Enflasyon beklentileri tepetaklak…

Enflasyon beklentileri

tepetaklak…

Necdet SİVASLI

Temmuz ayı tüketici fiyatları açıklandı. Buna göre enflasyonda tahminlerin % 9’lara çıktığı görüldü. Açıklanan Temmuz ayı tüketici fiyat artışı (TÜFE) % 1.16 olarak gerçekleşti. Son bir yıllık (TÜFE) artışı ise % 7,6’dan, % 8,79’a çıktı. Bu durum beklentilerin boşa çıkmasına neden olurken, yılsonu enflasyon rakamlarının ikili hanelere çıkabileceği endişesini de beraberinde getirdi.

Daha önce Merkez Bankası ve Ekonomi kurmayları tarafından yapılan açıklamalarda yılsonu enflasyon beklentilerinin % 7 olacağı, en kötümser beklentinin de % 8’e çıkabileceği yönündeydi. Ancak, pahalılığın önünün alınamaması, Dolar’daki artışın önlenememesi nedeni ile çekirdek enflasyon yine tehdit eder hale geldi. Alıanan tüm önlemlere rağmen enflasyondaki artış hiç kuşkusuz endişe veriyor.

İşin ilginç tarafına bakalım:

Dünyada petrol fiyatları düşerken, bizde halen pahalı petrol kullanılıyor. Bunun yanında bilindiği gibi en son sigaraya zam yapıldı. Bunlar yapılırken, enflasyonun artmayacağı da açıklandı.

Merkez Bankası tarafından yayınlanan rapor bunu böyle görmüyor. Raporda “Sigaraya yapılan zam enflasyonu artıracak” deniliyor. Şu anda % 8,8 enflasyon rakamı ile karşı karşıyayız. Bunun altına düşüleceği ihtimali görülmediği gibi, rakamın daha da yukarılara çıkabileceği tahmin ediliyor.

İşin ilginç taraflarını ele alıyoruz ya:

Enflasyon rakamlarının açıklandığı sırada Dolar 2,99’a kadar düşmüştü. Dikkat edilecek olursa Dolar son bir haftayı 3 TL. nin üzerinde götürdü. Ancak, enflasyon rakamları açıklandığı anda Dolar yeniden 2,99’dan 3,01’e fırladı. Kurdaki bu artışın piyasaların beklentisinin üzerinde bir enflasyonun gelmekte olduğunu gösteriyor, buna da dikkatlerinizi çekiyoruz.

Şimdi gözler Merkez Bankasının faiz indirimine gidip gitmeyeceğinde.

Aslına bakılacak olursa enflasyon artışı karşısında Merkez Bankası’nın faiz indirimine gitmesi düşünülemez. Ancak, siyasi irade baskı yaparsa Merkez Bankası’nın indirin oranını 0,25’e çekebileceği ihtimalini de düşünmeliyiz.

Çünkü bizi yönetenler piyasanın hareketlenmesi açısından Merkez Bankası’nın faiz indirimine gitmesi gerektiğini savunuyor. Böylece ev ve araba piyasası az da olsa canlanmış olacak.

Görebildiğimiz kadarı ile sektör temsilcilerinin de istek ve baskıları var ve Merkez Bankası’nın faiz indirimine gitmeleri gerektiği yönünde Hükümet temsilcileri ile görüşmeler yapıyor.

Şimdi bir de madalyonun öteki yüzüne bakmak gerekiyor:

Siz ne kadar önlem alırsanız alın, piyasalarda pahalılığı önleyemediğiniz sürece enflasyonda bir iniş söz konusu olamaz.

Piyasaları analiz ettiğimizde gıda sektörünün enflasyonda çok önemli bir rol oynadığını görmüş oluruz.

Et ve yan ürünler, süt ve yan ürünleri, sebze ve meyve fiyatları sürekli artış gösteriyor. Bir yıldan bu yana et fiyatlarındaki yükselişin önüne geçilemedi. Hiç kuşkusuz et fiyatlarındaki artış yan ürünlerini de etkiliyor. Diğer gıda ürünlerinin fiyatlarındaki artışların da neredeyse % 20’lerin üzerine çıktığını da görüyoruz.

Hadi bunları geçtik, son anda sigara zammına ne demeli?

Bütün bu gelişmeler ve fiyat artışları piyasaları etkiliyor, pahalılığı körüklüyor. Sonuç olarak yükselen enflasyonla karşı karşıya kalıyoruz.

Sorun bu kadarla da sınırlı kalmayacak.

Yılsonu enflasyonu çalışan ve emeklilerin maaşlarına nasıl yansıyacağını konusunu da gündeme getirecek. Enflasyon beklentilerin üzerine çıkarsa bu da hiç kuşkusuz çalışanları ve emeklilerin maaşlarına da yansıyacak.

Bu durumda bütçenin açık vermesi ortaya çıkar. Delik iyice açılır. Bu da yılsonu itibarı ile bütçe açığını kapatabilmek için yeni zamları gündeme getirebilir. Böylece kısır döngüde dolaşıp dururuz. Aşağı yukarı hemen her yılsonu bu iş böyle olmuyor mu? Demek ki, yapılan bazı işlemlerde hatalar var ve bunları bir türlü önleyemiyoruz.

Çarşı-pazarı dolaşıyoruz ve tüketicilerin nabzını tutuyoruz. Gıda fiyatlarından şikâyet etmeyeni görmemek mümkün değil. Alım gücünün düştüğünü, artık tane ile alış-veriş yapmak zorunda kaldıklarını söyleyenler de var. Çokları etin tadını bile unuttuğunu söylemekten çekinmiyor.

Geçinemeyenlerin ve sıkıntısı büyüyenlerin sayısında artışlar var. Pahalılığın hayatı zorlaştırdığını söyleyenler ise her geçen yıl daha da artıyor.

Bu sıkıntıların ülkemize sığınan 3 milyonun üzerindeki Suriyelilerden de kaynaklandığını ifade edenler var. Bunda da doğruluk var ama asıl sıkıntının nedenleri başka. Bunları da bir başka yazımızda bütün ayrıntıları ile sizlerle paylaşacağız.

necdetbuluz@gmail.com

www.facebook.com/necdet.buluz