Erdoğan’dan Kılıçdaroğlu’na ;”Bu zatın karın ağrısı başka”

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Karadeniz turu devam ediyor. Erdoğan Trabzon’da konuştu, bir Alman dergisine verdiği röportajda “Türkiye”de can ve mal güvenliği yok” diyen CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na tepki gösterdi.
Erdoğan, Türkiye’nin güvenlik konusunda tarihinin en büyük imtihanlarından birini verirken bazılarının bu mücadelede adeta karşı tarafın saflarında katıldığını vurgulayarak, “Az önce söyledim, bir daha üzerinde durmayacağım, işte Almanya’daki bir dergi meselesi. ‘Türkiye’de şu anda hiç kimse için güvenlik garantisi yok, ne can ne mal güvenliği.’ ya bunu nasıl dersin? Ankara’dan yola çıkıyorsun ta İstanbul’a kadar gidiyorsun 29 gün bu devletin polisi seni yollarda güvence içerisinde tutuyor ve İstanbul’a kadar seninle beraber yürüyor. Niye? Güvenlik nedir? Bunun dersini veriyor, ayıptır ya. Böyle bir ülkenin güvenlik güçlerine bu hakaret yapılır mı? Böyle bir devlete bu hakaret yapılır mı?” diye konuştu.
“Sözde adalet yürüyüşü, sende adalet diye birşey yok ki” ifadesini kullanan Erdoğan, şöyle devam etti:
“Sende adalet varsa önce İzmir Belediyen işçilerin hakkını vermiyor, git sen bunun adaletini temin et. Şişli Belediyesi işçinin hakkını vermiyor, git adaleti temin et. Şişli şu anda çöpten geçilmiyor niye? Adalet yok, ücretlerini doğru düzgün vermiyorsun, İzmir ha keza öyle. Adalet burada işte hallet, halledemiyor niye? Yok böyle bir dertleri bunların. Kendi ülkesini böylesine karalayan bir kişi maalesef bu ülkenin ana muhalefet partisinin genel başkanlığı koltuğunda oturuyor. Peki, ben diyorum ki bu zata şu soruyu sormak lazım, siz bu ülkede yaşamıyor musunuz? Bugüne kadar kim sizin canınıza, malınıza, namusunuza, haysiyetinize tasallutta bulundu da devlet seyirci kaldı? Şunu söyle bir. Bu devlet değil mi 24 saat sizi koruyan? Hukuk devleti sınırları içinde yapılan hangi faaliyetiniz engellendi? Ne yaptınız da ‘dur’ dendi? Hatta terör örgütleriyle ilişkileri sebebiyle yargılanan kişileri desteklemek için Ankara’dan İstanbul’a giderken onlarla kol kola yürümedin mi? Teröristler yanındaydı.”
Erdoğan, şunları kaydetti:
“Bu zatın karın ağrısı başka. Partisinin Türkiye’nin yakın zamanda gördüğü en büyük ihanet suçlarından biri olan MİT TIR’ları davasıyla ilgili suçu sebebiyle cezaevine giren milletvekilinin durumu kendisini rahatsız ediyor. Ne diyordu, bütün kayıtlarda var, ‘devletimizi yıkmaya yeltenenler olursa tankların önünde ben dururum, tankın üzerine ben çıkarım.’ Peki Atatürk Havalimanı’nda tanklar orada dururken, bütün millet orada dururken sen niye oradan hemen Bakırköy’e kaçıverdin? Adamların gitti hemen o tankların başındakilerle görüşmeleri yaptılar ondan sonra da sen Bakırköy’e geçtin belediye başkanının evine misafir oldun, güzel kahveler demlendi geldi, çay demlendi geldi, orada kahveler hepsi… Ne yaptın ondan sonra kendin ifade ettin, ‘oteller kapalıydı oradan izledim.’ diyorsun. Fakat biz elhamdülillah bizi bekleyen vatandaşlarımıza ulaştık ve vatandaşlarımızla beraber ertesi gün öğle vaktine kadar havalimanında durduk bütün darbe girişimini defettik 16 saatlik bir süreçti ve ondan sonra da atılması gereken adımlar atıldı yola devam ettik.”
Sorunun, bir milletvekilinin hapiste bulunması sorunu olmadığına işaret eden Erdoğan, şu değerlendirmede bulundu:
“Sorun bu işin ucunun nerelere varabileceğini biliyor olmasıdır. Yargı terör örgütlerine destek verenlere yönelik soruşturmasını genişlettikçe bunlarda korku artıyor çünkü kabahatlerinin farkındalar ama korkunun ecele faydası yok. Şayet terör örgütleriyle karanlık ilişkiler içine girmişlerse adalet önünde bir defa bunlar bu hesabı verecekler. Değil Türkiye’ye husumetleriyle maruf yabancılarla şeytanla bile iş birliği yapsalar ülkemize ve milletimize karşı işledikleri suçların hesabını vermekten kurtulamayacaklar. Ne zamanki kendisine böyle bir soru yönelten yabancı gazetecilere ne münasebet Türkiye herkesin can ve mal güvenliğinin devletimizin güvencesi altında olduğu bir ülkedir cevabını verirse işte o zaman hak ettiği saygıyı görür. Bunun için çok çalışması gerektiği açık. Bu süreçte ilk olarak da ana muhalefetin başındaki zata Rabia’yı öğrenme ödevi veriyorum. Rabia’nın anlamının tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet olduğunu öğrenene kadar cezalı. Bunu öğrenmesi lazım. Ne diyor, bu işaret bir terör örgütünün işaretiymiş, vah zavallı. Terör örgütünün işaretleri sizde.”