ANADOLU’NUN SESİ HALK MÜZİĞİ

ANADOLU’NUN SESİ HALK MÜZİĞİ
YAHYA AKSOY
Tarih boyunca ,Türklerin yarattığı zengin bir kültür ve uygarlığa ait yüzlerce kanıt vardır. Bunların en önemlisi “Erdemin başı dil” dir diyen Kâşgarlı Mahmud’un 11.yüzyılda yazdığı Divan-ı Lügati-t-Türk eseridir. Bu eserde Türklerde müzik kültürü, bütün yönleriyle işlenmiş.
Türkiye Cumhuriyeti’ni kültür temelleri üzerine kuran büyük önder Atatürk şunları söylemiştir ;” Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir.Musikisiz hayat mevcut olmaz, müzik hayatın neşesi,ruhu, sevinci ve her şeyidir. Bizim gerçek müziğimiz Anadolu halkında işitilebilir…”
Türk tarih Kurumu ,Dil Kurumu ve halk evleri ile tarih, dil ve kültür alanında örnek atılımlar yapılmış ve halk evleri, zengin halk kültürümüzün eğitim, uygulama ve arşivleme merkezi olarak , kısa sürede 35’den fazla dergi ve diğer yayınlarla kalıcı hizmetler gerçekleştirmiştir.
Âşık Veysel’in ifadesiyle ,”Türküz türküler yoldaşımız/Hesaba gelmez yaşımız/
Nerde olsa savaşımız/Türküz, türkü çığırırız”
Kulakta ve yürekte haz uyandıran, halk ezgisiyle bestelenmiş, hece ölçüsü ile yazılmış, uyaklı koşuklar olarak tanımlanan TÜRKÜLER, doğa ve insanı anlatan, ulusal kültürün temelini oluşturan halk kültürünün bayrağıdır. Türkülerimiz , ulusumuzun buluşma, kaynaşma ve övünç kaynağıdır. Türküler, hayatın yüreklere yansıyan sesi ve ezgisidir.
Türkülerimizde, deyimler,terimler, tamlamalar, benzetmeler ve imgeler en yüksek noktalara çıkmakta sözlü ve yazılı edebiyatımızı renklendirmektedir. Anonim olan türkülerimiz ve söz yazarı belli olan türkülerimiz toplumsal dayanışmanın ve yaşamın ortak ezgileri olmaktadır. Bu nedenle türkülerimiz, halkın ortak felsefesi, dili,sesi ve nefesidir. Halkımızın tüm ortak değerlerini ve yaşam öykülerini türkülerde bulabilmekteyiz.Anadolu’nun özgün sesidir.
Türküler, yaşam felsefesinin gök kuşağına bürünmüş renkli, ahenkli yüreğidir.
Anadolu gerçeğini, bütün yönleriyle derinliği ve genişliği ile birlikte türkülerde buluruz:
İnsan için yolun sonu gelse de türküler için son yok, sonsuzluk vardır.
Türküler , turnaların kanatlarında , dağların yücesinde, al yanaklarda, ahu gözlerde, mezar başında, saman yolu, kral yolu ve ipek yolu gibi tarihi yollarda kültürü, insanı ve yaşamı harmanlayarak, ezgilerle, dünü bugüne, bugünü yarına taşır ve tarihe not düşerek , gönül telinden sazın teline akarak ezgilerle hayatı sonsuzlaştırır. Türkülerde hayat ve halk vardır.
Halk müziğimizin usta erleri âşıklar-ozanlar-halk şairleri tüm sosyal ve mali haklara kavuşturulmalıdır. Eserleri arşivlenmeli ve desteklenmelidir. Geçmişte kurulan ve daha sonra kaldırılan “Devlet Halk ozanları topluluğu Müdürlüğü” yeniden kurulmalıdır. Türk Cumhuriyetleri ve Toplulukları ile ortak çalışmalar devam ettirilmelidir. TRT ve Kültür Bakanlığı Halk müziği repertuar kurulları gerçek uzmanlardan oluşmalı ve etkin çalışmalıdır.
Devlet bütçesine 1993’te ilk kez konulan “Mahalli sanatçılara yardım” faslı desteklenmeli, Etnografya müzelerinde yer alan halk sanatları ve çalgıları yerinde kalırken yeni anlayışla kentlerde yöresel halk sanatları ve özgün halk çalgıları müzeleri açılması yoluna gidilmelidir. Halk müziğine ait bütün bilgi, belge ve eserler bu müzelerde sergilenmelidir. Devlet bütçesiyle ve uzmanlarıyla bu alana destek olmalıdır.
Halkımızın ortak sesi , ulusal yaşam felsefemizin ve birliğimizin temel taşı olan halk müziğimizin araştırılması, derlenmesi, notaya alınması, arşivlenmesi ve tanıtılması için tüm resmi kurumlara,üniversitelere ve özel kuruluşlara büyük sorumluluklar düşmektedir.Bu alanda yapılacak çalıştaylar yararlı olacaktır.
Atatürk, bir toplantıda,hazır bulunanlara soruyor:
-En güç inkılap hangisidir?
Çeşitli görüşler ortaya atılır ve Atatürk kendisi söyler:
-En güç inkılap musıki inkılabıdır.
Halk Müziği Çalıştayı, Ankara’da 20 Şubat 2017 günü Bilkent otel,konferans salonunda gerçekleşti.Halk Ozanları Kültür Derneği (OZANDER) ile CHP Genel Merkezi Bilim ve Kültür Platformu işbirliğinde yapılan toplantının açılışını yapan Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, halk kültürümüzün temelini oluşturan halk müziğimize gereken ilgi ve desteği vermeliyiz” dedi. Akademisyenlerin, araştırmacıların,uzmanların ve bürokratların katıldığı çalıştayda kurulan üç komisyonda aşağıdaki konular, ilgililere sunulmak üzere raporlara bağlandı :
1-Halk Müziğinde Derleme/Arşivleme ve Türkiye’de halk Müziği Eğitimi.
2-Halk Müziği Eserlerinin telif ve diğer sorunları.
3-Müzik Yapıtlarının Seslendirilme Mekanları ve uygulamaya aktarılması.
Halk kültürümüzün temel taşlarından birisi olan halk müziğini, gözümüz gibi korumalı ve geliştirmeliyiz.