Demokrasiye sahip çıkma kararlılığı…

Demokrasiye sahip çıkma
kararlılığı…

Necdet Buluz

Darbe girişimi başarılı bir şekilde atlatıldı, bu hiç kuşkusuz sevindiricidir.
Asıl sevindirici olan ise, muhalefeti ile, medyası ile, Sivil toplum kuruluşları, kurum, kuruluş ve millet olarak darbeciler karşısında gösterilen direnç ve kararlılık olmuştur. Darbeye prim verilmemiştir.
Milletin desteği olmadan, milletin iradesini arkana almadan ortaya koyacağın hiçbir harekette başarılı olman mümkün değildir. Darbe için ortaya çıkanlara dikkat edilecek olursa hiçbir kesimden destek gelmedi. Kaldı ki, darbe yapılmak istenilen kesimi sevmeyenler, eleştirenler bile darbecilerin karşısında oldu.
Önceki yazımızda da değindiğimiz gibi darbeler nereden gelirse gelsin bunun karşısındayız. Seçim ile iş başına gelmişlerin, ancak seçim yolu ile iş başından ayrılmalarını sağlamak, demokrasilerin olmazsa olmazlarındandır. Beğenirsiniz veya beğenmezsiniz, bu sizin bileceğiniz bir konudur. Karar verme yeri de sandık olmalıdır.
Darbe girişiminde millet olarak gösterilen tepki nereden bakarsanız bakın, bu bir demokrasiye sahip çıkma kararlılığıdır. Ortada seçilmiş bir Cumhurbaşkanı, seçilmiş ve iş başına getirilmiş bir hükümet vardır. Demokrasiye sahip çıkmakla, seçilmişlere sahip çıkılmıştır.Türkiye, bu güzelliği de yaşadı.
Analizlerimiz ve gözlemlerimiz şu gerçeği de ortaya koydu:
AK Parti Hükümeti’ni sevmeyen, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a tepki gösterenler bile, darbe girişimi karşısında tek yumruk oldu. Millet olarak demokrasiyi içimize sindirdiğimiz, artık darbeler döneminin kapandığı görüşü bir kez daha ortaya konuldu.
Türkiye, çok darbe yaşadı, çok yara aldı ve bugün bile bu darbelerin izlerini silemedik. Her yapılan darbe ülkeyi 10 yıl geriye götürdü. İster sivil, ister askeri darbe olsun, artık bunun hiçbir yararının olmadığını gördük. Bu nedenle de demokrasilerin önemini kavradık, kıymetini öğrendik.
Darbe girişimi sonunda şu gerçekleri de gördük ve yaşadık:
Askerimiz ile polisimizi ve halkımızı karşı karşıya getirme girişimi yaşandı. Sağduyu hakim oldu da bu olayı da çok sıkıntı olmadan atlatabildik.
Milletimizin göz bebeği askerlerimizin darbe girişimi sonrasında teslim olma halleri, bazılarından öldüresiye dayak yemeleri darbecilerin Mehmetçiklerimizi hiç de hak etmedikleri bir duruma sokmalarını üzüntü ile izledik.
Bu darbe girişi bile kolay kolay unutulmayacak derin yaralar açtı.
Özellikle emir kulu askerlerin, sivil giyimli polislerden ve bazı çevrelerden hiç de hak etmedikleri aşağılayıcı ve küçük düşürücü, itibarsızlaştırıcı durumlara düşürülmesi de en az darbeciler duyulan öfke ve tepki kadar önemsendi. Nitekim bu konuda yazılanlar, yorumlar ve sosyal medyadaki paylaşımlar da bu tepkileri destekledi.
Bir okurumuzun konu ile ilgili şu duygusal paylaşımını da sütunlarımıza alıyoruz:
“Darbeye inanan var ise. O tankların içinde helikopterlerin içinde halkı katledenin Türk askeri olduğuna inanan varsa zaten bu ülkenin insanı değildir. Gerçek askerleri türlü iftiralar ile hapse atan infaz eden zihniyet yine iş başında idi. Maksat ordu asker ile halkın köklü bağını koparmak. Zedelemek. Ayşegül Sonant paylaşımı. Dünyanın en büyük 6. Ordusu darbe yapacak ve polise yenilecek dahası bir de millet tarafından dövulüp madara edilecek.. hala inanan varsa gününüz değil beyniniz aysin..”
Bir başka okurumuzun paylaşımı da şöyle:
“Rütbelisini bilmem ama o daha 20 yaşındaki fakir fukaranın(18 bin tl’si olmayan) alt tarafı 12 ay hizmet veren, üstünden emir alıp sorgulama! Hakkı olmayan, “gel” denince gelen “git” denince giden Mehmetçiğimize belinden çıkardığı kemer ile düşmana vurur gibi vuran tekmeleyen her kim ise Allah onlara gün yüzü göstermesin her iki Cihan’da huzur refah rahatlık vermesin yüce Rabbim o ve onun gibi davranan onun gibi düşünen herkeslere kabir azabı çektirsin. Amin”
Şimdi de bir başka paylaşım ve yorum:
“Devlete sahip çıkmak şart! Ama adaleti sağlama, ceza verme işini güvenlik güçlerine ve hukuka bırakmak lazım. Hepimiz askerlik yaptık ve biliriz,: er bağlı olduğu komutanının emrini uygulamak zorundadır, düşünmez ve itiraz edemez! Bu zavallı gencecik çocuğun boynunu keserek öldürmek de nedir! Ben gördüğüm karelerden tek tek utandım benim ordum Türk polisi tarafından ters kelepçe yapılarak tutuklandı her biri küçücük çocuklardı biz Türk olarak “şehitler ölmez vatan bölünmez” diyoruz bu kelimeyi söylerken bir tür grup kelimenin içeriğini anlayamamız çok üzgünüm çok utanç vericiydi yaşananlar ”
Devam edelim mi?
“Boğaz Köprüsünde bir askerin boğazı kesilmiş veya bir sürü asker yerde yatıyor bir sivil kemeriyle askerleri dövüyor bu görüntüler çok acı verici gariban er ne bilsin darbeyi ne bilsin komutanları hainlik yapıyor kimbilir terör olayı var diye mi emir aldı veya ülke güvenliği söz konusu diye mi emir aldı? Bu görüntüler tüm dünyanın gözü önünde Türk Silahlı Kuvvetlerini Askeri küçük düşürmüştür. Ağlayan yalvaran askerler gösterilerek askerimiz aciz duruma düşürülmüştür. Türk Halkı Askeriyle var olmuş bir halktır. Unutmayın ki bu hainleri bertaraf eden ve onlara destek vermeyen gene Türk Silahlı Kuvvetleridir.”.
Özetle, darbe yapmak suçtur. İşlenen sucun da cezasını hukuk verir. Şimdi hukuk zamanıdır ve darbeciler de hukuk karşısında hesap verecektir.
.
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz