Kadına şiddetin karşısındayız…

Kadına şiddetin karşısındayız…

Necdet Buluz

Kadınlarımıza karşı kimden, nasıl ve ne şekilde gelirse gelsin şiddetin hep karşısında olduk. Konu ile ilgili yazdığımız yazılarda da bunu hep vurgulamaya çalıştık. Ancak, Türkiye’de kadınlara karşı şiddetin bütün şiddeti ile sürdüğünü de görüyoruz. Bu hem üzücü hem de düşündürücüdür.

Geçtiğimiz günlerde bu şiddete toplum içinde bir yenisi eklendi. Şort giydiği için İstanbul Çekmeköy’de Belediye otobüsü içinde Abdullah Çakıroğlu tarafından tekmelenen hemşire Ayşegül T.yeni bir şiddet mağduru olarak karşımızda duruyor.

Hemşire Ayşegül T. 12 Eylül’de Alemdağ Polis Merkezi’ne giderek bir erkek şahsın otobüste yüzüne tekme attığını belirtip şikayette bulunmuştu. Bu doğrultuda çalışma başlatan Asayiş Şube Müdürlüğü ekipleri, otobüsün güvenlik kamera kayıtlarını inceleyerek tespit ettiği şüpheli Abdullah Çakıroğlu’nu gözaltına almıştı. Çakıroğlu yaklaşık 16 saat sonra serbest bırakıldı.

Önce habere bir göz atalım mı?

Şüphelinin emniyetteki ifadesinde, “Ben psikolojik tedavi görüyorum.
Bir anda istem dışı tekme attım” dediği öğrenildi. Asayiş Şube Müdürlüğü’nden çıkarıldığı sırada basın mensuplarının sorularını, “Arkadaşlar herşey kontrol altında… Sıkıntı yok, gerekli izahatları yapacağım… Vandalların saldırısına uğradım, 20 tane solcu terörist bana saldırdı. Her şey islam hukukuna göre oldu” diyerek yanıtlayan Abdullah Çakıroğlu, Kartal’dakiAnadolu Adalet Sarayı’na sevk edildi. Genç hemşireyi otobüste acımasızca tekmeleyen Abdullah Çakıroğlu adliyedeki işlemlerinin ardından serbest bırakıldı.

Abdullah Çakıroğlu, emniyetteki işlemlerinin ardından öğle saatlerinde Kartal’daki Anadolu Adalet Sarayı’na getirildi. Olaya ilişkin nöbetçi savcılıkta ifade veren Çakıroğlu’nun, “Ben vücutta açık gördüğüm yerlere tekme atarım. Giyimini beğenmediğim insanları döverim. Devlet bunlara ceza vermiyor. Devlet bunları cezalandırmalı” dediği öğrenildi.

Öte yandan Çakıroğlu’nun ‘Bipolar duygu durum bozukluğu’ adlı akıl hastalığı nedeni ile Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde 15 gün yatılı tedavi gördüğü, yakınlarının isteği üzerine olaydan kısa bir süre önce hastaneden taburcu edildiği öğrenildi. Daha önce de hastanede yatılı olarak 2 kez daha tedavi gördüğü öğrenilen Çakıroğlu’nun ilaç tedavisi gördüğü belirtildi.

Ayşegül T.’ye yönelik eylemde Ayşegül Ti’nin çenesinde ödem oluşacak şekilde yaralandığı doktor raporlarıyla belirlenen olayda savcılık suçun niteliği yönünden Çakıroğlu’nun serbest bırakılmasına karar verdi. Çakıroğlu hakkında ‘Basit yaralama’ suçundan işlem yapılırken, suçun tutuklanmayı gerektirir katolog bir suç olmadığı gerekçesiyle serbest bırakıldığı da kaydedildi.

Konunun “Basit yaralama” dışında ele alınıp değerlendirilmesi gerekiyor.

Biz hukukçu değiliz. Ancak, olay sadece “basit bir yaralama” olayı değil, kadına şiddet olayıdır. Suçtur.

Bu olay, bundan sonra “kadına şiddet uygulayın, beğenmediğiniz giyside bulunanları rahatsız edebilirsiniz suç değildir” demek anlamına geliyor.

Böyle bir anlayış olur mu?

Eğer bu olay bir başı örtülü türbanlı bir bayana karşı yapılmış olsaydı, hiç kuşkunuz olmasın kıyamet koparılırdı.

Biz, kim nasıl giyinirse giyinsin, kim nasıl rahat ediyorsa etsin bunun karşısında değiliz. Eğer aynı olay bir başı kapalı bayana karşı yapılmış olsa, yine de tepkimiz değişmezdi. Kimsenin giyim-kuşamında değiliz, bu durum kesinlikle bizi hiç mi hiç ilgilendirmiyor. Biz kadına karşı kullanılan şiddetin karşısındayız.

Bir başka düşündürücü konu da, kadına karşı herkesin gözü önünde yapılan bu şiddetin Hükümet kanadından ve bizi yönetenler tarafından ele alınıp kınanmamasıdır. Bu olayı küçük görmemek gerekiyor. Toplum olarak basitçe savuşturulmaması gereken koskocaman bir olayla karşı karşıya olduğumuzu unutmayalım.

Bir başka konu da Türkiye laik bir devlettir. Hukuk sitemi ile yönetiliyor.

Saldırganın “Ben İslam hukukuna göre davrandım” demesi bile bir suç unsurudur.

“Giyimini kuşamını beğenmediğim insanları döverim” demesi basitçe geçiştirilecek bir şey midir? Biz hangi ülkede yaşıyoruz?

Böyle bir ortamda kadınlarımız, kızlarımız, çocuklarımız endişe ile sokağa çıkmayacak mı? İstediği gibi giyinmeyecek mi? Kadınlarımızı şiddetten kim koruyacak?

Bu tür olaylar toplumdaki ayrışmayı hızlandıracaktır. Herkesin, her kesimin bunun karşısında durması gerekiyor.

Her zaman olduğu gibi bugün de, gelecekte de kadınlarımıza karşı uygulanan şiddetin karşısında olacağız. Şiddet uygulayanların da en ağır şekilde cezalandırılması gerektiğini söylemeye devam edeceğiz.

Kısa bir not daha:

Hemşire Ayşegül T’ye şiddet uygulayan ve serbest bırakılan Çakıroğlu’nun yeniden yargılanması gerektiğini ve gereken cezaya çarptırılmasını bekliyoruz. Bu sadece bizim değil, milyonların beklentisidir. Çünkü olay hem fiziki, hem de psikolojik açıdan değerlendirildiğinde bu bir terör eylemidir.

Not: Bu yazıyı sonlandırdığımızda tepkiler üzerine zanlının yeniden gözaltına alındığı haberini aldık.

necdetbuluz@gmail.com

www.facebook.com/necdet.buluz