Antalya bu durumlara mı düşecekti?…

Antalya bu durumlara mı?

düşecekti?…

Necdet Buluz

Antalya’daki gözlemlerimize devam ediyoruz.

Kaleiçi, liman ve meydan Antalya’nın kalbidir. Buraları gezip görerek, esnaf ile de görüşerek kentin nabzını tutabilirsiniz. Biz de öyle yaptık.

Bugünlerde Antalya’da tek gündem var, o da turizm. Turizmle iç içe olan esnaf ve tarımdaki durum da aynı gündem içinde tartışılıyor.

Meydan adeta boşalmış. Eskiden hava sıcakken bile yabancı turist kaynayan meydanda neredeyse insan bulmak zor. Turistlerden çok, “ipini koparan” cinsinden insanlar var. Biraz da endişe veren, ürküten tipler dolmuş. Açık ifade edelim, gezerken, dolaşırken bile tedirginlik yaşadık.

Meydandan Kaleiçi’ne, oradan limana indik. Kaleiçi esnafı müşteri bekliyor. Ancak alış-veriş yapacak olan yok. “Akşamları kalabalık ve iş oluyor mu?” diye sorduğumuzda aldığımız yanıtını yansıtalım:

“Bu yıl ortaya çıkan tabloyu tahmin ediyorduk ama bu kadarını beklemiyorduk. Siftahsız kepenk kapattığımız günler oluyor. Burada hiç olmayan şeyleri yaşıyoruz. Akşamları da kalabalık olmuyor, çünkü turist yok. Bizim işimiz yabancılarla ama yabancı artık gelmiyor. Gelen de alış-veriş yapmıyor. Tam anlamı ile borç batağındayız, ayakta duracak haliz kalmadı.”

Kaleiçi limana iniyoruz. Limanda sıra sıra dizilmiş balık restoranları var. Bizi çağırıyorlar: “Yemek yemeniz şart değil, çay-kahve-soğuk şeyler de içebilirsiniz buyurun” diyorlar.

Büyük iddialarla açılmış restoranlarda müşteri yok. Gelip geçenleri de çay-kahve için çağırıyorlar. Antalya bu durumlara düşecek bir turizm kenti miydi? Bunları birebir görüp yaşamak doğrusunu söylemek gerekirse çok üzüntü verici ve üstelik düşündürücü de.

Aynı gün Belek’deyiz. Belek, turizmde canlılığı yaşayan bir belde olmasına rağmen, son derece ıssız, sessizliğe gömülmüş. Turizm sektöründe yaşanan krizin derinliğini burada görmek mümkün.

Antalya’nın dünyaca ünlü turizm bölgesi, Türkiye’nin ev sahipliğinde gerçekleşen G-20 Liderler Zirvesi’ne ev sahipliği yapmıştı.

Belek’e gittiğimizde esnafın ayakta olduğunu gördük. Seslerini duyurmak isteyen esnaf kepenk kapatmıştı. Taksiciler ise kontak kapatarak esnafa destek olmaya çalışıyordu. Turizmde yaşanan sıkıntıların Kemer’i nasıl da vurduğunu bir anda görebiliyorsunuz.

Çalıştıkları duraklardan konvoylar halinde Belek girişinde bir araya gelen taksicileri gördük. 500’ün üzerindeki araç, 1000’e yaklaşan taksici esnafına çarşı esnafı da destek veriyordu. Serik Esnaf Odası Başkanı Mehmet Cesur, Serik Esnaf ve Sanatkârlar Kredi Kefalet Kooperatifi Başkanı Bayar Savran, Belek Esnaf Derneği Başkanı Yaşar Aksu, Kadriye Esnaf Derneği Başkanı Aydın Zeybek, Kadriye Taksiciler Kooperatifi Başkanı Abdullah Kocabıyık’ı da eylem yapan esnafın yanında yer aldılar. Özetle derneklerden de esnafa tam desteğin verildiği gördük.

Sözü fazla uzatmadan Belek esnafını dinleyelim:

“Son 20 sene içinde böyle bir durgunluk görmedik. İş yapamıyoruz. Kredimizi, borcumuzu, kiralarımızı, vergimizi ödeyemiyoruz. Yanımızda çalışanlara bile para veremeyecek durumda kaldık. Vergi daireleri borçlarımızdan dolayı banka hesaplarımıza bloke ve haciz koyuyor. Bankalar, turizm esnafını riskli esnaf sınıfına koyup kredi vermiyor. Burada bizi yönetenlere seslenmek istiyoruz. Seçim zamanlarında yanımıza gelip oy isteyenler, şimdi ortalarda görünmüyor. Sorunlarımızla ilgilenmiyorlar. Sıkıntılarımıza çözüm bulmuyorlar. Biz, şimdi nasıl ayakta duracağız, kimin kapısını çalacağız? Siyasetçiler böylesi günlerde bizim yanımızda olmayacaklarsa ne zaman olacaklar? Bir de buralarda gelen turistler korkutuluyor “Dışarı çıkmayın can güvenliğiniz yoktur” deniliyor. Dışarı çıkmaya korkanlar da alış-veriş de yapmıyor, dışarı çıksa bile bir an önce otele dönmenin hesabını yapıyor. “

Belek’te çok büyük, saray gibi oteller var. Bazıları yarı kapasite ile iş yapıyor. Bazıları da yerli turist bekliyor. Temmuz-Ağustos aylarında doluluk oranında artışların olabileceği hesapları yapılıyor.

Şunu da ekleyelim:

Oteller boş ama fiyatlarda önemli indirimler yok. Hatta Belek’te bazı otellerde fiyatlar geçen yıla oranla daha da pahalı. İş yapamamalarına rağmen fiyat indirimine gitmiyorlar. Kendiler ile konuştuğumuz bazı otel yöneticileri “Eğer fiyatlarda indirime gidersek kalite düşer, bunu istemiyoruz. Bir de fiyatlarda indirime gidersek, bunu tekrar yükseltmede zorluk yaşayabiliriz” diyorlar.

İşte asıl sorun da bu noktada yaşanıyor.

Çünkü yerli turiste gözlerini diken otelciler, bundan da fazla bir şey beklemiyor. Fiyatlardaki yükseliş, zaten para sıkıntısı içinde bulunan kesimlere geri adım attırıyor. Rezervasyonlarda da beklenen oranın yakalanmamış olması bu kesimi daha da zorlayacağa benziyor.

Antalya’daki gözlemlerimizi sizlere yansıtmaya devam edeceğiz.

necdetbuluz@gmail.com

www.facebook.com/necdet.buluz