamalarında şu sırlanan sıkıntıların belirleyici olduğu da açıklandı:

Putin’in gerilim düşüren açıklamasında ilk sıradaki etken Türkiye’deki siyasi gelişmeler olduğu görülüyor. Geçtiğimiz kasım ayında Suriye sınırında Su-24 Rus savaş uçağı vurulduğunda Putin resmen Türk hükümetini suçlamıştı. Türkiye siyasi yapısı gereği yürütmenin başı Başbakan sayıldığı için oklar Ahmet’na yönelmişti. Binali Yıldırım’ın başbakan olmasıyla Rusya’nın suçlamalarında muhatap gördüğü isim siyasi sahneden çekilmiş oldu. Yeni Başbakan Binali Yıldırım ise görevi devraldığı ikinci gün, “Rusya ile ilişkilerimizi düzeltmek önemli hedeflerimizden biridir” açıklamasını yapmıştı.

İkinci önemli etken Rusya’nın ekonomisiyle ilgili. Türkiye’ye karşı yaptırım ilan eden taraf Rusya olmasına rağmen, kendisi de bundan büyük zarar görmeye devam ediyor. Yüz binlerce Rusya vatandaşı Türkiye’de hesaplı tatil yapmaktan bu yaz vazgeçti. Türkiye’den tarım ürünleri ithalatı bir tarafa Türk girişimcilerin Rusya piyasasından birer birer çekilmesi Rusya’nın ekonomisini sarsmaya başladı.

Üçüncü önemli etken olarak iki ülke arasındaki mega projeleri gösterebiliriz. Bunların başında Türkiye’nin ilk nükleer santrali Akkuyu geliyor. Türkiye, santral konusunu askıya alarak Rusya’ya her gün para kaybettiriyor. Rusya’nın Karadeniz geçişli doğalgaz boru hattı “Türk Akımı” veya Bulgaristan geçişli “Güney Akımı” da yine Rusya’nın kayıbı olarak değerlendiriliyor. Yunanistan ile doğalgazda anlaşan Rusya, şimdi ‘’Buraya gazı nasıl getirebilirim?’’ derdinde. Türkiye olmadan bu projenin işlemesi de çok zor görünüyor. Rusya’nın ise bir an önce enerji kaynakları ihracatını arttırarak bütçesini dengelemesi gerekli. Putin, Karadeniz geçişli boru hattı konusunda boşuna “Güvence verilsin, herkesle çalışmaya hazırız” demedi.

Rusya ile iyi ilişkilere adım atılması halinde kazanan her iki ülke olacaktır. Bu ilişkilerin bölgedeki dengeleri de değiştirebileceği görüşündeyiz.

Bir yandan PYD konusunda Amerika ile ipler gerilirken, öte yandan AB ile ilişkilerimiz kopma noktasına uzanırken, bölgede Rusya gibi bir ülke ile barış ortamının sağlanıp, iyi ilişkilerin kurulması yararımıza olmaz mı? Kaldı ki, Suriye’deki oldu-bittiler karşısındaki duruşumuzu bile içinde bulunduğumuz şu ortamda değiştirmekte zorlanıyoruz.

Rusya ile olan ilişkilerimizin normalleşmesi aynı zaman askeri, turizm, ticaret, hem de ekonomik açıdan tıkanıklıkları da açmış olacaktır. Onarılması çok zor ve güç olan yıkıntıların bir an önce tamir yoluna gidilmesinin de yararlarını mutlak şekilde görmüş olacağız.

Biz, konuyu bu pencereden değerlendirdiğimizde Putin ve diğer yetkililerin Türkiye’ye göndermeye çalıştıkları yumuşak mesajları son derece olumlu buluyor ve karşılıyoruz. Temennimiz, beklemeden ve istemeden bozulan Türkiye-Rusya ilişkilerinin en kısa zamanda yeniden rayına girmesidir.

necdetbuluz@gmail.com

www.facebook.com/necdet.buluz