”Askeri alanlar yapılaşmaya açılırsa. Ankara nefessiz kalır”

Askeri alanlar yapılaşmaya açılmamalı. Ankara nefessiz kalır.

Askeri alanların yapılaşmaya açılmasına ve rant anlayışıyla hareket edilmesine tepki gösteren mimarlar Basın toplantısı düzenledi.Basın toplantısına Yönetim Kurulu Başkanı Tezcan Karakuş Candan ve Yönetim Kurulu Üyesi Burcu Ateş katıldı. Mimarlar “ Bu kentsel bir darbedir, bunu kabul etmiyoruz. Bu bir teknik ve planlama ve mimarlık mühendislik işi. Bu konuya ilişkin bilgisi olmayanlar bu süreçten ellerini çeksinler” dedi.

Mimarlar Odası Ankara Şubesi haftalık olağan basın toplantısında askeri alanların şehir dışına taşınması ve boşaltılacak alanların imara açılmasını masaya yatırdı. Mimarlar Odası Ankara Şubesi, kentsel ölçekte planlanmadan rant anlayışıyla hareket edilmesine ‘Kimse bilim dışında kafasına göre karar vermesin. Kuleli’yi otel yapıyoruz. Akıncıları piknik alanı yapıyoruz. Zırhlı birlikleri kentsel dönüşümün parçası haline getireceğiz’ yaklaşımı içerisinde olunmasın. Bu bir teknik ve planlama ve mimarlık mühendislik işi. Bu konuya ilişkin bilimsel bilgisi olmayanların söylemleri kabul edilemez.Bu bir ortak akıl işidir.“diyerek tepki gösterdi.

Askeri alanların kentsel ölçekte ne anlama geldiğini ve bunların taşınmasıyla birlikte nasıl bir sürecin ortaya çıkacağına dair bilgi veren Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, “Askeri alanların yapılaşmaya açılmadan, bütüncül bir planlama üzerinden ele alınması gerekiyor. Askeri alanların ve yapıların farklı kullanımlarına dair konular ortak akılla, halkın STK’ların ve idarelerin merkezi yerel yönetimlerin meslek odalarının katılımıyla karar verilmesi gerekiyor. Burası çok iyi burasını yapılaşmaya açalım, burayı otel yapalım burayı piknik alanı yapalım yaklaşımını kabul etmiyoruz” diye konuştu.

Ankara’da yaklaşık 40 milyon metrekare askeri alan var.

Candan, Ankara’nın yeşil askeri alanlarının yaklaşık 40 milyon metrekare ye tekabül ettiğini ifade ederek sözlerine şöyle devam etti:

“Ankara’nın yüzölçümünün yüzde 13’ü yaklaşık olarak askeri alanlardan oluşuyor. Bunun ikinci bir anlamı kişi başına düşen yeşil alanı hesaplanırken Büyükşehir Belediyesi göğsünü gere gere kişi başına düşen yeşil alana 19 metrekare diyor ya, bu hesaba askeri alanların halk tarafından kullanılmayan pasif yeşil alanları da dahil. Ankara’nın aynı zamanda nefes alanları açık ve yeşil alanları olan askeri alanlar bu kentsel yeşilin aynı zamanda %13ünüde tekabül ediyor.”

“Kentsel darbeyede karşıyız”

Hükümetin bu alanları önce piknik alanı yapma yaklaşımı içinde olduğunu ancak daha sonra büyük askeri alanları ekonomiye kazandırma yaklaşımı içine girdiğini de vurgulayan Candan, şunları kaydetti:

“ Mamak, Akıncı ve Etimesgut Zırhlı Birlikler alanı, tehdit altında çünkü bu kadar alanı yeşil alan yapamayız diyorlar. Buraları yapılaşmaya açma geçici konaklama alanlarına dönüştürme yaklaşımları ekonomiye kazandırma söylemleri çoğalıyor. Bu başkent Ankara için bir kentsel darbe niteliği taşır, nasıl siyasal darbelere karşıysak kentsel ölçekte bütüncül olmayan parçacıl şekilde bir organizasyonuna da, kentsel darbeyede karşıyız. Askeri alanların nereye taşınacağı da bir planlama sorunu, Polatlı, Kırıkkale merkez olarak görünüyor. Nereye taşınacağına dair de bir plan yok. Bu işin ilmini ve bilimini almış insanların derli toplu yaklaşımını yönetim düzeyinde göremiyoruz.”

Bilimin yolunda bütüncül olarak ele alınmalı

Candan, bu askeri darbe girişimiyle cezaların alanlara kesilmesinin tartışmalı olduğuna da dikkat çekerek, şöyle konuştu:

“ Mekanın kendisine dair bir ceza kesip üzerinden bir şey yapmak doğru değil. Buradan çok açık şekilde bir fırsatçılık çıkıyor özellikle Ankara ve büyük kentler ölçeğinde ortaya çıkacaktır. Askeri yapıların başka kişilere satılması işlevlerinin değiştirilmesi, ‘ekonomiye kazındırılması’ gibi süreçlerle karşı karşıya kalacağız. Ankara’da da kentsel dönüşüm, yapılaşmaya açılma söz konusu. Bu bölgedeki askeri alanlar çok değerli alanlar olmaya başladı. Kentin gelişim noktalarına baktığınızda betonlaşmaya doğru gidildiğinde, bu alanlar birçok rantiyenin iştahını kabartıyor. Bu bir fırsatçılık olarak değerlendirilir. Her darbenin bir ekonomi politiği vardır. Bu alanların ekonomi politiği de askeri alanlara kesilmiş durumda. Mimarlar Odası ve TMMOB’a bağlı odalar olarak sürecin kamusal kullanımla bilimin ve tekniğin halka hizmet edecek şekilde bütüncül bir şekilde ele alınması sürecini koordine etmeye çalışacağız. Yöneticiler kamu yararı dışına taşarlarsa da mücadeleyi devam ettireceğiz”

“Yeşil Alanlar Korunmalı”

Candan, sözlerine şöyle devam etti:

“Ankara’nın gelişimi açısından baktığımızda çevre yolu dışında kalan Akıncılar Üssü, Etimesgut Zırhlı Birliklerinin ve Mamak Askeri Muharebe Okulunun taşınması gündemde. Bu üç alan Ankara’nın üç gelişme alanında bulunan yerler. Bu üç alanın kent dışına taşınması durumunda çok ciddi yapılaşma tehdidi altında kalacak.Yaklaşık 26milyon metrekarelik alan için iştahlar kabarmış durumda. Hatta Akıncı Hava Üssü etrafında arsa fiyatlarının çok yükseldiğini emlakçılardan sorup öğrenebilirsiniz. Kentteki askeri alanların kent dışına taşınması durumunda bunun kentsel planlama ölçeğinde ele alınması gerekiyor. Bu anlamda askeri alanların yeşil koridordaki işlevinin korunması gerekiyor . Dışarı taşınacaksa birlikte Ankara’nın yeşil aksıyla birlikte planlanmalı.”

AOÇ’ye tekrar iade edilmeli

Özellikle güvercinlik ve Etimesgut hava alanlarının olduğu yerlerin AOÇ’den kanunla Mili Savunma Bakanlığı’na verilmiş yerler olduğunu da bildiren Candan, “Bu yeşil aksın bir parçası olarak görünüyorlar. Bu yeşil aksın içinde kopartılan yerler tekrar AOÇ’ye verilmeli. Onun ötesinde bu alanlar içinde çok önemli askeri yapılar var. Genel Kurmay Başkanlığı, MSB Başkanlığı, Kara Harp Okulu eğitim ve spor okulları gibi bir dolu askeri yapıda kültürel miras tescillenmiş, Clemens Holzmeister tarafından simgesel yapılar inşa edildi. Bu yapılar Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesini ifade etmiş bütün yapılardır. Milli Savunma Bakanlığı, Genel Kurmay Başkanlığı, Orduevi, TBMM gibi yapılar onun eseridir.Bu yapılarında envanterinin çıkartılarak korunması ve gelecek kuşaklara aktarılması gerekiyor.” diye konuştu.

Candan askeri yapılarla ilgili, mimarlık fakültelerinin de duyarlı olması gerektiğini altını çizerek, askeri yapılara ve alanlara ilişkin araştırma ve tezlerin çoğaltılması için üniversitelere ve araştırmacılara görev düştüğünü belirtti.